İki marka, iki farklı hikaye

Abone Ol

Lamborghini ve Ferrari, dünyanın en iyi iki otomobil markası. 23 Ekim’de gösterime giren Lamborghini: The Man Behind the Legend (Lamborghini: Efsanenin Arkasındaki Adam) filminin fragmanlarını izlediğimde, beni beklentiye sokan yapım, izledikten sonra da bir o kadar hayal kırıklığı yarattı. Başrolünde Frank Grillo'nun yer aldığı film, Lamborghini markasının nasıl kurulduğunu, Ferrari ile bu rekabetin nasıl oluştuğunu anlatıyor.
25 Aralık'ta vizyona girecek olan, başrolünde Adam Driver'ın yer aldığı Ferrari filminin vizyona girmesiyle rekabeti iki açıdan da görmüş olacağız. 30 Ağustos'ta ilk fragmanı çıkan yapım yine beni beklentiye sokmayı başardı. (Bu sefer bu beklentim boş çıkmayacak eminim.) Film, bize bol bol dram, yarış sahneleri ve kaliteli oyunculuk vaadinde bulunuyor. İlk fragmandan küçük bir değerlendirme yapmak gerekirse, Ferrari, Lamborghini'nin filmini sollayıp geçiyor gibi görünüyor.
Peki, bu iki köklü marka nasıl oluştu?
Ferruccio Lamborghini, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra traktör üreticisi olarak sanayi hayatına giriş yapıyor. 1958'de satın aldığı ilk Ferrari 250 GT ile Ferruccio, ilerleyen vakitte Ferrari'nin tutkulu bir müşterisi oluyor. O dönemde Ferrarilerin hepsinde debriyaj sorunu olmasından dolayı, sürekli servise gitmekten sıkılan Ferruccio, çözümü Ferrari ile görüşmekte bulur. Bu görüşmede Ferrari'nin Lamborghini'nin endişelerini küçümseyen ve onu bir traktör üreticisi olarak görmesi, Ferruccio'yu öfkelendirir. Bu olaydan sonra hırslanan Ferruccio, kendi araba projesine başlar.
1963 yılında ilk süper otomobili olan 350 GT'yi üretir. 350 GT, V12 motoru ve zarif tasarımıyla da büyük beğeni toplamayı başarır. Lamborghini, 1966'da daha da güçlü olan 400 GT'yi piyasaya çıkarır. 1967'de ise Lamborghini'nin en ikonik modellerinden biri olan Miura tanıtılır. V12 motoruna sahip olan Miura, motoru arkaya monte edilen ilk süper otomobil ünvanının da sahibi olur. 
1898 yılında İtalya’nın Modena ilinde doğan Enzo Ferrari, küçük yaşlardan itibaren motor sporlarına ilgi duyardı. İlk olarak Vespa ile deneme sürüşlerine çıkan Enzo, 1929'da Alfa Romeo'nun yarış pilotu oldu. 1920'den 1932'ye kadar 12 yıllık süreçte Alfa Romeo'da yarış pilotluğu yaptıktan sonra oğlu Dino’nun dünyaya gelmesiyle birlikte pistlerden ayrılma kararı alarak doğduğu yer olan Modena'da küçük bir atölye kurma kararı alır. Ancak İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Modena bombalanır ve atölyesi de bu bombaların hedefi olur. Burada yaptığı araba tasarımını bitiremeden taşınmak zorunda kalan Enzo, Maranello'ya taşınarak burada yeni bir düzen kurar. Enzo, 1946'da kendi adını taşıyan ilk Ferrari olan 125 S'i tasarlar. Ferrari 250 ve 250G modelleri markanın adının daha da duyulmasını sağlar. 1950'lerde ve 1960'larda Formula 1'de büyük başarılar elde eden Ferrari 1952, 1953, 1956, 1958, 1961, 1964 ve 1965'te Formula 1 takımlar şampiyonluğunu kazanır. 1952, 1953, 1956, 1958, 1961 ve 1964'te ise pilotlar şampiyonluğunu elde eder. 
Ferrari’nin logosunun nereden geldiğine de değinmek istiyorum. Ferrari'nin logosu, İtalya'nın Modena şehrinde bulunan bir otomobil yarışçısı olan Francesco Baracca'nın uçağının gövdesinde bulunan şahlanan attan ilham alınarak tasarlanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında İtalyan Ordusu'nda savaşmış ve 34 hava zaferi kazanmış olan Baracca, 20 yaşındayken hayatını kaybetmiştir. 1923 yılında, Francesco Baracca'nın ailesi, Ferrari'nin yarış takımına gelerek, oğlunun şahlanan at figürünün Enzo Ferrari'nin otomobillerinde kullanılmasını istemiştir. Ferrari, bu teklifi memnuniyetle kabul ederek, logoyu ilk kez 1932 yılında yarıştığı yarışlarda kullanmaya başlar. Logonun sarı arka planı, Ferrari'nin doğduğu Modena şehrinin renklerini temsil ederken, logonun üst kısmında yer alan kırmızı, beyaz ve yeşil çizgiler ise İtalyan ulusal renklerini belirtmektedir.