Son zamanlarda vatandaşlar, Türk mitolojisinde adı sıkça geçen Kubai hakkında detaylı bilgi arayışına girdi. Kubai'nin mitolojideki rolü ve özellikleri merak edilen konular arasında yer alıyor. Peki, Kubai kimdir? Kubai özelliği nedir? İşte tüm detaylar...
Kubai kimdir?
Kubai, Türk mitolojisinde doğum ve çocukları koruyan önemli bir tanrıçadır. Kadınların doğum sürecinde onların yanında yer alır ve yeni doğan bebeklere ruh verir. Temiz ve saf olan şeyleri korumanın yanı sıra, Temizlik Tanrıçası olarak da bilinir.
Kubai özelliği nedir?
Kubai'nin görünümü ciddi ve uzun saçlara sahip bir kadın olarak betimlenir. Orta yaşlıdır ve Kayra'nın kızı olarak kabul edilir. Sütgöl'den gelen sütü hayvan derisinden yapılmış bir kap içinde getirir ve yeni doğmuş bebeğin ağzına damlatır. Bu eylem, bebeğin daha fazla süt emmesini sağlar ve dış dünyaya doğru bir adım atmasına yardımcı olur. Kubai, Bengisu'nun aktığı Ulukayın ağacında yaşar. Bu ağaç ve Kubai, ışık saçan varlıklardır. Yarı çıplaktır ve bacakları ile ayakları ağaç köklerine benzemektedir. Göğsünden şifalı bir süt akar.
Kubai görevi nedir?
Hamile kadınlar doğum yaptığında, Kubai onları gökten korur ve acılarını hafifletir. Ancak kadınlar Kubai'yi göremez. Kubai, çocukları korur ve onları eğitir. Ancak bazı inanışlara göre, bir çocuk rüya sırasında ağlayıp huzursuzca uyuduğunda Kubai'nin onu terk ettiği söylenir. Bebek altı aylık olduğunda, Kubai-Ana için özel bir tören düzenlenir ve bir Kam (şaman) çağrılır. Törende, Kubai'den bebeği koruması istenir ve beşiğe küçük bir yay ve ok tılsımı takılır, bu tılsım Kubai'nin kötü ruhlara karşı kullanılan bir silahı simgeler. Kubai, çocuğun yürümesini, koşmasını, konuşmayı anlamasını ve akıcı bir şekilde konuşmayı öğrenene kadar onun yanında olmaya devam eder. Kubai'nin temel işlevi üreme tanrıçası olarak kabul edilir ve kısırlık çeken çiftlerin ondan yardım dilediğine inanılır. Bazı geleneklere göre, Kubai'nin çocuğu korumak için göbek kordonunda kaldığı ve göbek kordonunun ocağın yakınına gömüldüğü söylenir.
Kubai anlamı nedir?
Etimolojik kökeni Küb/Küp kökünden gelen sözcük, çeşitli Türk, Moğol ve Tunguz dillerinde kabarıp şişkinlik anlamı taşır. Bu kök, hem küpe gibi süs eşyasını çağrıştırır hem de büyük çömlek anlamında kullanılan küpü, topraktan yapılan bir çeşit ana rahmini simgeler. Aynı zamanda temizlik ve yardımlaşma anlamlarını da içerir; örneğin, Türkçedeki "kubaşmak" yardımlaşmayı ifade eder. Türkçe'de Küb kökü (Tatarcada Küye) ve Tunguzcada vurmak anlamını taşır, muhtemelen doğacak çocuğun tekmeleriyle ilişkilendirilmiştir. Kırgızcada Kübü ve Türkmencede Göbe ise yine vurma eylemini anlatır. Eski Türkçe Kuva/Kuba, Moğolca Gova/Guva kelimeleri ise güzellik ve aydınlık anlamlarıyla kullanılır. Eski Altay, Moğol ve Tunguz dillerinde ise Kü/Küb/Hü/Hüb/Hüv kökü bilgelik ve ün gibi anlamlar da içerir.