Çoğunluğun asgari ücretle geçindiği bir ülkede birikim yapmanın ne kadar zor hatta imkansız olduğunu yaşayarak görebiliyoruz. Pekii bu kadar gider ve ödeme varken nasıl birikim yapabiliriz? Ekonominin sıkça konuşulduğu şu günlerde, bu konu üzerine kafa yoruyor ve bir türlü çözüm bulamıyorsanız, benim de yeni tanıştığım bir terimle sizi buluşturmak isterim: “Latte Faktörü”
Peki nedir bu Latte Faktörü?
Tanıma göre; Küçük şeyler için ziyan edilen paralara ve bu para ile elde edilen servete işaret eden iktisadi bir kavramdır. Terimin daha iyi anlaşılması için internette okuduğum bir örneği aktarayım.
Örneğe göre; Sex & City dizisinde geçen bir sahne verilir. Başrollerden biri olan Carrie karakterinin oturduğu ev, daireler halinde satışa çıkarılınca, bir daire almaya gücünün yetmediğinden yakınan Carrie’ye arkadaşı Miranda, orada oturduğu yıllar boyunca yeni ayakkabı satın almak için ne kadar para harcadığını sorar. Carrie bir hesap yapar ve çıkan sonuç oldukça ilginçtir. Dairenin peşinatı ayakkabıların toplam fiyatına eş değerdir. Yani buradaki öz anlatım şunu içerir, gün içerisinde hiç de ihtiyacımız olmayan ürünlere verdiğimiz paralarla aslında birikim yapabilmemiz, asgari ücretle çalışsak bile mümkündür.
İlk defa David Bach tarafından kullanılan bir ifade olan “Latte Faktörü”, tasarruf yaparak birikimi mümkün kılan bir uygulamadır. Gelir artmasa bile küçük giderleri kısarak veya tamamen bırakarak birikim yapılabilir. Ancak bunu yapmak için bırakılan alışkanlığın ücretini cepte görmeyip, normal zamanda harcıyor gibi kenara koyup dokunmamak gerekir.
Latte Faktörünün hesaplanması ise oldukça basit. Şu anda halihazırda olan, bırakabileceğiniz bir alışkanlığı seçin. Günlük, haftalık, aylık, yıllık, 5 yıllık, 10 yıllık, 20 yıllık ve 40 yıllık maliyetini bulmak için, yıllık enflasyon faizini de ekleyerek çarpın ve sonucu bulun.
David Bach’ın “Automatic Millionaire” kitabında bahsedilen bu “Latte Faktörü” kahve, sigara gibi bırakılabilecek alışkanlıkların meblağlarının totaldeki etkisi üzerine oluşturulmuş bir tezdir. Bu tezi uygularken, harcamaların en ufağı diyebileceğimiz ATM işlem ücretleri de dahil olmak üzere hesaplanmalıdır. Bu biraz uğraştırıcı bir uygulama olsa da totalde büyük resmi çok rahat görmemizi sağlayacaktır.
Latte Faktörü elbette gıda ve hobi gibi zevk alınan şeyleri hayatınızdan çıkarmanız gerekliliğini söylemiyor. Yokluğu hissedilmeyecek ve hatta bırakılmasının sağlığa daha da faydalı olabileceği alışkanlıkların bırakılmasını tavsiye ediyor. Örneğin sigara kullanımı gibi. Mevcut zamların da artışıyla sigaraya verilen aylık ücret en az neredeyse 980 TL civarında, bu meblağ zamlarla beraber artış göstermekle birlikte eğer günde bir paket sigara içiyorsanız bunun size yıllık maliyeti 11.760 TL civarında olacaktır. Yani sadece tek bir bağımlılığınızdan bu kadar bir tasarruf edebilirsiniz. Veya her sabah bir adet kahve içtiğinizi düşünürsek ve kahvenin mevcut durumda en az 40 TL olduğunu varsayarsak, bu durumda aylık olarak 1.120 TL kahveye harcamış oluyorsunuz. Bu da yıllık olarak size 13.440 TL gibi bir meblağı sadece her sabah bir fincan kahveye vermenize sebep olması demek. Kahvenizi evde yaparsanız eğer, bir paket ortalama bir kahvenin 100 gr’lık paketinin ortalama 40 TL olduğunu düşünürsek ve bu paketin size vaat ettiği gibi 50 bardak kahve içirebileceğini hesaplarsak senede 8 paket kahve almamız yeterlidir. Bu da enflasyonu hesaba katmazsak 320 TL civarı bir toplam ücreti bize verir. Yani bu iki meblağ arasında yıllık bazda büyük bir farkla tasarruf yapabileceğimizi görebiliriz.
Bu gibi hesaplamalarla aslında asgari ücretle bile birikim yapabileceğimizi görebiliyoruz. Ancak elbette bunlar farazi fiyatlar. Üç aşağı beş yukarı bu gibi sonuçlar alınabilir. Tabi eğer bu gibi alışkanlıkların “Zaten bir sigaramız bir de kahvemiz var ondan da mahrum kalamam” diyenler için uygun örnekler olmadığının altını çizmek gerekir. Bu hesabı kendinize göre uyarlayabilirsiniz. Ufak bir hesapla ne kadar tasarruf edebileceğinizi görerek, buna göre bir yol haritası çizebilirsiniz.