Ege Denizi’nde 30 Ekim 2020 Cuma günü saat 14.51’de Seferihisar Doğanbey Mahallesi’nin 23 kilometre açığında 16,54 kilometre derinlikte kırılan fayın neden olduğu 6,6 büyüklüğündeki deprem yaklaşık 15 saniye sürdü. Bu 15 saniye İzmir’de 117 kişiyi hayattan kopardı, binlerce kişide onarılmaz derin yaralar bıraktı. Tarifsiz acıların yaşandığı deprem bölgesi, enkaz yığınına dönen binaların arasında yaşam mücadelesine tanıklık etti. Enkaz yığınına dönen binalardan biri de Rıza Bey Apartmanı oldu. Rıza Bey Apartmanı’ndan 91 saat sonra çıkarılan Ayda Gezgin ile mucizelere tanıklık edilen bir nokta olsa da, aynı zamanda 36 canın yitirildiği bir ihmaller yığınıydı. Rıza Bey Apartmanı’nda çocukları Diren (2,5), Feda (10), ağabeyi Deniz Yücel’in çocukları Lena (4) ve Vera (6) ile anneleri Arife Yücel’i (60) kaybeden Deniz Yücel, kaybettikleri canların hesabını sormak için açtıkları davanın hala devam ettiğini ve duruşmalar ilerledikçe sanıkların arttığını kaydetti.
‘Güçlendirme yalanı’
Rıza Bey Apartmanı davasının Mayıs 2025’e ertelendiğini belirten Yücel, “Apartmanın yıkılmasında müteahhitin kusurlu olduğu ve kat maliklerinin izinsiz epoksi işlemi yaptırdıkları anlaşıldı. Belirtilen epoksi şirketinin mahkemede verdiği ifadede ise, ‘Biz bir makyaj işlemi yaptık, güçlendirme yapmadık’ ifadelerini kullandı. Bu işlem 2003-2004 yılları arasında yapılmış. Güçlendirme adı altında binada yaşayanları rahatlatmışlar. Kat maliklerinin yaptıkları suç teşkil etse de, Türkiye’de yapılan işlem nedeniyle kat maliklerinin ceza aldığı görülmüş bir şey değil. Onlar da ağız birliği yapıyor. Bu yüzden de dava birkaç aile dışında kimse tarafından takip edilmiyor. Burada 36 kişi öldü ancak davayı takip eden yok. Bu da bizi çok daha fazla üzüyor. Kendi canlarının hesabını vicdanlarına nasıl sığdırıyorlar bilmiyorum” dedi.
‘Riskten bahsedilmedi’
Rıza Bey Apartmanı’ndaki dairelerini 2012 yılında aldıklarını belirten Yücel, “Biz daireyi 2012’de Bayraklı Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı risk raporundan 1 yıl sonra aldık. Bu risk raporu hakkında bize hiçbir bilgi verilmedi. Verilseydi bu daireyi asla almazdık. Ben sonuna kadar davayı takip edeceğim. Annemin ve çocuklarımızın haklarını sonuna kadar arayacağız” ifadelerini kullandı. Depremden sonra yapılan ilk yerinde projelerden birinin Rıza Bey Apartmanı’nın yerine yapıldığını belirten Yücel, aradan geçen yıllara rağmen dairelerinin tapularını hala alamadıklarını söyledi. Yücel, “Rıza Bey Apartmanı’nın yerine ilk projelerden biri yapıldı. Ancak bu dairelerin tapuları hala verilmedi. Burası kardeşimin dairesi. Ben bir park geride oturuyorum. Benim binam az hasarlıydı, biz kendimiz binamızı yıkıp yaptık. Kendi göbeğimizi kendimiz kestik yani. Herhangi bir yardım, destek almadık” diye konuştu. Rıza Bey apartmanı sakinlerinden Hüseyin Bilgin Yücel, AFAD tarafından kendilerine kredi sözleşmesi imzalatıldığını söylerken, “Sözleşmeyi imzalamayanların daire üzerinden hak talep edemeyeceği söylendi. Fakat imza atanlar dairelerde yaşamaya başladı. Dairelerin yapımı bittikten sonra teslim tutanağı ile dairelerin kullanımı hak sahiplerine verildi. Ancak AFAD tarafından tapu süreçlerinin devam ettiği belirtilerek dairelerinin tapuları verilmedi.
‘Tapular teslim edildi’
İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Bilal Çoban, geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından açıklanan 4 bin 602 konutun teslim edildiği bilgisinin doğru olduğunu kaydetti. Konutların iki kategoriye ayrıldığını belirten Çoban, “Bazı bölgeler AFAD’ın kontrolünde bazı bölgeler ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kontrolünde. AFAD bölgesindekilerin borçlanması bittiğinde tapu teslimleri yapılacak. Şu anda tapu verilmese de kullanım hakkı sunuluyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kontrolündekilerde ise yerinde yapılan dönüşümlerin hepsinde borçlanmaları bitenlere tapu teslimi yapıldı. Şu anda sade 130 iş yeriyle ilgili süreçlerimiz devam ediyor” dedi.
“Sorun orta hasarlıda”
Ağır hasarlı binaların yapımında bir sorun olmadığını ancak asıl sorunun orta hasarlı binalarda yaşandığını belirten Çoban, “Orta hasarlı binalara bir destek verilmedi. Bina sahipleri kendileri yıkıp yapımlarına başladı. Binaların çoğunda inşaat başlasa da bitirmekte zorlanılıyor. Bunun için de şu anda Dünya Bankası’nın verdiği krediler bekleniyor, krediyi alanlar riskli binaların dönüşümünü tamamlıyor” ifadelerini kullandı.