Yeni bir alışkanlığa başlarken, şartlar kusursuz olmadığında bile o alışkanlığa bağlı kalabilir misiniz? Bir alışkanlığı edinmek için her zaman küçük küçük ilerlemek önemlidir. Bundan, daha önceki yazılarımdan "2 Dakika Kuralı"nda bahsetmiştim. Bu küçük adımlar ve o adımlarda çıkan zorluklar sizi hedefe bağlı tutar. Bu noktada bir diğer kural "Goldilocks Kuralı" ndan bahsedeceğim.
Bu kurala göre maksimum motivasyon, tam altından kalkılabilir zorluk düzeyindeki bir meydan okumayla karşı karşıya geldiğinizde oluşur. Psikoloji araştırmalarında bu, optimal canlanma seviyesini sıkıntı ve kaygı arasındaki geçiş noktası olarak tanımlayan "Yerkes-Dodson Yasası" olarak da bilinir. Yerkes-Dodson yasası, uyarılma ile performans arasındaki ampirik ilişkiyi gösteren kanundur. İlk olarak iki psikolog, Robert M. Yerkes ve John Dillingham Dodson, tarafından 1908'de geliştirilmiştir. Bu kanun, performansın psikolojik veya mental uyarılma ile belirli bir noktaya kadar arttığını söyler. Uyarılma düzeyleri çok yükseldiğinde performans düşer. Bu süreç genellikle grafiksel olarak çan şekilli, öncelikle yükselen ardından yüksek uyarılma ile düşen bir eğri ile tasvir edilir.
Goldilocks Kuralı'nda da hayallerle aranızdaki engelin genellikle belirlediğimiz hedeflerin büyüklüğü ile ilişkili olduğu görülür. Bu hedefler bir günde gerçekleşemediği gibi, bir ileri bir geri şeklinde süreç içerisinde gösterilen efora bağlı olarak gelişir. Dolayısıyla hedefe doğru adımlar atarken karşılaşılan zorlukları her zaman küçük de olsa adım atarak geçmek gerekir. Böylece hedefe giden yolda motivasyon kaybı oluşmasını engellemek mümkün olacaktır. İlerleme hassas bir denge gerektirir. Düzenli olarak sınırlarınızı zorlayacak güçlükler ararken motivasyonunuzu korumaya yetecek kadar ilerleme kaydetmeye devam etmelisiniz.
Çekici ve tatmin edici kalmaları için davranışların yeniliklerini korumaları gerekir. Güçlüklerle karşılaşıldığında Goldilocks kuralı devreye girer. Kural, ne çok zor ne de çok kolay, “başa çıkılabilir” zorlukta hedefler belirlememiz gerektiğini ileri sürer. Belirlediğimiz hedeflerin, halihazırda sahip olduğumuz beceriler ile örtüşmesi oldukça önemlidir. Dolayısıyla büyük hedeflerimizi, kolaylıkla uygulanabilir parçalara bölmemiz ve aşama kaydetmek için kendimize zaman tanımamız gerekiyor. Bir hafta içerisinde hayalinizdeki kitabı yazamayabilirsiniz ama bir kaç gün içerisinde kitaptaki karakterlerden birinin hikayesini yazabilirsiniz. Ya da kitap yazmadan önce, kısa hikayeler yazarak hem yazma hem de hikaye anlatma becerinizi geliştirebilirsiniz. Özetle, bir hedef belirlerken küçük adımlarla ulaşılabilir hedefleri öncelendirmek, o hedefe ulaştıktan sonra daha büyük hedeflere yönelmek, zorluklarla karşılaşıldığında adım atmaya devam etmek ve bu şekilde o hedefe ulaşmayı kolaylaştırarak motivasyon düşüklüğüne kapılmadan ilerlemeyi sağlayacaktır.