Ekonomi

Kredi kartı kullanımı sınırlandırılacak: 'Ani fren’ çözüm değil

Bakan Şimşek’in kredi kartlarında düzenlemeye gidileceği mesajının ardından konuşan İKÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Attila Acar, “Kredi kartlarında ani sıkılaşma yerine kademeli olarak limitlerin azaltılması daha doğru bir çözüm olacaktır” dedi

Abone Ol

Türkiye’nin içinde bulunduğu enflasyonist ortamda alım gücünün her geçen gün azalması ve vatandaşların çarkı döndürmek için kredi kartlarına yönelmesiyle kredi hacminin yüzde 140 oranında arttığını belirten Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuyla ilgili yeni kararlar alınacağının sinyalini verdi. Kredi kartı, konut kredisi ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasıyla ilgili konuşan Bakan Şimşek, “Yüzde 140 büyüyen krediyle enflasyonla mücadele olmaz” diyerek, kredilere sınırlama getirileceğini belirtti.

Konuta kredi yok

Birinci konut kredilendirme noktasında değişiklik yapılmayacağını, ancak ikinci ve sonraki konutlar için artık kredi desteği vermeyeceklerini açıklayan Şimşek, KKM’den çıkışın ise kademeli şekilde yapılacağının altını çizdi. Küresel ekonomiye bakıldığında büyümenin düşük seyrettiği bir dönemden geçildiğini vurgulayan Şimşek, “Ortalama büyüme yüzde 3 civarında olacak. Bu tabii düşük sayılır. Bunun birçok sebebi var ama kısa vadeli baktığınız zaman pandemi sonrası enflasyon yükselişe geçti. Şu anda küresel finansal koşulların oldukça sıkışık olduğu bir dönemdeyiz” dedi. 
Kredi kartlarında düzenlemeye gidileceğini belirten Bakan Şimşek, “1 Eylül itibariyle, yıllık kredi kartı üzerinden kredi hacmi yüzde 140 civarında artmıştı. Enflasyonun iki katından fazla. Bu kadar yüksek seyreden bir kredi hacmiyle siz enflasyonu ve cari açığı kontrol altına alamazsınız. Miktarsal sıkılaştırma denilen bir konsept var. Orada ilk adımı attık. KKM’de karşılık yoktu, karşılık getirdik. Krediyi de bu alanda ciddi bir şekilde sınırlayacağız” ifadelerini kullandı.

“Talebe yetişilemedi”

Vatandaşlar için kredi kartlarının bir ödeme aracından çok bir satın alma aracına dönüştüğünü vurgulayan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Attila Acar, kredi kartlarıyla yapılan alışverişlerde talebin arttığını, ancak ürün stoklarının bu talebe yetişemediğini belirtti. Acar, “Vatandaşlar kredi kartlarını ucuz kredi olarak kullanarak taksitli alışveriş yapma kültürüne alıştı. Dolayısıyla bu noktada artan talebe ürün ve hizmet stoku olarak yetişilemedi” dedi.

Enflasyonu “3 bacaklı” olarak tarif eden Prof. Dr. Acar, “İlki ‘Talep Enflasyonu’. Burada talebin artmasıyla fiyatlarda artış gözlemlenir. İkincisi ‘Maliyet enflasyonu’. Ürünlerin temin edilmesindeki sorunlar fiyatları yükseltir. İthalata bağımlı bir ülkede bu oldukça beklenen bir durumdur. Üçüncü olarak da ‘Arz Yetersizliği’. Burada da enflasyon baskısıyla üretimde yetersiz kalınması fiyatları artırır. Bakan açıklamasında sadece talebin artışının enflasyona etkilerinden bahsediyor. Enflasyon konusunda sadece talebi dikkate almak yeterli olmaz. Üretimin olmaması da enflasyonu büyük ölçüde etkileyen bir durumdur. Mevcut durumda bu kısım ihmal ediliyor” diye konuştu.

“Ani sıkılaşma yanlış”

Bakan Şimşek’in üzerinde durduğu bu ani parasal sıkılaşma tercihlerinin doğru olmadığının altını çizen Prof. Dr. Acar, “Vatandaşlar zaten durumdan oldukça sıkılmış durumda. Çarkı döndürmek için kredi kartlarına yükleniyorlar. Kredi kartlarında aniden gidilecek sıkılaşma politikası doğru bir tercih olmayacaktır. Benim önerim, bankalarla anlaşmaya varılarak, vatandaşların mevcut kredi kartı borçlarının kapatılması için öncelikli olarak kredi fonları oluşturulmasıdır. Bu kredi fonlarıyla kartlardaki borçların ödenmesi sağlandıktan sonra limitlerin kademeli olarak azaltılması çok daha yerinde bir karar olacaktır. Vatandaşlar maaşlarının artmasını istemiyor, yeter ki enflasyon artmasın” ifadelerini kullandı.