LÖSEV 25’inci yılını kutluyor: Hedef 10 milyon gönüllüye ulaşmak

1998 yılında Ankara merkezli olarak kurulan, 7 milyonu aşkın gönüllüsüyle Türkiye’nin dört bir yerinden kanser hastasına destek olan Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV), bu yıl 25’inci yılını kutluyor. LÖSEV İzmir Halkla İlişkiler Uzmanı Tülin Tunca, 2023 hedeflerinin 10 milyon gönüllüye ulaşmak olduğunu söyledi. Türkiye’de her yıl 200 bin kişiye kanser teşhisi konulduğunu hatırlatan Tunca, LÖSEV olarak kanserin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dikkat çektiklerini aktardı. Tunca ile LÖSEV’i konuştuk… Türkiye’de en güvenilir sivil toplum kuruluşlarından birisi olarak bilinen LÖSEV’i sizden dinleyebilir miyiz? LÖSEV, 1998 yılında Ankara merkezli olarak kuruldu. Bu yıl 25’inci yılımız. Tüm Türkiye’deki kanser hastalarına ulaşabilmek adına 9 şehirde merkezimiz var. Bulunduğumuz bölgelerdeki çevre illeri de kapsayacak şekilde kanser hastalarına ulaşmaya çalışıyoruz. Çıkış noktamız lösemili çocuklardı. Fakat bu dönemde artık çocuk veya yetişkin her onkoloji hastasına yardımlarımızı iletiyoruz. LÖSEV’in birincil amacı kanserin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulamak.

KAYITLI 72 BİN HASTA

LÖSEV’e kayıtlı ne kadar hasta var... Gönüllü sayınızla ilgili de rakam verebilir misiniz… Şu anda bize kayıtlı 72 binden fazla hastamız var. 7 milyondan fazla da gönüllümüz var. Biz büyük bir aileyiz. 25’inci yılımızda hedefimiz 10 milyon gönüllüye ulaşmak. Türkiye’de yılda yaklaşık 200 bin kişi yeni tanı alıyor. Bunun yakın bir zamanda 500 bin kişi olması öngörülüyor. Her hastanın ortalama 1 buçuk yıl tedavi süresi olsa, bu çok ciddi bir yük ve sorun. Bir kanser hastası iyileşmeden 200 bin kişi daha kanser oluyor. Bizler kanserin ne kadar yayıldığını, bir aileye maliyetini, o aileye açtığı sosyal ve psikolojik yaralara dikkat çekmek istiyoruz.

YARDIMIN TEK BİR ÇEŞİDİ YOKTUR

Türkiye’de pek çok insanın sağlıklı gıdaya ulaşması zorken, asgari ücretle geçinen bir ailenin sağlıklı gıdaya ulaşması imkansız. Bu insanın bir kanser hastası olduğunu düşünün… Bir kanser hastasının çok daha fazla proteine ihtiyacı var. İşte burada LÖSEV devreye gidiyor. Ben LÖSEV’in kanser hastalarına bakış açısını seviyorum. Mesele sadece o aileye maddi yardım yapmak değil. Öncelikle kanser hastasının çocuk mu, genç mi, yetişkin mi olduğuna bakıyoruz. Her yaş grubunun farklı öncelikleri var. İşte LÖSEV’in bu bütüncül yaklaşımı beni çok etkiledi. Çünkü yardımın tek bir türü yoktur. Dolayısıyla ben LÖSEV’in yardımlarını saatlerce anlatabilirim. LÖSEV hastalara ve ailelere ne gibi destekler veriyor? Birincisi maddi destek. İkincisi ayni destek. Gıda paketleri, kıyafet, kırtasiye malzemeleri gibi… Kurban bağışlarımızı 12 ay boyunca kendi ellerimizle teslim ediyoruz. Bir ailenin bizi arayıp kırtasiye desteğine ihtiyacı olduğunu söylemesi bizi çok mutlu ediyor. Çünkü bizim bir aile olduğumuzu biliyor ve bunu rahatlıkla söyleyebileceğinden emin. Biz her türlü bağışı kabul ediyoruz. Gönüllümüz geliyor 15 tane kalem, 15 tane defter bağışlayabiliyor. Yardım etmek için sadece milyonlara ihtiyaç yok. Gönüllüler bu bağışların LÖSEV için çok kıymetli olduğunu biliyor. Biz kanserin sadece sağlıkla ilgili olmadığını biliyoruz. Önlenebilir olduğunun farkında olmak insanı daha çok harekete geçiren bir şey. Örneğin deprem bölgesindeki asbest tehlikesi… Biz bununla da ilgili bir çalışma yapmıştık. Deprem bölgesinde bize kayıtlı yaklaşık 11 bin hastamız var.

SOSYAL VE PSİKOLOJİK DESTEK

Üçüncüsü ise sosyal ve psikolojik destek. Mesela Bodrum Turgutreis’te bir otelimiz var. Bu otelde yaz boyunca bize kayıtlı hastalarımızı ağırlayacağız. Öte yandan çocuklarımızın doğum günlerinde, 23 Nisan, 19 Mayıs gibi diğer tüm özel günlerde de etkinlikler düzenliyoruz. Gençlerimiz için akademik ve sosyal eğitimler düzenliyoruz. Onları kariyer planlarını çizme yolunda da bir göz kırpıyoruz diyebilirim.

LSV Dükkan – İyi Şeyler Dükkanı

İyileşmiş anne ve babalarımıza yönelik atölyeler düzenliyoruz. Bunlar meslek edindirme kursları. LSV Dükkan’da annelerimizin emekleriyle oluşturulmuş ürünler satışa sunuluyor. Burada gördüğünüz her şeyde annelerimizin emeği var. Bunları meslek edindirme kurslarında aldıkları eğitimle hayata geçiriyorlar. Bu onların altın bileziği aslında. Annelerimiz kendi markalarını yarattılar. Doğukan Fikri FİDAN / Özel Haber