Etimoloji gibi mitoloji de ilgi alanlarımdan birisi. Belki tarihi çok sevmemden geliyordur bunlara duyduğum ilgi. Bilmiyorum! Düşünmedim, düşünecek zamanım da olmadı aslında.
Yunan mitolojisini bilenler bilir, Hades’i. Bilmeyenler Selena dizisindeki karakterden hatırlayacaklardır. Evet, dizideki gibi Yunan mitolojisinde de kötü karakterdir Hades. Acımasız ve korkusuz Hades, ölüm tanrısıdır. Yeraltı dünyasının efendisi Hades iki uçlu asasının bir ucunda ölümü, bir ucunda da yaşamı taşımaktadır.
Üç başlı, kalın yılan kuyruklu köpek olan Kerberos da Hades’in dünyasının koruyucusudur. Kerberos’un üç başının; geçmiş, gelecek ve bugünü simgelediği düşünülmektedir. Sırtında ve kuyruğunda yılanlar olan korkunç ve yenilmez Kerberos yer altı dünyasının koruyucusudur. Oraya giren bir daha dışarı çıkamasın diye kapıda bekler. Kuyruğu bir yılan olan ve sırtında sayısız yılanbaşı bulunan, ısırıkları zehirli Kerberos’un anlamı; çukur iblisi veya şeytani çukur demek.
Ben ürktüm, sanırım sizi de ürküttüm.
Evdeyim, çalışmaya çalışıyorum. Dışarı çıkmaya cesaret edemedim, markete inmek bile ürküttü beni. Çünkü çok sıcak, ama gerçekten çok sıcak ve bu sıcak Emre Altuğ’un şarkısındaki sıcağa hiç benzemiyor.
Bugünlerde tüm dünya sıcak hava dalgası ile mücadele ediyor. Sadece insanlar olsa neyse, “kendi etti kendi buldu diyeceğim” ama onca hayvan onca bitki de insanlar yüzünden aynı mücadeleyi veriyor.
Avrupa Birliği Uzay Ajansı da (ESA) yaşanılan bu sıcak hava dalgasına “Kerberos” adını verdi. Cehennem sıcaklarını yaşarken ESA’nın bu sıcaklara verdiği isim çok mu çok manidar. Mitolojiye göre cehennemin kapısını bekleyen üç başlı canavar köpek Kerberos! Çok akıllıca bir isim seçimi, çünkü geçtiğimiz yaz bile sadece sıcaklardan 60 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş.
Ölümü, cehennemi ve insanlık olarak geçmişte doğa için yaptığımız hataları hatırlatırcasına seçilmiş bir isim Kerberos!
Bu sıcakların geleceğini bilim adamlarının sürekli yaptığı uyarılardan biliyorduk. Bilim, bizi küresel ısınma ve iklim krizi hakkında uyarmıştı. Ve hatta daha da ilerisinde su savaşlarının olacağını söylüyor bilim adamları. Sözler, uyarılar icraata geçmediği için bugün biz bu sıcaklara maruz kalıyoruz. İnsanoğlu elbirliği ile sanayi devriminden beri doğaya savaş açmış durumda. Kaybedeceği bir savaşın içinde olan insan, yine aynı hataya devam edecek biliyorum. Sonun başlangıcı gibi olan bu sıcaklarda serinlemek için klima kullanarak salınan gaz ile aslında havaya daha çok zarar veriyor. Soğumak isterken ısıtıyor. Tam bir kısır döngü.
Günü kurtarmak için geleceği kaybediyoruz! Kaybedeceğimizi bildiğimiz halde neden inatla savaşmaya devam ediyoruz ki doğayla?
Geçmiş geçti, bakalım geleceğe… Kerberos yenilmez olsa da yenenler var aslında. ÜÇ BAŞLI YILAN KUYRUKLU KÖPEK Kerberos sadece yeni ruhların yeraltı dünyasına girmesine izin verir ve hiç kimseyi dışarı çıkarmazdı. Mitoloji sadece iki kişinin Kerberos’u yenebildiğini yazar. Bunlardan birisi lirini kullanarak Kerberos’u uyutan Orpheus diğeri ise Kerberos'u yaşayanlar dünyasına getiren Heracles.
Asıl savaşımız doğaya karşı değildi, oysa asıl savaş; aşırı sıcaklar, öldüren soğuklar, eriyen buzullar, salgınlar, yangınlar ve hatta atıklar ile olandı. Asıl savaş ölümün karşısında yaşam için olmalıydı. Orphesus ve Heracles’in yaptığı gibi…
Hani derler ya cennet de bu dünyada cehennemde. Ne yapabilirim, elimden ne gelir dediğinizi duyar gibiyim.
Cehennem sıcaklarını yaşayan dünyamızı cennet bahçesine çevirmek için çok küçük önlemler bile yeterli. Çekirdekler toprağa, atıklar geri dönüşüme, su tasarrufa, elektrik aydınlığa kavuşunca kazanacağız.