Bilal-i Habeşî, İslam tarihinde önemli bir figür olarak bilinir. 581 yılında Habeşistanlı bir köle ailesinin çocuğu olarak Mekke’de dünyaya geldi. Annesi Hamâme ve babası Rebah olan Bilal, genç yaşta İslam'ı kabul eden ilk yedi kişiden biriydi ve bu inancını gizlemeden açıkça ilan edenler arasında yer aldı.

İslam'ı seçmesiyle birlikte Bilal, Mekke toplumunda büyük zulümlere maruz kaldı. Kölesi olduğu Ümeyye bin Halef, Bilal’in İslam’ı benimsemesinden ötürü ağır işkencelere başvurdu. Ancak Bilal'in bu işkencelere karşı gösterdiği direnç, Mekkeli müşriklerin dikkatini çekti ve onların zulmüne rağmen inancından taviz vermedi.

Ebu Bekir’in Bilal’e duyduğu sempati ve onun işkenceler karşısındaki direnişi, İslam tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Ebu Bekir, Bilal'i Ümeyye bin Halef’in elinden kurtardı ve ona özgürlüğünü verdi. Bu olay, Bilal’in İslam toplumunda kazandığı saygınlığın ve mücadelesinin sembolü haline geldi.

622 yılında gerçekleşen Hicret'in ardından Bilal-i Habeşî, Hz. Muhammed'in davetine uyarak Medine'ye göç etti. Medine'de Müslümanlar, namaz vakitlerini bildirmek için bir yöntem belirlemek istediler. Bu konuda karar verilmesi için yapılan görüşmelerde, Abdullah bin Zeyd'in gördüğü bir rüya büyük önem taşıdı. Rüyasında, ezanın bugünkü formunu gören Abdullah bin Zeyd, bu rüyayı Hz. Muhammed’e iletti. Hz. Muhammed, duyduğu ezanın Bilal-i Habeşî tarafından okunmasını emretti ve böylece namaz vakitlerinin ezanla duyurulması uygulaması başlamış oldu.

Bilal-i Habeşî, ezanı okurken yaptığı küçük bir eklemesiyle de tanınır. Sabah ezanında, "essalâtü hayrun minnen nevm" (namaz uykudan hayırlıdır) ifadesini ekleyerek, Hz. Muhammed’in onayını kazandı. Bu söz, Müslümanlar arasında büyük kabul gördü ve bugün bile ezanın bir parçası olarak okunmaktadır.

Bilal-i Habeşî, İslam’ın erken dönemlerinde önemli bir rol üstlendi. Bedir, Uhud, Hendek gibi savaşlarda Hz. Muhammed ile birlikte yer aldı ve İslam'ın yayılmasında aktif rol oynadı. Hz. Muhammed’in vefatından sonra Bilal, Şam'a yerleşti ve burada yaşamını sürdürdü.

Şam'da yaşarken, Bilal-i Habeşî bir gece gördüğü bir rüya sonrasında tekrar Medine'ye döndü ve sabah ezanını okudu. Bilal’in ezan sesini duyan Medineli Müslümanlar, Hz. Muhammed’in yaşadığı günleri hatırlayarak sokaklara döküldü.

641 yılında vefat eden Bilal-i Habeşî, Ehl-i Beyt mezarı olarak bilinen Şam’daki Babu’s Sağir mezarlığına defnedildi. Onun hayatı, İslam'ın ilk dönemlerindeki mücadele ve fedakarlıkların simgesi olarak anılmakta ve Müslümanlar için ilham kaynağı olmaktadır.

Kaynak: HABER MERKEZİ