Güncel

Marko Paşa’ya anlat ne demek? Marko Paşa kimdir?

Kullanıcılar "Marko Paşa’ya anlat ne demek?" ve "Marko Paşa kimdir?" sorularının yanıtlarını merak ediyor. Tarihimizde önemli bir yere sahip olan Marko Paşa, Osmanlı döneminin tanınmış hekimlerinden biridir. Marko Paşa'nın hikayesi ve adının nereden geldiği, günümüzde hala birçok kişi tarafından araştırılmakta ve öğrenilmek istenmektedir. Peki, Marko Paşa kimdir ve "Marko Paşa’ya anlat" deyimi ne anlama gelmektedir?

Abone Ol

Son dönemde, "Marko Paşa’ya anlat" ifadesinin anlamı ve Marko Paşa'nın kim olduğu soruları sıkça gündeme gelmeye başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun ünlü hekimlerinden biri olan Marko Paşa, adını taşıyan bu deyimle de anılıyor. Kullanıcılar, bu deyimin kökenini ve Marko Paşa'nın kim olduğunu öğrenmek için arayış içine girdi. İşte, Marko Paşa hakkında merak edilenler ve "Marko Paşa’ya anlat" deyiminin kökeni...

Marko Paşa’ya anlat ne demek?

"Derdini Marko Paşa'ya anlat" deyimi, bir kişinin sorunlarını veya şikayetlerini ilgisiz ya da yardımcı olamayacak birine anlattığını ifade eder. Bu deyim, kişinin karşısındakinden anlayış veya yardım beklemesinin boşuna olduğunu belirtir. Marko Paşa, Osmanlı döneminde yaşamış bir şahıs veya dergiye atıfta bulunarak kullanılan tarihi bir figürdür ve bu deyim, kişinin problemleriyle gerçekten ilgilenecek birine ulaşmasının zor ya da imkansız olduğunu anlatır. Çoğunlukla mizahi bir anlatım olarak da karşımıza çıkan bu deyim, kişinin sorunlarına dikkate alınmayacak bir şekilde yaklaşıldığını vurgular.

Marko Paşa kimdir?

Marko Paşa, doğum adıyla Markos Apostolidis (Yunanca: Μάρκος Πιτσιπιος), 1824 yılında Sire (Siros) adasında doğdu ve 1888'de hayata gözlerini yumdu. Babasının adı Apostol (Αποστολος) olan Marko Paşa, Rum kökenli bir Osmanlı hekimiydi.

Marko Paşa, ilk ve orta öğrenimini Ege Denizi'nin güneyindeki meyve bahçeleri ve bağlarıyla ünlü Sire adasında tamamladı. Ardından ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı ve burada Sultan II. Mahmut tarafından açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'de (Askeri Tıbbiye) eğitim aldı. Tabip Miralay (Albay) rütbesiyle mezun olduktan sonra, 1851 yılında cerrahi kliniği şefliğine getirildi. Kısa sürede yetenekli bir hekim olarak ün kazandı ve Osmanlı ordusunda mirlivalık (tuğgeneral) rütbesine yükselen ilk hekim oldu.

1861'de Sultan Abdülaziz'in hekimbaşısı olarak atandı. 1871 yılında ferik (korgeneral) rütbesindeyken Tıbbiye-i Şahane Nazırlığı’na (Tıp Fakültesi Dekanı) getirildi. 1878’de, II. Abdülhamit döneminde, Meclis-i Ayan (Senato) üyeliğine seçildi. Ayrıca, 1868'de Kırımlı Aziz Bey, Dr. Abdullah Bey (Karl Edward Hammerschmidt) ve Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa (Michel Lattas) ile birlikte Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin (Kızılay Derneği) kurulmasına katkı sağladı ve derneğin ilk genel başkanı oldu.

Hekimlik Felsefesi ve Mirası

Marko Paşa, hastalarını büyük bir sabırla dinleyen, sadece tıbbi tedavi değil, aynı zamanda manevi huzur ve rahatlık da sağlamaya özen gösteren bir hekim olarak tanındı. Ünü halk arasında hızla yayıldı ve zamanla "anlat derdini Marko Paşa'ya" deyimi, sorunlarını dinleyecek kimse bulamayan insanların başvurduğu bir söz haline geldi. 1888 yılında Burgazada'da (Antigoni) yaşamını yitirdi.