Amsterdam’dan selamlar… Yirmi gündür Amsterdam’dayım. Kızımın ve eşinin rehberliğinde birçok şehir gezdim. Özellikle Amsterdam’da çok gözlem yapma olanağım oldu. Mesleklerimden dolayı yeni bir bölgeye kente ya da ülkeye gittiğimde “tarımsal ürünler” ve “toplum yapısı” konusunda mutlaka gözlem yapıyorum. Kentlerin mimari yapıları ve görselliği v.s de ilgimi çekiyor. Hollanda ile ilgili yazı dizisinde  bunlara değineceğim. Hollanda’daki sosyolojik gözlemlerim sonucunda en çok ilgimi çeken insanların çok mutlu olmalarıydı. Dünya mutluluk raporuna göre Hollanda 146 ülke arasında 4. Sırada. Türkiye ise 112. sırada bulunuyor. Mutlu olmak psikolojik açıdan çok önemlidir. Bağışıklık sistemi beslenme ve mutlulukla güçlü olur. Mutlu toplumlar daha üretken ve verimli olurlar, yaptıkları işten haz duyarlar. Hollanda’da herkes bana selam veriyor ve yardımcı oluyor. Türkiye’den geldiğimi öğrenenler gülümsüyor ve telefondan çeviri yaparak Türkçe konuşmaya çalışıyorlar. Çok şaşırıyorum ve mutlu oluyorum. Buradaki insanların böyle yaklaşımları ve dolayısıyla Türkleri sevmeleri çok kıymetli. İzmir’de yirmi yıldır yaşadığım apartmanda selam veriyorum, bazıları öylece bakıyor cevap vermiyorlar. Elbette bu çok can sıkıcı. Birlikte yaşama kültürü bu değildir. Bunun birçok nedeni var, bunlardan en önemlisi Türkiye’de yaşayan insanların mutsuz olmasıdır. 146 ülke arasında 112. sırada olmak üzerinde durulması gereken çok önemli bir sorundur. Hollanda’da kafelerde vs. çalışanlar şarkılar mırıldanıyorlar, birbirleriyle ve müşterilerle şakalaşıyor içten gülümsüyorlar. Peki bir toplum neden mutludur? Bunun birçok nedeni var. Ben sosyolojik açıdan değerlendireceğim. Mutluluk konusuna bilimsel açıdan baktığımızda dinlerin çok fazla önemli olmadığı anlaşılıyor. Çünkü 2019 yılında Hollanda hakkında istatistiksel bilgi toplayan Hollanda Hükümeti toplam nüfusun % 54’ünün dini olmadığını ilan etmiş. Mutlu olmanın en önemli nedenlerinden birisi ekonomik koşullardır. Çünkü insanların beslenme, barınma, sağlık, eğitim, gibi temel ihtiyaçları karşılanır ve hava kirliliği olmayan temiz bir çevrede yaşarlarsa sağlıklı ve huzurlu olurlar. Hollanda’da yaşayanların sadece yaşamsal ihtiyaçları karşılanmıyor. Tatil, kültürel faaliyetler vb. gibi birçok doğal hakları olan ihtiyaçları da karşılanıyor. Yıllık enflasyon % 10. Hizmetleri karşılığında aldıkları para onlara yetiyor. Diğer bir nedeni güven duygusudur. Güven duygusu psikolojik açıdan çok önemlidir. Yaşanılan ülkede insanlar yaşamını kolaylaştıracak kurumlara kanun ve yönetmenliklere ve bunların uygulanmasına güven duyarsa insanların içi rahat olur huzurlu olurlar. Hollanda’da güvenle ilgili olumsuz hiçbir şey görmedim ve duymadım. Örneğin bütün yiyecekler ve etler akşamüstü bitiyor. Her gün taze ürün satılıyor. Yiyeceklerin porsiyonu büyük. Hileli ürünler satılmıyor. İyi tarım uygulamalarıyla üretim yapılıyor. Çok aşırı miktarda kimyasal gübre ve tarım zehri kullanılmadığı anlaşılıyor lezzetliler, zehir tadı almıyorum. Bütün bunlarla ilgili çok büyük yaptırımlar uygulanıyormuş. Yani hiçbir kanun ve yönetmenlik usulen değil, kağıt üzerinde kalmıyor tam olarak uygulanıyormuş. Tarım bakanlığı birçok gelişmekte olan ülkedeki gibi çok uluslu dev tarım şirketlerinin memurluğunu yapmıyor sanırım. Çünkü Hollanda gelişmiş bir ülke. Mutlu olmanın diğer bir nedeni dünyayı diğer canlılarla paylaşmaktır.  Birlikte yaşama kültürü çok önemlidir. Birlikte yaşama kültürünün en önemli unsurları; sevgi, saygı ve haklarla düşünmektir.” Haklarla düşünmek” herkesin diline, kültürüne, dinsel inancına, ırkına vb. yaşam biçimine saygı duymaktır. Ötekileştirmeden ayrımcılık yapmadan ve önyargılı davranmadan insanlarla iletişim kurabilmektir. Hollanda’daki toplum yapısı böyledir. O yüzen yabancılara iyi davranıyorlar. Ötekileştirmiyorlar, önyargılı değiller. Sevgiyle yaklaşıyorlar, saygı duyuyorlar insanlara. Bu yüzden bu küçük ülkede dünyanın her tarafından gelen insanlar huzur içinde mutlu yaşayabiliyorlar. Hollanda geçmişte sömürgeciydi bu doğru ama bunda halkın bir suçu yoktu ve zaten eskiden olan bir şeydi. Önemli olan şimdi ne durumda olduğudur. İnsan yaşamına saygı duyulması insanları mutlu eder. Amsterdam’da hiç korna sesi duymadım. Hollanda’da trafikte herkes birbirine saygı duyuyor. Zaten trafik yok. Raylı sistem ve bisiklet en önemli ulaşım aracı. Devlet bisikletin yaygınlaşması için bir dizi kolaylık sağladığı gibi otomobillerin yaygınlaşmasını da engelliyor. Hiç egzoz gazı sıkıntısı yok. Hava tertemiz, doğaya ve insana saygı var. Hiç gürültü yok. Sanki koca şehir bomboş gibi. Özgür bir ülke hiç kimse başkasının yaşamına karışmıyor; kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Çok içki içiliyor ama sokaklarda sarhoş görmedim. Bunda içkilerin kaliteli olması önemli bir neden. Burada her şey insanların gerçek ihtiyaçlarına ve toplumsal faydaya göre şekillenmiş. Örneğin bazı kiliselere pek kimse gitmeyince buralar kafe olarak kiraya verilmiş. Biz de iki kilisede çay kahve, bira ve şarap içtik. İnsanlar çok mutluydular keyifle vakit geçiriyorlardı. Dünya mutluluk raporuna göre 146 Ülke arasında ülkemizin 112. sırada olması çok üzücüdür ve düşündürücüdür. İnsanların en doğal haklarından biridir mutlu olmak. Herkese mutluluklar diliyorum. Amsterdam’dan selamlar sevgiler…