İzmir Körfezi'nde yaşanan çevresel felaket, Ege Üniversitesi'nin de dâhil olduğu geniş çaplı bilimsel çalışmalarla masaya yatırıldı. Su kirliliği ve balık ölümleri gibi ciddi sonuçlara yol açan bu çevre sorununun çözümü için bölgedeki üniversiteler ve yetkililer bir araya gelerek çözüm arayışına girdi. Toplantıya, önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, İzmir Milletvekilleri Dr. Mahmut Atilla Kaya ve Yaşar Kırkpınar’ın yanı sıra, farklı disiplinlerdeki bilim insanları katıldı.
"Toplumsal Bir Meseleyle Karşı Karşıyayız"
Toplantıda konuşan Dr. Mehmet Kasapoğlu, İzmir Körfezi'nde yaşanan çevre felaketinin ciddiyetine dikkat çekerek, çözüm için üniversitelerin ve bilim insanlarının rolünün önemini vurguladı. Kasapoğlu, “Toplumsal bir meseleyle, çevresel bir felaketle karşı karşıyayız. Üniversitelerimizin de buna duyarsız kalmasını düşünemeyiz. Bu bağlamda Ege Üniversitemizin bu konudaki çabaları ve gayretleri son derece mutluluk verici. Bilim insanlarımız olmadan bu süreçlerin çözülebileceğine inanmıyorum. Bilimin önderliği ve katkısı çok kıymetli. İzmir’deki üniversitelerimizden bu konudaki deneyimli hocalarımızın bu işin içerisinde olması oldukça önemli. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak hocamız başta olmak üzere değerli bilim ekibimize teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Çözüm Odaklı Ekosistem Temelli Yaklaşımlar
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak da toplantıda yaptığı açıklamada, üniversite olarak İzmir Körfezi'ndeki çevre sorunlarına çözüm üretmek için yoğun bir çaba içinde olduklarını belirtti. Prof. Dr. Budak, "İzmir Körfezi'nde yaşanan çevre felaketinin çözümü için atılması gereken adımlar ve stratejiler üzerine, Su Ürünleri ve Fen Fakültemizin öğretim üyeleri başta olmak üzere farklı disiplinlerden bilim insanlarımızla akademik birikimlerimizi hayata geçirmek amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Körfezdeki su kalitesinin iyileştirilmesi, kirlilik kaynaklarının tespiti ve deniz ekosisteminin yeniden canlandırılması amacıyla, ilgili bilim insanlarımızın hazırladığı bilimsel veriler doğrultusunda yenilikçi çözümler üretmeyi hedefliyoruz. İzmir Körfezi’ndeki balık ölümlerinin ve çevre kirliliğinin sebeplerinin araştırılması ve önlenmesi amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde Bilim Kurulu oluşturulmuştu. Bölgenin ilk, ülkemizin en köklü yükseköğretim kurumlarından birisi olarak bünyemizde Su Ürünleri Fakültesi, Fen Fakültesi ve Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi gibi akademik birimler bulunuyor. Faklı disiplinlerden bilim insanlarımızın da bu konularla ilgili çalışmaları bulunuyor." dedi.
Bilim Kurulu ve Stratejik Adımlar
Prof. Dr. Budak, İzmir Körfezi'ndeki balık ölümleri ve kötü kokunun nedenlerinin araştırılması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde oluşturulan Bilim Kurulu'nun önemli bir rol üstlendiğini de belirtti. Ayrıca Ege Üniversitesi'nin Su Ürünleri Fakültesi, Fen Fakültesi ve Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi gibi birimlerinin bu sorunların çözümü için bilimsel veriler sunduğunu ifade etti. Budak, "Bugün önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanımız ve İzmir Milletvekilimiz Dr. Mehmet Kasapoğlu, İzmir Milletvekillerimiz Mahmut Atilla Kaya ve Yaşar Kırkpınar’ın teşrifleri, faklı disiplinlerden akademisyenlerimizin katılımı ile bir toplantı yaptık. Biyolojik çeşitliliğin korunması ve bölgedeki doğal yaşamın sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, öğretim üyelerimizin sunduğu bilimsel raporlar doğrultusunda İzmir Körfezi'ndeki çevresel sorunların çözümü için kısa ve uzun vadede uygulanacak tedbirlerle, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız başta olmak üzere, devletimizin talebi doğrultusunda İzmir Körfezi'ndeki kirlilik sorununu kalıcı çözümüne ulaşmak amacıyla, güçlü akademik kadromuz ve bilimsel çalışmalarımızla her türlü desteği sağlamaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz" diye konuştu.
İzmir Körfezi'nde yaşanan bu çevresel felaketin çözümü için üniversitelerin ve bilim insanlarının iş birliği yapması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve deniz ekosisteminin korunması adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.