İzmir'de kritik bir sorun olarak ortaya çıkan zemin çökmesi, Türkiye Bilimler Akademisi'nin çevre ve iklim değişikliği üzerine çalışan bir üyesi olan Prof. Dr. Doğan Yaşar tarafından büyük bir endişe kaynağı olarak değerlendiriliyor. Yaşar'a göre, her yıl ortalama 1,5 santimetrelik bir hızla gerçekleşen zemin çökmesi, İzmir'i gelecekte deniz suyu altında bırakma potansiyeline sahip. Alsancak Kordon başta olmak üzere sahil bölgeleri, bu süreçte sular altında kalma riskiyle karşı karşıya.
İzmir'de deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte zemin çökmesi sorunu daha da vurgulanıyor. Dünya genelinde deniz seviyesi yılda ortalama 2,5 ila 3 milimetre arasında artarken, İzmir'de bu artışın 1,5 santimetre civarında gerçekleşmesinin nedeni olarak zemin çökmesi gösteriliyor. Prof. Dr. Yaşar, şehrin tarihi dolgu alanlarının ağırlıklarını taşıyamayarak zamanla çökmesine ve dolayısıyla kentin su altında kalma riskinin artmasına dikkat çekiyor.
Kenti etkileyen son büyük yağış olayları, Alsancak gibi merkezi noktalarda deniz suyunun içeriye kadar ilerlemesine yol açtı. Bu durum, gelecekte daha büyük su baskınlarının olabileceği uyarısını güçlendiriyor. Prof. Dr. Yaşar, tarihi verilere dayanarak, 1927'de körfezdeki çökmenin 50 santimetreye kadar ulaştığını belirtiyor ve bu durumun günümüzdeki çökme sürecini açıklamak için önemli bir referans olduğunu vurguluyor.
Dünya genelinde Jakarta ve Mexico City gibi şehirlerde de benzer zemin çökme sorunları yaşanıyor ancak bu şehirlerdeki çözüm stratejileri İzmir için uygun olmayabilir. Bu şehirlerdeki çökme hızları yılda 10 ila 15 santimetre arasında değişirken, bu durumu yönetmek için şehirleri terk etme stratejileri gündeme geliyor. Ancak İzmir için böyle bir çözümün mümkün olmadığı ve mevcut kıyı şeridinde alınacak önlemlerin zorunlu olduğu belirtiliyor.
Kentin altyapısının bu değişen koşullara uygun hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, kordon boyunca yapılan inşaatların kotlarının yükseltilmesinin önemli olduğunu söylüyor. Ancak bu önlemlerin maliyetinin yüksek olduğu ve şehir yönetiminin uzmanlarla bir araya gelerek detaylı bir çalışma yapması gerektiği konusunda uyarıyor. Yaşar'a göre, İzmir'in gelecekteki su altında kalma riski, kentin tüm planlamalarında öncelikli bir konu olarak ele alınmalıdır.
Son olarak, Prof. Dr. Yaşar, kentin çökme problemine çözüm bulunmaması halinde 50 ila 60 yıl içinde deniz suyunun Basmane gibi merkezi noktalara kadar ilerleyebileceğini belirtiyor. Bu durumun kısa bir zaman dilimi gibi görünse de, şehir planlamacılarının bu süreci dikkate alarak acil önlemler alması gerektiğini vurguluyor.