Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Teker, kanser tedavisindeki son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Onkolojinin tıp alanında en hızlı ilerleyen disiplinlerden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Teker, kanser tedavisinde yaşanan çığır açan gelişmelere dikkat çekti. “Bugün artık son evre kanser teşhisi konan hastaların 1 yıl yerine 4-5 yıl yaşama şansı olduğunu gözlemliyoruz” diyen Teker, bu alandaki ilerlemelerin önemini vurguladı.
Türkiye’de en sık görülen kanser türlerinin akciğer, meme ve bağırsak kanseri olduğunu belirten Prof. Dr. Teker, tanının kan testleri, radyolojik yöntemler ve patolojik incelemelerle konduğunu söyledi. Biyopsi yapılmasının kanserin yayılmasına yol açacağı inancının doğru olmadığını vurgulayan Teker, uygun yöntemlerle doku örneği almanın tedaviyi belirlemek için gerekli olduğunu açıkladı. Hastalığın evresini belirlemenin önemine değinen Teker, kanserin dört aşamada ele alındığını ve tedavi stratejilerinin buna göre belirlendiğini ifade etti.
KANSERE KARŞI TEDAVİDE BAŞARI ARTIYOR
Kanseri daha iyi anladıklarını ve tedavi başarılarının arttığını belirten Prof. Dr. Teker, moleküler testlerin hastaların hangi tedaviye yanıt vereceğini anlamak için önemli olduğunu dile getirdi. Her hastanın farklı tedavi yöntemlerine yanıt verebileceğini söyleyen Teker, bu nedenle kişiye özel tedavi yaklaşımlarının önemine dikkat çekti. Genomik profilleme sayesinde bazen beklenmedik mutasyonlar keşfedilebildiğini ve bu durumun tedavi stratejilerini değiştirdiğini belirtti.
Kanser tanısı konmuş hastalara önerilerde bulunan Prof. Dr. Teker, “Kanser artık umutsuz bir hastalık değil. Tedavide çok büyük ilerlemeler var. Dördüncü evre kanserde dahi yeni tedavi seçenekleri mevcut. İnternetten veya çevreden duyduğunuz bilgilere itibar etmeyin, çünkü bu bilgiler güncelliğini yitirebilir” dedi. Türkiye’nin tıp alanında ileri bir noktada olduğunu ve tedavi sonuçlarının dünya standartlarının üzerinde olduğunu belirten Teker, hastaların mücadelelerini bırakmamalarının önemine değindi. Hastaların tedavi süreçlerini başkalarıyla kıyaslamamaları gerektiğini vurgulayan Teker, her insanın farklı olduğunu ve tedavi yanıtlarının da kişiye özel olduğunu hatırlattı.