Enflasyonun istenen düzeye indirilememesi ve bütçe kaynaklarının azalması nedeniyle hükümetin 31 Mart’taki yerel seçimin ardından vergi artışına yönelik adımlar atılacağı iddia edildi. Söz konusu vergiler arasında birinci konut haricinde mülk sahibinin diğer konutlarından kademeli olarak artan oranda gayrimenkul vergisi olacağı belirtiliyor. Söz konusu durumun özellikle kiracıları mağdur edeceğini söyleyen İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün, “Çünkü vatandaş, kiraya vereceği bu konuta, getirilen vergiyi de ekleyip fiyatı belirleyecek. Örneğin 3 milyon TL değerinde ikinci evi olan birine evinin değerinin yüzde 1’i oranında vergi artışı yapılsa 30 bin TL eder. Bunu 12 aya böldüğünüzde 2 bin 500 TL’yi daha kiraya ekleme durumu olacak. Yani bu sistemden zarar gören yine kiracı olacak” diye konuştu.
Çözüm bulundu bile
Yazlıkların ikinci konut sayılıp sayılmayacağı konusunun belirsiz olduğunu fakat günümüzde yazlıkların da yıl boyu oturulabilir hale gelmesinden dolayı pakete dahil edilebileceğini anlatan Rıdvan Akgün, böyle bir durumda yazlık satışlarında da artış yaşanabileceğini söyledi. Birden fazla konutu olanların olası artışa karşı evlerini çocuklarının üzerine geçirmeye başladığını sözlerine ekleyen Akgün, “Bu sayede ilave vergi artışından kapsam dışı kalacaklar. Bir gecede inşa edilen gecekondular gibi bu kişilerin çocukları da bir günde ev sahibi oluyor. Bu tür yasaklamalar, yeni vergilere yetkililerimiz ne kadar kafa yoruyorsa vatandaşımız da bunların bir çözümü bulmak için çabalıyor. Bundan sonra gayrimenkul alacak kişiler ikinci konutu kendi adına değil çocukların üzerine alacak” dedi.
“Satışlar durur”
Maliye Bakanlığı’nın ve Gelir İdaresi’nin bu konuyla ilgili öngörüleri olduğunu belirten Kaynar, “Seçimden sonra hazırlanacak torba yasada bu vergi artışının geçme ihtimali yüksek. Normal vergiler dışında ikinci, üçüncü, dördüncü evi olanlara kademeli bir şekilde vergi artışı yansıtılacak. Fakat bunun yansımaları çok olumsuz olur. Özellikle konutu olmayan ve kirada oturan insanlar çok olumsuz etkilenir. Çünkü kirası birden artacak ve zaten zor ödediği kirayı hiç ödeyemez hale gelecekler” ifadelerini kullandı. Elinde parası olanların da yatırım amaçlı olarak başka bir konut almaktan kaçınacağını sözlerine ekleyen Akgün, her geçen gün azalan konut satışının bu düzenlemeyle birlikte durma noktasına gelebileceğini vurguladı.
“Tersini yapmalıydı”
Akgün, konut sorununa çözüm üretebilmek adına olması gerekenleri de sıralayarak şöyle konuştu: “Aslında burada hükümet tam tersine vatandaşın elindeki parasıyla ikinci, hatta üçüncü konutu almasını teşvik edip barınma sorununu çözebilir ve kiraların inmesine, en azından sabit kalmasına imkan sağlayabilirdi. Yani vergi artırımı değil, vergi indirimine gidip Türkiye'nin ekonomide lokomotifi olan ve 250 yan sektörü besleyen inşaata bir can suyu sağlaması gerekirdi. Burada stratejik adım atılması gerekirken tersine ‘sen zenginsin, malın varsa seni cezalandırırız’ demek çok yanlış.”
“Olacağını sanmıyorum”
İzmir Ticaret Odası (İZTO) önceki dönem meclis üyesi inşaat mühendisi Levent Bendeş, böyle bir uygulamanın vatandaşın gayrimenkule yatırım yapmasının önüne geçeceğini söyledi. İnşaat sektörünün 250 alt sektörü beslediğine dikkat çeken Bendeş, “Eğer vergi gelirse vatandaş yatırım için ev almaz. Ev almazsa stok artar ve müteahhitler yeni ev yapmaz. Bu durumda 250 alt tedarikçi iş yapamaz hale gelir. O nedenle işsizliği artıracak, vatandaşın gayrimenkul yerine dolar veya altına yönelmesine neden olacak bu uygulamanın hayata geçeceğini düşünmüyorum. Aksi durumda çok büyük sıkıntılar ortaya çıkar. Ekonominin lokomotifi denilen inşaat sektörünün durması bir yana yavaşlaması bile sorunları artırır” diye konuştu.