Kullanıcılar tarafından sıkça sorulan "Kızıldere Olayı nedir?" ve "Kızıldere Olayı nerede oldu?" soruları, bu tarihi olayın detaylarını gün yüzüne çıkarıyor. Peki Kızıldere Olayı nedir? Kızıldere Olayı nerede oldu? İşte detaylar...
Kızıldere Olayı nedir?
Kızıldere Olayı, Mahir Çayan ve arkadaşlarının 26 Mart 1972'de Ünye Radar Üssü'nde çalışan üç teknisyeni kaçırmasıyla başladı. Bu teknisyenlerden biri Kanadalı John Law, diğer ikisi ise İngiliz Gordon Banner ve Charles Turner'dı. Kaçırılan teknisyenler, Tokat'ın Niksar ilçesi Kızıldere köyünde, muhtar Emrullah Arslan'ın evinde saklandılar. Mahir Çayan ve arkadaşları, İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom'u kaçırıp öldürmek ve gizli örgüt kurmak suçlarından tutuklu bulundukları İstanbul Kartal Askerî Cezaevi'nden tünel kazarak kaçmışlardı. Çayan ve arkadaşları, ölüm cezasına çarptırılan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmemesi talebiyle kaçırdıkları İngilizlerin şifreli kasasına bir bildiri bırakmışlardı. Bu bildirinin radyoda yayımlanmasını, yayımlanmazsa teknisyenlerin öldürüleceğini de eklemişlerdi. Teknisyenler 26 Mart günü kaçırılmış ve olay 27 Mart sabahı İçişleri Bakanlığı tarafından duyurulmuştu.
Fatsa, Ünye ve Niksar ilçelerinde aramalar başlatıldı. Niksar-Ünye kara yolunda yapılan bir arama sonucunda Çayan ve arkadaşlarının izi bulundu. Yakalananlardan Hasan Yılmaz, "Bana 100 lira verdiler. Rehberlik yaptım. Yol gösterdim. Hepsi de Kızıldere köyündeler." şeklinde ifade verdi. Muhtar Emrullah Arslan da bulunup sorgulandı.
İçişleri Bakanı Ferit Kubat, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı General Vehbi Parlar ve Samsun Jandarma Bölge Komutanı Albay Celal Durukan, 29 Mart'ta Kızıldere köyüne gittiler. Muhtarın evi komando askerleri tarafından kuşatıldı. Teslim olmaları yönündeki çağrılara karşılık Çayan ve arkadaşları, "İngilizler elimizde. Teslim olmayacağız! Çarpışacağız. İngilizler burada ölecek." yanıtını verdiler. Köyü saran askerî birliğin komutanının, "İngilizlerin orada olduğuna inanmıyoruz." diye bağırması üzerine bir Kanadalı ve iki İngiliz pencereden gösterildi. Kaçırılan teknisyenler, "Ateş etmeyin, ateş ederseniz bizi öldürecekler." diye seslendiler. Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü ve Saffet Alp çatışmaya başladı. İlk vurulan Mahir Çayan oldu ve hemen orada öldü. Elleri bağlı teknisyenler de Çayan'ın arkadaşları tarafından öldürüldü. Ömer Ayna gözünden, Cihan Alptekin ise karnından yaralandı. Çatışma durunca askerler yeniden "Teslim olun!" diye çağrıda bulundular. Ertuğrul Kürkçü, arkadaşlarına "Teslim olacak mıyız?" diye sordu, ancak arkadaşları reddetti. Ellerindeki üç el bombasının pimlerini çektiklerinde büyük bir patlama yaşandı. Ardından eve atılan havan mermileri sonucu peş peşe patlamalar duyuldu.
Eve ilk girenler Niksar Jandarma Komutanı İsmail Hakkı Topaloğlu, Niksar Cumhuriyet Savcısı Fahrettin Çankaya ve Hükûmet Tabibi Dr. Şehsuvar Savuran'dı. Evde pek çok ceset bulundu. Dev-Genç Başkanı ve ODTÜ Mimarlık Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ertuğrul Kürkçü, "Yaşayan var mı?" diye sorup yanıt alamayınca samanlığa doğru koştu ve samanların altına gizlendi. Komandolar eve girip samanlığı aradılar. Askerlerden biri samanlığa ateş edince kurşunlar Ertuğrul Kürkçü'nün dizlerini yaraladı. Askerler ertesi gün yeniden samanlığa geldiler. Ertuğrul Kürkçü'nün babası, cesetler arasında oğlunun cesedini bulamayınca arama yeniden başlatıldı ve Kürkçü samanlıkta yakalandı.
Kızıldere Olayı nerede oldu?
Kızıldere Olayı, 26 Mart 1972 tarihinde Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyünde gerçekleşmiştir. Bu olay, Devrimci Gençlik Hareketi'nin liderleri olan Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın önderliğindeki grup tarafından planlanmış bir operasyondur.
