Kadının adı var

Abone Ol

‘Coğrafya Kaderdir’ demiş tarihçi İbni Haldun…
Gerçekten kader mi yoksa değil mi? 

Bu sorunun cevabı kişiye ve duruma göre değişebilir. Ancak biz kadınlar için her coğrafyada mücadele zorlu. Özellikle gelişmemiş ülkelerde durum daha vahim. 
Örnek vermek gerekirse; pek çok bölgede yasak olsa da Afrika, Asya ve Orta Doğu’da hala kadınlar sünnet ediliyor. 
Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerde ‘Bacha Posh’ anlayışı hâkim. 

Merak edenler için kısaca açıklayayım. Bacha Posh, erkek çocuğu olmayan ailelerin kız çocuklarını belirli bir yaşa kadar erkekmiş gibi giydirdiği sapkın düzen. Tek suçları yaşadıkları ülkede kız çocuğu olarak doğmak.

Lakin ülkemiz de dahil olmak üzere Avrupa ve dünyanın birçok yerinde bizlerin cinsiyet olarak yükü ağır. Kadın, mesleği ne olursa olsun aynı zamanda vazgeçilmez bir ev işçisi olarak düşünülmekte. Yani eş, anne ve ailenin bir üyesidir. Oysa hem aile hem de toplumsal yaşam açısından kadının ve erkeğin aynı eşitlikte olması gerekir.

Pozitif ayrımcılıktan toplumsal cinsiyet eşitliğine dönme çabası güzel olabilir. Yine de sorunları çözmek için yeterli değil. Ne yazık ki hala çocuk gelin, kadına yönelik şiddet ve cinayet haberlerini okuyoruz. Bu bahsettiğim suçlardan hüküm giyenlerin cezalarının artırılması belki daha caydırıcı olabilir. Fakat kesin çözüm değil. Bu konularda çok yol almalıyız. 

Toplumda kadın olmak; erkek statülerinin izin verdiği ölçüde erkek egemen kültür tarafından oluşturulmuş bir düzendir. Okuduğum bir makalede şöyle diyordu: “Erkeklerin siyaset alanındaki hakimiyeti, kadınların kamusal alandan çeşitli şekillerde dışlanarak eve mahkûm edilmesi sayesinde gerçekleştiği göz ardı edilerek, doğal kabul edilir. Oysa bu, cinsiyete göre rollerin dağılımına bağlı olarak gerçekleşmiş tarihsel bir olgudur, keyfidir; yani başka türlü olması da pekâlâ mümkündür.” 
Kısaca kadının siyasetteki rolünün de öneminin altını çiziyor. Son seçimde kadın milletvekili sayısındaki artış minik de olsa sevindirici. Umarım gelecekte bu sayı daha da artar. Yukarıda bahsettiğim gibi bu konuda da yolumuz çok uzun, çok.

Kadın herhangi bir sınırlamaya, önyargıya ya da ayrımcılığa maruz kalmadan toplumsal yaşamın her alanına eşit biçimde katılırsa onu kimse tutamaz. Geçmişte örnekleri olduğu gibi günümüzde de başarılara imza atan kadınlarımız mevcut. Neden daha fazlası olmasın. Neden?
Yeter ki, biz kadınların önüne engel konulmasın.

Son olarak ‘Kadın’ temalı birkaç kitap tavsiyesi vermek isterim sizlere. Kadın, yüzyıllar boyunca türlü türlü şiirlere ve hikâyelere konu olmuştur. Birçok yazar, kitaplarında kadını farklı açılardan ele almıştır. Kimi duygusal çıkarımlar yapmıştır, kimi ise kadının gücü üzerine durmuştur. İşte o seçkiler:

1) Devrimi Kadınlar Yapar – Yaşar Gürsoy  2) Kadınlar – Eduardo Galeano  3) Savaş ve Kadın – Tecelli Sercan Sırma  4) İpek Sabahlık – Osman Balcıgil  5) Antabus – Seray Şahiner  6) Bir Kadın Ağladığında – Uğur Gökbulut  7) Çöl Çiçeği – Waris Dirie  8) Kabuğunu Kıran İnci – Nadia Hashimi 9) Esir Kuşun Şarkısı – Jasmin Darznik 10) Öteki Einstein – Marie Benedict.