Ekonomi yönetiminde irrasyonel politikalar ve liyakatsizlik döneminin yarattığı tahribatı hep birlikte gördük. Maliye Bakanlığı’nda Nebati ve Merkez Bankası’nda Kavcıoğlu’nun bilinen tüm doğruların aksini yapma başarısının nihayetinde adam akıllı birileri direksiyonun başına geçti ve enkazı kaldırıp ekonomiyi toparlamanın mücadelesini veriyorlar.
Şimşek yönetimi altında bakan yardımcılığına getirilen İlhan Hatipoğlu başta olmak üzere Maliye kadrosunda şükürler olsun vizyoner insanlar işbaşı yaptı.
Merkez Bankasında ise Gaye Erkan ve yeni atanan başkan yardımcıları piyasaların kabul edebileceği kalibresi yüksek bürokratlar. Özellikle Cevdet Akçay ismi ziyadesiyle önemli.
Merkez Bankası Başkanı göreve geldiği günden bugüne net rezervlerdeki artış tutarı 10 milyar doların üzerine çıktı ve eksi rezerv dönemi geride kaldı. KKM’den kademeli bir süreç içinde çıkış öngörülüyor. Geçtiğimiz hafta içi Başkan Erkan muhalif gazeteciler dahil tüm ekonomi yazarları karşısında enflasyon raporunu açıkladı, her soruya da gayet doyurucu ve kendinden emin bir şekilde cevap verdi. 3 yıllık projeksiyon dahilinde enflasyon tahminleri ise gerçeğe uygun öngörüler. Bankacılık alanında yapılan sıkılaştırma çalışmaları ise enflasyonla mücadele anlamında gayet makul. Sanayicinin kredi faizlerine isyanı karşısında “alma abicim alma” şeklindeki kahve ağzından piyasalar tarafından güvenoyu alan bir banka yönetimine geçiş önemliydi. En büyük risk maalesef cari açığın finansmanı ve doğal olarak kur riski.
Maliye kısmında Nebati döneminden kalma anormal bütçe açığını kısa vadede önlemek için vergi artışları dışında pek bir seçenek maalesef yoktu. Muhtemelen önümüzdeki süreçte otomotiv ve sigara başta olmak üzere birkaç kalemde daha vergi artışı göreceğiz.
Şimdi gelelim Maliye bölümünde orta vadeye dönük Şimşek yönetiminden beklediğim çalışmalar.
1-) 2024 ve müteakip dönemlerde harcamaların kontrol altında olması için kati suretle mali kural yasası çıkarılmalıdır.
2-) KKM’de uygulanan stopaj ve kur kazancı istisnasına son verilmeli, normal vadeli mevzuatlara uygulanan stopaj uygulamasına kademeli olarak geçilmelidir. KKM’den çıkış sürecinin sağlıklı bir ayağı olabilir.
3-) Yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarının elde ettiği tüm kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi düzenlemesine son verilmelidir.
4-) KDV oranlarının 2 baz puan artırılarak 10 ve 20 puana çıktığı bir dönemde genel banka ve sigorta muamele vergisi 5 puandan 15 puana çıkarılmalıdır.
5-) KDV Kanunu’nda yer alan gereksiz bir çok istisna uygulamaları var. Bunların tamamı gözden geçirilmelidir.
6-) Vergi Denetim Kurulunun performansı artırılmak suretiyle kayıt dışı ekonomiyle mücadele birinci öncelik haline getirilmelidir. Normal memur maaşına dönen vergi müfettişi maaşları da hakim ve savcıların maaşına endekslenmelidir.
7-) Dijital Türk Lirası çalışması 01.01.2025 den itibaren hayata geçirilmelidir.
8-) Dijital platformların vergilendirme süreci ve OECD programı dikkate alınarak yerel mevzuat düzenlemeleri ivedi yapılmalıdır.
9-) Tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası uzlaşma kaldırılmalı, ceza ve vergide yapılacak olası indirimler yasal düzenlemeye bağlanmalıdır. Bu hususun, komisyon üyelerinin inisiyatifine bırakılmaması gerekmektedir.
10-) Vergi aflarının doğal afetler gibi olağanüstü dönemler dışında çıkmayacağı anayasal garanti altına alınmalıdır. Bu suretle iki yılda bir af beklentisi sona ermeli ve mükellefler vergisini ödeme noktasında af beklentisine girmemelidir.
11-) 31.12.2023 sonu itibariyle enflasyon muhasebesi uygulamasına geçilmelidir. Fiktif karların vergilenmesi uygulamasına son verilmelidir.
12-) Hisse senetleri, bono ve tahvil alım satımları ile faiz gelirleri üzerinden sıfır stopaj uygulaması (GVK Geçici 68. Madde) revize edilmelidir.
13-) Yabancı ülke vatandaşlarının (dar mükellef) elde ettikleri serbest meslek kazancı, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı gibi gelirlerde stopajın nihai vergi olması uygulamasına son verilmelidir. (GVK 86/2)
14-) Şeffaflık, hesap verilebilirlik, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygun politikalar kararlılıkla uygulanmalı.
15-) Temmuz/2022 de 900’leri aşan CDS puanlarının 400 altına inmesi yüzde 5 kredi faiz avantajı demektir. Ekonomide doğrulara devam edilerek Berat Albayrak öncesi (Ocak/2018) 150 puanlardaki CDS’lere geri dönüş yolunda rasyonel zemin kaybedilmemeli.
Eğer verginin tabana yayılmasını ve vergide adaletin tesis edilmesini istiyorsak, reform zamanı diyerek kolları sıvamalıyız. Mevcut ekonomi yönetiminin bunu başarabileceğine inancım mevcut.