Aliağa Gemi Söküm Tesisi’ne gelen Fransız Bayraklı ‘Raymond Croze’ isimli, Fransız şirket ‘Orange’a ait geminin yüksek oranda asbest içerdiği iddiaları tartışma yaratmıştı. Konuyla ilgili İzmir Mimarlık Merkezi’nde basın açıklaması yapan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Sekreteri Aykut Akdemir, İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ve Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu ve Çevre Mühendisi Selma Akdoğan, çevreye oldukça büyük zarar verecek asbest içeren gemilerin daha önce sökülmesine izin vermedikleri gibi bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceklerini belirtti.

“Yasal mevzuata aykırı”

Aliağa’da söküm için gelen gemilerin isimleri değişse de gemilerin ülkeye giriş ve söküm süreçlerindeki usulsüzlükler, izin ve raporlardaki eksiklikler, uygunsuz çalışma şartları, yetersiz denetim ve alınmayan çevresel önlemler ile birlikte sorunun büyümeye devam ettiğini belirten TMMOB İzmir İl Koordinasyon Başkanı Aykut Akdemir, “Bünyesinde barındırdığı bütün tehlikeli maddelerle yüzen bir zehirli atık olan Sao Paulo gemisinin, ülkemize girişinin engellenmesi ve geri dönmesi için miting, imza kampanyaları, nöbet, açıklama vb. birçok etkinlik gerçekleştirmiş, Sao Paulo’yu göndermeyi başarmıştık. Ancak Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde mevcut koşullarda gemi sökümü devam ediyor.  Gemi Geri Dönüşüm Tesislerinin tabi olduğu Avrupa Birliği Yasal Mevzuatı ile Türkiye’de uygulanan yasal mevzuat karşılaştırıldığı zaman Türkiye’deki yasal mevzuatın yetersiz kaldığı adeta gemi geri dönüşüm tesislerinin çevreyi ve doğayı katletmesinde bir sakınca olmadığı ve denetimlerin şeklen yapıldığı “kanun üstünde” bir bölge statüsü kazandığı görülmektedir. Yaşanan örnekler gemi sökümleri ile ilgili işlemlerin yasal mevzuata uygun olarak gerçekleşmediğini, denetimlerin yetersiz kaldığını göstermekte, söylemlerimizi ve kaygılarımızı doğrulamaktadır. Bugün söküm için Aliağa’ya gelen Fransız kablo döşeme gemisi Raymond Croze ile ilgili benzer iddialarla karşı karşıyayız. Geminin, Asbestin Fransa'da gemi inşa endüstrisinde hala yaygın olarak kullanıldığı 80'li yılların başında Fransa'da inşa edildiğini, o dönemde Fransa'da inşa edilen gemilerin hepsinin asbest içeren boyayla (Bitulatex) kaplandığını biliyoruz. Dolayısı ile geminin bütünü ile tehlikeli atık olması ile birlikte, geminin her yerinde asbest kullanıldığı gemiye ait Tehlikeli Madde Envanter Raporunda (IHM)  da doğrulanıyor. Gemide 5.000 m²'den fazla alanda asbestli boya olma ihtimali olmasına karşın, İHM de boya numunesi alınmamış olması soru işaretlerini büyütüyor” dedi.

“Söküme son verilmeli”

Bu süreci ilk kez yaşamadıklarını belirten Akdemir, gemiyle ilgili soruların yetkililer tarafından cevaplanmasını beklediklerini söyledi.  Aliağa Bölgesinin çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesinin aşılmış olduğu bilimsel ve kurumsal raporlarla defalarca ortaya konulduğunu vurgulayan Akdemir, “ Türkiye'nin tek gemi söküm tesisinin bulunduğu yer olan Aliağa, hem de ağır sanayinin bulunduğu bölge olması nedeniyle çok hassas bir bölgedir ve kapasitesini doldurmuş durumdadır. Bu nedenle özel işletim koşullarının gerekli olduğu bir yerdir. Bu nedenle de şeffaf, çalışan sağlığı, çevre ve halk sağlığı ile doğayı koruyan bir perspektifle süreç yürütülmelidir. Yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması için, gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, hem gemi söküm tesislerinin hem de tüm Aliağa'da bulunan ağır sanayi tesislerinin işletim koşulları etkin bir şekilde denetlenmelidir. Ayrıca kapasite artışı ve yeni tesislerin açılmasına izin verilmemelidir. Aliağa’da çevresel mevzuata aykırı işlem yapan, çevre ve halk sağlığı sorunu yaratan işletmelerde gemi sökümüne son verilmelidir. Gemi Sökümü sürecinin bilimsel ve teknik değerlendirmeleri ile etkin bir kamusal denetimle yürütülmesi için gerekli çalışmaların ivedilikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

“Mücadelemiz sürecek”

İzmir’de meslek odaları, sivil toplum örgütleri, yaşam savunucuları; Gemi Söküm Tesislerinde gerçekleştirilen usulsüz işlemler, çevre ve halk sağlığını tehdit eden, sektör emekçilerinin yaşamına mal olan usulsüz işlemler ve uygulamalara karşı mücadeleden vazgeçmeyeceklerini kaydeden Akdemir, “Aliağa bölgesindeki gemi söküm çalışmaları başta olmak üzere, kentte insan ve çevre sağlığını tehdit eden tüm çalışmaların bilime, hukuka, kamu ve çevre sağlığına uygun hale getirilmesi nihai hedefi ile kararlılığımızı sürdüreceğiz” dedi. 

Kaynak: Dilek Çakır