Kişisel markanız işinizin bir yan ürünüdür

Abone Ol

İşinizi yapmadan, sadece itibarınıza güvenemezsiniz.

Tamam, bunu daha önce de duymuştuk. Kişisel markalaşmayla ilgili görüşler önemli ölçüde farklılık gösteriyor, ancak beğenseniz de beğenmeseniz de, bunu önemsemeniz veya en azından konsepte aşina olmanız gerekiyor. Günümüz şartlarında, sosyal medyanın bu kadar etkin olduğu bir dönemde kişisel markalaşmanın önemi düşündüğünüzden çok daha fazlası.

Bazı insanlar bu durumdan nefret ediyor, bazıları ise bunu profesyonel yaşamlarının merkezi haline getiriyor. Kişisel markalaşmanın kişinin kariyeri için önemini inkar edemem ama bu onu başarılı ya da başarısız kılacak bir faktör değil. Sadece önemli bir etken.

Sorun şu ki, pek çok profesyonel, kişisel markalaşmayı yeni bir gişe rekorları kıran bir filmde öncü bir başlangıç olarak düşünüyor, oysa aslında destekleyici bir role sahip. Robin’in Batman’e yardım ettiği gibi, kişisel markanız da çalışmalarınızın hak ettiği takdiri kazanmasına yardımcı olur. Önemli olan o oranı iyi belirlemek.

Markanız ve işiniz bir bütünün iki parçası; biri olmadan diğeri var olamaz ama bana neyin önce geldiğini sorarsanız cevap sizin işiniz olacaktır. Güçlü bir kişisel marka, pastanın üstündeki çilek gibidir. Ama sadece çileklerle yaşayamazsınız. Çok fazla pasta yemekte sağlığınız açısından problem yaratabilir. Bu nedenler burada “denge” önemli bir ayrıntı.

Kişisel marka itibarınızdır; gerçek bir iş yapmadan onu yaratamazsınız.

Profesyonel dünyada anlamlı işler yapmaya ve kendiniz olmaya odaklandığınızda kişisel markanızın kendini geliştirmesine ortam yaratırsınız. Ulaşmak istediğiniz hedef kitleye ve markanızla yansıtmak istediğiniz kişisel değerlere odaklanabilirsiniz ancak buna değer katan asıl şey çalışmanızdır. İşinizin ne kadar iyi ve yüksek memnuniyet odaklı olması listede ilk sıradaki yerini hep koruyacaktır.

Memnun müşterileriniz, iş ağınız, ilgi alanlarınız ve desteğiniz, zamanınızı ve dikkatinizi harcadığınız yer, başkalarına sizin hakkınızda herhangi bir süslü unvanın verebileceğinden daha fazlasını anlatır. Kişisel markalaşma, başarılarınızı vurgulamalı ve bunların yerine güzel bir süs eşyası koymamalıdır. Başarı ile kişisel markalaşmayı evin iki çocuğu olarak düşünmek gerek.

Hala bir marka stratejisine ihtiyacınız olacak

Kişisel markalaşma stratejisi, markanın uyması gereken net bir kılavuz ve bir dizi kural oluşturur. Marka tutarlılığını korumak için nelere öncelik verilmesi ve nelerin ortadan kaldırılması gerektiğini gösterir. Markanız konusunda ciddiyseniz, nerede durduğunu netleştirmek için zaman ayırmalısınız. Bu da ciddi bir odaklanma gerektirir.

Nihai varış noktası yerine bir dizi yön olarak kullanıldığında mesleki gelişiminizi destekler. Müşterilerin markayla bağ kurmasını mükemmelleştirir ve daha iyi iş fırsatlarını daraltıp belirlemenize yardımcı olur.

Özgünlük derin bağlantılar yaratır. Tutarlılık ivme yaratır. Tutku ise bir ilişki yaratır.

Güçlü bir kişisel marka, değerleriniz, inançlarınız, hedefleriniz ve eylemlerinizle uyumludur. Nereye gittiğinizi bilmek ve ona bağlı kalmak hem iş geliştirme hem de markalaşma açısından çok önemlidir.

Terfi için karmaşık bir plana ihtiyacınız yok

Özellikle de başlangıçta. Kibar olun, zamanında olun, zamanında ödeme yapın, fazladan teslim edin, taahhütlerinizi yerine getirin, sözlerinizi tutun, amaçları destekleyin, ellerinizi kirletmekten korkmayın. Temel nezaket ve başkalarına karşı gerçek ilgi, sizi rakiplerinizden ayırabilir. Bunun tek yolu içtenliğinizin karşı tarafa geçmesidir.

Karar verirken kişisel markanızı aklınızda bulundurun. Değerlerinizi, profesyonel gelişiminizi destekleyip desteklemediğini ve sonuçlarının ne olabileceğini kendinize sorun.

Kişisel markanız eylemlerinizin bir yan ürünüdür.

Aynı şey olumsuz itibar için de geçerlidir; olumsuz sonuçları teşvik eden eylemlerden (veya bunların yokluğundan) kaynaklanır. İş dünyasında, kötü müşteri hizmetleri, geç ödemeler, sözleşmelerin ihlali vb. durumlar sizin için yolun sonuna giden süreçtir.

Kendinizi sunmaya başlamadan önce değer yaratın. İçi boş bir marka ilk başta çekici gelebilir ancak takipçileriniz/müşterileriniz/kullanıcılarınız herhangi bir değer alamayınca sizi takip ettikleri kadar kolay terk edeceklerdir. İnsanlar bu durumun kısa sürede farkına varırlar.

İnsanların sıklıkla yanıldıkları şey, başarıya ulaşmak için yalnızca ve öncelikli olarak kişisel markalarına odaklanmaları gerektiği fikridir. Kişisel marka, yaptığınız işin sonucunda ortaya çıkar. Bu farkındalığı ortaya koymalısınız.

Mesleğiniz ne olursa olsun, önce bunu iyi yapın, sonra itibarınız hakkında endişelenin. İyi sonuçlar temelinde kişisel bir marka oluşturmak sıfırdan daha kolaydır. Sonrasında işler sizin için başka boyutlara geçmeye başlar.