Dünya

İsrail açıkladı: Hamas'ın yeni lideri Sinwar ö*dü mü?

İsrail Ordusu'ndan Hamas'ın yeni lideri Sinwar'ın hayatta olup olmadığına yönelik kritik açıklama geldi. Peki, Hamas'ın yeni lideri Sinwar ö*dü mü? Detaylar için haberimizi okumaya devam edin

Abone Ol

İsrail kaynaklarından Hamas lideri Yahya Sinwar'ın hayatta olup olmadığına yönelik kritik açıklama geldi. Peki, Hamas'ın yeni lideri Sinwar ö*dü mü? Detaylar için haberimizi okumaya devam edin.

Hamas'ın yeni lideri Sinwar ö*dü mü?

İsrail kaynakları, Hamas lideri Yahya Sinwar'ın hayatta olup olmadığını araştırdıklarını açıkladı.

İsrail ordusu, Gazze'deki operasyonlar sırasında üç teröristin etkisiz hale getirildiğini, bunlardan birinin Sinwar olabileceğini belirtti.

Ancak kimliklerin henüz doğrulanmadığı ifade edildi. Son günlerde Sinwar'ın durumu hakkında çeşitli spekülasyonlar bulunuyordu.

Yahya Sinwar kimdir?

Yahya Sinwar, 29 Ekim 1962'de Gazze'nin Han Yunus mülteci kampında doğdu ve Filistinli bir politikacı olarak tanınmaktadır. 2017'den itibaren Gazze Şeridi'ndeki Hamas lideri ve Ağustos 2024'ten itibaren Hamas Siyasi Bürosu Başkanı olan Sinwar, Filistin'in direniş mücadelesinin önemli figürlerinden biridir.

İlk yıllarını mülteci olarak geçiren Sinwar, eğitimini Gazze İslam Üniversitesi'nde tamamladı. 1989'da, İsrail askerlerinin ve işbirlikçisi olduğu düşünülen dört Filistinlinin ö*dürülmesini organize etmesi nedeniyle İsrail tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak 2011'de yapılan esir değişimi sırasında serbest bırakıldı. Hapishanede geçirdiği yıllarda, Hamas’ın güvenlik aygıtının oluşumunda önemli bir rol oynadı ve liderlik özellikleri kazandı.

Sinwar, 2017'de Hamas'ın Gazze'deki liderliğine seçildi. 2018-2019 Gazze sınır protestolarını destekledi ve İsrail'in işgaline karşı halk direnişi çağrısında bulundu. 2021'de yeniden Hamas lideri olarak seçilen Sinwar, 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik büyük saldırının arkasındaki isim olarak görülüyor. Bu saldırı, onu bölgedeki en etkili ve tartışmalı figürlerden biri haline getirdi. Ayrıca İran ile güçlü bağları olduğu biliniyor.

Sinwar, Eylül 2015'te ABD tarafından terörist olarak tanımlandı ve Hamas, uluslararası düzeyde birçok ülke tarafından terörist bir örgüt olarak kabul ediliyor. 2024 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi, Sinwar hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkarmayı planlıyor.

Hamas: 'Gazze'deki saldırılar ABD'nin sorumluluğunda'

Hamas, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki sivillere yönelik devam eden saldırılarının ve "Generaller Planı" çerçevesinde Filistinlileri bölgeden zorla göç ettirmeye yönelik adımlarının arkasında ABD'nin sorumluluğu olduğunu belirterek yeni bir açıklama yaptı.

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyine yönelik 13 gündür süren yoğun kara ve hava saldırılarının, Cibaliya Mülteci Kampı, Beyt Lahiya ve Beyt Hanun gibi bölgeleri hedef aldığını duyurdu. Yapılan açıklamada, İsrail'in bu saldırılarının "tam anlamıyla soykırım suçu" olarak değerlendirildi ve bu saldırıların "Generaller Planı" kapsamında yürütüldüğü ifade edildi. Plan, Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden sürülmesini ve bölgenin kuşatılmasının ardından silahlı direnişçilerin "ölüm ya da teslim olma" arasında bir tercih yapmaya zorlanmasını içeriyor. Hamas, bu planın arkasında ABD'nin siyasi ve askeri desteği olduğunu ve bu yüzden Washington yönetiminin Gazze'nin kuzeyinin yok edilmesinde sorumlu olduğunu öne sürdü.

Hamas ayrıca, Brüksel'de gerçekleştirilen Avrupa Birliği (AB)-Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi'ne dair de bir açıklama yaparak, somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, Gazze'ye yönelik tüm geçişlerin açılması ve insani yardımların bölgeye girişine izin verilmesi çağrısında bulunuldu. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi'nin 2735 sayılı kararına atıfta bulunarak, ateşkes için somut adımların atılmasının önemine değinildi.

"Generaller Planı" adı verilen plan, 7 Ekim'den itibaren Gazze'nin kuzeyine yönelik saldırılar ve tahliye süreçlerinin bir parçası olarak kabul ediliyor. İsrail ordusunun bölgedeki her hareketi hedef alarak giriş çıkışları engellemesi, kuşatma ve zorla tahliye stratejisinin bu plan doğrultusunda yürütüldüğü düşünülüyor.