Kayseri, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda mistik atmosferiyle de dikkat çeken bir şehirdir. Şehirde bulunan türbeler, bu mistik dokunun önemli bir parçasını oluşturur. Ziyaretçiler, Kayseri'nin türbelerini keşfederek şehrin tarihine ve kültürel derinliğine bir adım daha yaklaşabilirler. Siz de Kayseri'de hangi türbelerin olduğunu ve bu türbelerin nerede bulunduğunu merak mı ediyorsunuz? İşte size Kayseri türbelerinin ayrıntılı rehberi...

Kayseri’de hangi türbeler var?

Yukarı Develi Selçuklu Cami ve Kümbetleri

Yukarı Develi'de, tarih kokan sokaklarında Selçuklu dönemine ait önemli eserler bulunmaktadır. İşte bu eserlerden biri olan Develi Ulu (Sivasi Hatun) Camii, Cami-i Kebir Mahallesi'nde, Selçuk Sokak'ta ziyaretçilerini karşılamaktadır. 1282 yılında inşa edilen bu cami, günümüzde hala ibadet için kullanılmaktadır. Özellikle mihrap süslemeleriyle dikkat çeken bu yapı, döneminin en zarif mimari eserlerinden biridir. Ancak ahşap minberi oldukça harap durumdadır ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından Selçuklu Uygarlığı Müzesi'nde sergilenmektedir.

Yukarı Develi'nin diğer önemli bir türbesi ise Dev Ali Türbesi'dir. Dev Ali Mahallesi'nde bulunan bu türbenin inşa tarihi 13. yüzyılın son çeyreğine dayanır. Sağlam bir şekilde günümüze ulaşan bu türbe, yapıldığı amaca uygun olarak kullanılmıştır, tarihin derinliklerinden gelen izleriyle ziyaretçilerini selamlamaktadır.

Seyyid Şerif Türbesi ise Yukarı Develi'nin Tekke Sokağı üzerinde yer alır ve yapımı 1295-1296 yıllarına dayanmaktadır. Kare kübik bir gövdeye sahip olan türbe, üzerini örten kasnaksız bir kubbe ile süslenmiştir. Bu türbe, geçmişin izlerini taşıyan değerli bir miras olarak ziyaretçilerini beklemektedir.

Seyid Burhanettin Mezarlığı ve Türbesi

Seyid Burhanettin Mezarlığı ve Türbesi, Kayseri'nin tarihine ışık tutan önemli bir ziyaret noktasıdır. Hz. Mevlana'nın manevi rehberi ve hocası Seyid Burhanettin, 1235 ile 1244 yılları arasında Kayseri'de yaşamış ve etkili bir şekilde dini öğretilerini insanlara aktarmıştır. Kendisine gösterilen bir rüya sonrasında Konya'ya giderek Mevlana Hz'lerine ders vermeye başlayan Seyid Burhanettin, bir yıl sonra tekrar Kayseri'ye dönmüştür. Mevlana da daha sonra bu şehre gelerek hocasından ders almıştır. Seyid Burhanettin Hz, Mevlana'ya dokuz yıl boyunca hocalık yapmış ve ona manevi rehberlik etmiştir.

Seyid Burhanettin'in mezarı üzerine türbe, 19. yüzyılın sonlarına kadar yapılmamıştır. Ancak 1894 yılında Ankara vilayeti valisi Abidin Paşa'nın sultana arzı üzerine II. Abdülhamit'in iradesiyle türbe inşa edilmiştir. Üç eyvanlı ve merkezi kubbeli olan türbenin girişi kuzey taraftadır. Giriş kapısının üzerinde ise Ali Emiri tarafından yazılan ve 1894 tarihini taşıyan bir kitabe bulunmaktadır. Seyid Burhanettin'in manevi mirası, bu türbe aracılığıyla günümüze kadar ulaşmış ve ziyaretçilerini beklemektedir.

Melik Mehmed Gazi Türbesi

Melik Mehmed Gazi Türbesi, Kayseri'nin tarihî mirasını koruyan ve ziyaretçilerine geçmişe bir yolculuk sunan önemli bir yapıdır. Türbenin bulunduğu külliye, Danişmentli hükümdarı Melik Mehmed Gazi'nin ölümünün ardından 6 Ocak 1143 tarihinde kendisi tarafından yaptırılmıştır. 12. yüzyılın ilk çeyreğine dayanan bu tarihî yapı, Melik Mehmed Gazi'nin kendi isteği üzerine inşa edilen ve türbesine defnedildiği bilinmektedir.

Türbenin sivri kemerli giriş kapısı, cepheye girintili bir şekilde yerleştirilmiştir ve bu özelliğiyle dikkat çeker. Yapı, Melik Mehmet Gazi'nin yine kendisinin yaptırdığı Ulu Cami'nin güney cephesine bitişik olarak konumlanmıştır. Türbenin avlusuna inmek için kot seviyesinin altında yer alan merdivenler kullanılmaktadır.

Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olarak inşa edilen Melik Mehmed Gazi Türbesi, dönemin mimari anlayışını yansıtan detaylarla süslenmiştir. Bu tarihî eser, ziyaretçilerini geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarırken, Melik Mehmed Gazi'nin anısını yaşatmaya devam etmektedir.

Emir Sultan Türbesi

Emir Sultan Türbesi, Kayseri'nin zengin tarihî mirasının önemli bir parçası olarak günümüze ulaşmıştır. Yapı üzerinde herhangi bir kitabe bulunmamakla birlikte, mimari özellikleri incelendiğinde 14. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu tarihi eser, Kayseri'nin tarihî dokusuna ve kültürel kimliğine önemli bir katkı sağlamaktadır.

Emir Sultan Türbesi'nin adını aldığı kişi, aynı zamanda Hoca İzzettin Efendi olarak da bilinmektedir. 16. yüzyıla ait kayıtlarda, yapının bulunduğu bölgenin Emir Sultan Mahallesi olarak anıldığı görülmektedir. Türbenin girişi, kuzey cephe ortasında yer alan görkemli bir taç kapı ile sağlanmaktadır.

Türbe, adını aldığı Emir Sultan Mescidi'nin batı duvarına bitişik olarak yapılmıştır. Kare planlı ve giriş eyvanına sahip olan türbenin üst örtüsü içten kubbe, dıştan ise piramidal külah ile örtülmüştür. Bu mimari özellikler, yapının estetik ve teknik açıdan incelikli bir tasarıma sahip olduğunu göstermektedir. Emir Sultan Türbesi, ziyaretçilerine Kayseri'nin tarihî ve kültürel derinliğini keşfetme fırsatı sunarken, şehrin tarihî kimliğinin bir parçası olarak önemini korumaktadır.

Zeynel Abidin Türbesi

Zeynel Abidin Türbesi, Kayseri'nin tarihî ve dini mirasının önemli bir parçası olarak günümüze ulaşmıştır. Rufai Tarikatı'nın önde gelen isimlerinden olan Zeynel Abidin'in 15. yüzyılda bugünkü türbenin bulunduğu çevreye tekke, cami ve çeşme yaptırdığı bilinmektedir. Kayseri'nin İmam Sultan adıyla anılan bu manevi önderi, 1414 yılında vefat etmiş ve mezarı üzerine mütevazı bir türbe yapılmıştır.

II. Abdülhamit döneminde, 1886 yılında Zeynel Abidin'in mezarının bulunduğu yere bugünkü türbe inşa edilmiştir. Kare planlı bir yapı olan türbenin üzeri kubbe ile örtülmüş, dört tarafında üçer pencere bulunmaktadır. Yapının tüm pencerelerinin üstünde ise iki satırlık beyitler yer almaktadır, bu da türbenin estetik ve mimari özelliklerine zarafet katmaktadır.

Türbenin içerisinde, Zeynel Abidin'in sandukası bulunmaktadır, ziyaretçilere manevi bir huzur ve saygı atmosferi sunmaktadır. Yapının giriş kapısı üzerinde ise II. Abdülhamit'in tuğrasının işlendiği oval bir madalyon şeklinde inşa kitabesi bulunmaktadır. Zeynel Abidin Türbesi, Kayseri'nin dini ve kültürel yaşamında önemli bir yere sahip olmakla kalmayıp, ziyaretçilerine tarihî ve manevi bir yolculuk deneyimi sunmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi