İhsar kavramının detaylarına inmeden önce, İslam dininde İhsarın ne anlama geldiğini ve hangi bağlamda kullanıldığını anlamak önemlidir. Son zamanlarda özellikle sıkça aratılan İhsar nedir? sorusunun cevabı haberimizde yer almaktadır...

İhsar nedir?

Hac veya umre için ihrama girmiş olan bir kişinin, engel olma veya hastalık gibi sebeplerle hac veya umreyi tamamlayamadan ihramdan çıkması durumuna "ihsâr" denir. Şâfiîler, ihsârı "hac ve umrenin tamamlanmasının engellenmesi" olarak tanımlarken, Hanefîler ise "farz veya nâfile hacda ihrama girdikten sonra Arafat’ta vakfeye durmaktan ve Kâbe’yi tavaf etmekten, umrede ise tavaftan alıkonulmak" şeklinde tarif ederler. Bu duruma maruz kalan kişiye de "muhsar" denir. Muhsarlık, bir kişiyi istediği şeyi yapmaktan alıkoymanın yanı sıra, hacc için ihrama giren kişiyi Arafat'taki vakfe veya ziyaret tavafından engelleme durumunu da içerir. Muhsar hükmü, hacc yolunda beraber yolculuk yaptığı mahremi ölen kadını da kapsar.

Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyrulur: "Başladığınız hac ve umreyi Allah için tamamlayın. Eğer hacdan alıkonulursanız size gücünüzün yettiği bir kurban gerekir. Bu kurban, yerine varmadan başınızı tıraş etmeyin. Sizden kim hasta olur veya başında bir rahatsızlık bulunursa tıraş olabilir. Ve bunun için oruç tutmak veya sadaka vermek yahut kurban kesmek suretiyle fidye verir. Eğer emniyet içinde iseniz, hac zamanına kadar umre yapana gücünün yettiği bir kurban gerekir. Kurban bulamayan kimseye hac sırasında üç gün, döndükten sonra da yedi gün oruç tutması gerekir. Bu, tam on gündür. Bu hüküm ailesi Mescid-i Haram çevresinde oturmayan kimse içindir. Allah'tan korkun. Bilin ki, Allah'ın cezası şiddetlidir" (el-Bakara, 2/196).

Kaynak: Haber Merkezi