1 Mayıs, dünya genelinde işçi sınıfının birlik ve dayanışma günü olarak kutlanırken, bazı ülkelerde tarihi bir kara lekeye dönüşmüştür. Kullanıcılar, 'Kanlı 1 Mayıs ne zaman oldu?' sorusuna cevap ararken, geçmişin acı hatıralarına dair bir yolculuğa çıkıyorlar. İşte, bu önemli tarihin detayları ve etkileri hakkında bir bakış açısı...

Kanlı 1 Mayıs olayı nedir?

Türkiye'de 1 Mayıs İşçi Bayramı, tarih boyunca sıkıntılı bir süreçten geçti. İlk olarak 1911'de Osmanlı topraklarında Selanik'te kutlanan bayram, İstanbul'da 1912'de resmi olarak kutlandı. Ancak, 1923'te bayramın yasal statüsüne kavuştuktan bir yıl sonra, hükümet tarafından kitlesel kutlamalar yasaklandı. Ardından 1925'te çıkarılan Takrir-i Sükûn Kanunu ile kutlamalar tamamen yasaklandı. Cumhuriyet döneminde işçi hareketinin yükselmesiyle birlikte, 1 Mayıs uzun yıllar boyunca kutlanamadı. Ancak, 1976'da Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) öncülüğünde yeniden kutlanmaya başlandı.

1977 yılına gelindiğinde, DİSK daha kitlesel bir kutlama için hazırlıklara başladı. Ancak, kutlama öncesi gerilimler artmaya başladı. Bazı Maoist gruplar, DİSK'in politikalarına karşı çıkarak kutlamaya katılmak istediklerini belirtti. DİSK ise, bu grupların kutlamaya katılmasını istemedi ve gerilim tırmandı. Kutlama günü olan 1 Mayıs'ta, Taksim Meydanı'nda toplanan yüz binlerce kişi arasında yaşanan gerginlikler, kısa sürede kanlı bir çatışmaya dönüştü.

Dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'in konuşması sırasında, Saraçhane tarafından Taksim Meydanı'na doğru yürüyüş yapan Maoist gruplar ile DİSK güvenlik görevlileri arasında çatışma başladı. Silah sesleri duyulmaya başlandı ve Taksim Meydanı bir anda kaosun pençesine düştü. Polis müdahalesiyle birlikte panik arttı ve birçok kişi ezilme, boğulma ya da silahla vurulma sonucu yaşamını yitirdi.

Olayın ardından 470 kişi gözaltına alındı, ancak hiçbiri suçlu bulunmadı. Tertip komitesi, bazı sendika ve sol gruplardan 98 kişi hakkında 14 yıl süren yargılamalar başlattı, ancak kimse ceza almadı. Olayla ilgili sorumluların adalet önüne çıkarılamaması ve aydınlatılamaması, yıllar boyunca toplumda derin bir yara olarak kaldı.

Kaynak: Haber Merkezi