Heredot’un, "yüce gök kubbenin altında ve dünyanın en güzel ikliminde kurulan şehir" diye tanımladığı İzmir’in, zengin tarihe ve kültürel çeşitliliğe sahip olması şehrin mitolojik efsanelerine de yansımaktadır. İzmir’in kuruluş hikâyesi, Homeros, Artemis gibi birçok mitolojik karakterin buradan geçtiğini, Efes’te ve Bergama’da rahatlıkla görebiliyoruz. Ben de bu günkü yazımda bu efsanelerin hepsinden de olmasa bazılarından bahsetmek istedim.
İzmir'in kuruluşu, bir efsaneye göre, deniz tanrısı Poseidon'un bir rüyasına dayanır. Bir gece rüyasında, İzmir Körfezi kıyısında güzel bir kentin kurulacağını gören Poseidon, bu kentin denizin ve ticaretin merkezi olacağını, dünyanın dört bir yanından insanların buraya geleceğini görür. Poseidon, rüyasını habercisi aracılığıyla İyonlar’a bildirir. Poseidon'un emrini yerine getirmek için harekete geçen bir grup İyon, İzmir Körfezi'ne gelir ve burada kenti kurmaya başlar. Kente, Poseidon'un onuruna "Smyrna" adını verirler. Kısa sürede önemli bir ticaret merkezi haline gelen kentte deniz ticaretinin artmasıyla birlikte, çoğu tüccar buraya yerleşir ve kentin nüfusu da bu sayede artmaya başlar. (İzmir’in Smyrna harici Zmirna, Smira, Lesmira, İsmira, Samorna, Smurna isimlerini de tarih içerisinde aldığı söylenir)
Yunan mitolojisinde avcılık, vahşi doğa ve genç kızlar tanrıçası olan Artemis, Zeus ve Leto'nun kızı, Apollon'nun da ikiz kardeşidir.
Artemis'in doğumu, annesi Leto'nun Hera tarafından zulüm görmesiyle başlar. Hera, Leto'nun Zeus'tan bir çocuğu olacağını öğrenince, Leto'nun doğum yapmasına izin vermeyeceğine yemin eder. Leto, Delos adasına kaçar ve burada Artemis'i doğurur. Doğduğu anda yürümeye ve konuşmaya başlayan Artemis'e babası Zeus tarafından yay ve ok verilerek onu avcılık tanrıçası ilan eder. Bir gün Artemis ormanda avlanırken Poseidon'un oğlu Orion ile karşılaşır. Kendine verdiği evlenmeme kararını hiçe sayacak kadar bu adama aşık olur. Artemis'in kardeşi Apollon da kız kardeşinin Orion ile evlenmesini istemez, çünkü Apollon'un gözünde bu adam kardeşine layık biri değildir. Apollon ne yaparsa yapsın Artemis'i bu fikrinden döndüremez. En son çare olarak Orion'u öldürmeye karar veren Apollon, Orion'un denizde yüzdüğü bir gün yanına gider. Kıyıdan iyice uzaklaşmasını ister ve Orion'un başının bir nokta kadar göründüğü ana kadar bekler. Bu sırada kardeşi Artemis'i çağırır ve denizdeki noktayı vurmasını ister. Denizdeki noktanın sevdiği adam olduğunu fark etmeyen Artemis, onu başından vurur. Farkında olmadan işlediği bu suçtan dolayı çok üzülen Artemis, babası Zeus'a Orion'u bir yıldız yapması için yalvarır. Zeus, kızını çok sevdiği için bu isteğini yerine getirir ve yarattığı takımyıldızına "Orion" adını verir. (Orion takımyıldızının hikayesi de buradan gelmektedir) Bu hikayeye ek olarak, Milattan önce Artemis, Efes'in koruyucu tanrıçası olarak adlandırılırmış. Artemis'e adanmış olarak yapılan Efes'teki Artemis tapınağı, MÖ 550 yılında inşa edilmiş ve MÖ 356 yılında Herostratus tarafından yakılmıştır. Her yıl, Artemis Festivali düzenleyen Efesliler, bu festivalde Artemis'e taparak ondan yardım istermiş.
Athena, Zeus ve Titan tanrıçası Metis'in kızıdır. Ancak Athena'nın doğumunda ilginç bir hikaye vardır. Mitolojik bir öyküye göre, Zeus, Metis ile evlenmeden önce bir kehanet duyar. Kehanet, Metis'in Zeus'un bir oğulu doğurduktan sonra bir kız çocuğu daha doğurup bu kızın oğlunu devireceğini öngörür. Bu nedenle Zeus, Metis'i yutarak kendi içinde saklar. Bir süre sonra Zeus baş ağrısı çekmeye başlar ve bu ağrıyı sona erdirmek için kafasını yarıp Athena'yı doğurur. Athena, babasının başından yetişkin bir şekilde doğar. Bu nedenle Athena, "baş ağrısından doğan tanrıça" olarak da bilinir. Athena, Antik Dönem'de Ildır'ın koruyucusu olarak da bilinir.