İzmir’de çalışan binlerce motosikletli kurye var. Motosikletli kuryelerin kimi gıda sektöründe paket servisi yaparken kimi de küçük ya da büyük şirketlere bağlı olarak önemli evrak ve eşyaların taşınması görevini üstleniyor. Baskı, mobbing, düşük ücret, sigortasızlık, uzun çalışma saatleri gibi birçok sorunla mücadele eden kuryeler, her gün can güvenliklerini riske atarak çalışmak zorunda bırakılıyor. 

Hıza teşvik ediyor

İzmir Motor Kuryeler Derneği Başkanı Burhan Akgül, mobil uygulamalara getirilen puanlama sistemiyle, kuryelerin bir kez daha baskı altına alındığına dikkat çekerek, “Şirketler, müşterilere 30 dakika garantisi vermeye devam ediyor. Ayrıca mobil uygulamalara puanlama sistemi geldi. Kurye arkadaşlarımız, puanlamada üst sırada yer almak için adeta bir yarış halinde. Çünkü puanınız düşük olduğu zaman sipariş gelmiyor ve para kazanamıyorsunuz. Böylece kuryeler hem şirketin hem puanlamanın baskısı altında kalıyor. Sistem, kuryeleri hız yapmaya sürüklüyor. Bu da bizi ölüme götürüyor. Kısacası bütün firmalar yapay zeka ile bizi felakete itiyor” dedi. 

Burhan Akgül 1

“SGK’yı kaldırdılar”

Şirketlerin kazalarda sorumluluk almamak için, motosikletli kuryeleri SGK sisteminden çıkardığını aktaran Akgül şu bilgileri verdi: “Kuryeler şu anda şahıs şirketi kurarak bu işi yapmak durumundalar. Sistemden SGK’yı kaldırdılar. Bütün şirketler şunu söylüyor; ‘Sen kendi şirketini kur, ben seni paket başı sistemle çalıştırayım.’ Yani paket gelirse para kazanırsın, gelmezse kazanmazsın. Sigortanı Bağ-Kur’a kendin yatırmak zorundasın. Herhangi bir kaza durumunda da şirket hiçbir sorumluluk almıyor. ‘Senin dükkanın, senin işin’ deniyor. Bizim kaza riskimiz yüzde 80’in üzerinde olduğu için şirketler bizi SGK sisteminden çıkarıp, böyle bir yol izlemeye başladılar. Sorumluluktan kaçıyorlar. Can dostlarımız kedi, köpekleri bir kaza olduğunda nasıl yolda bırakıyorlarsa, insan olmasak inanın bizim de cesedimizi kaldırmayacaklar. O kadar değerimiz yok.”

‘Tehlikeli meslek’

Kuryelerin çok tehlikeli meslek sınıfına alınması gerektiğinin de altını çizen Akgül, “Bizim az tehlike iş sınıfından, çok tehlikeli iş sınıfına geçmemiz gerekiyor. Bugün ülkemizde bir askerin, bir gazetecinin tehlike sınıfı yüksek ancak kuryelerin değil. Bir kurye şu anda bir askerden ve bir gazeteciden çok daha büyük risk altında çalışıyor. Her gün arkadaşlarımız ölüyor. Motorumuz devrildiği anda en küçük kazayı bile kırıklarla atlatıyoruz. Vücudumuz bir kaporta görevi görüyor. Felç kalan arkadaşlarımız var. Ufak tefek yaralanmaları saymıyorum bile. İzmir genelinde her gün 4-5 kaza yaşanıyor. Bunları görmezden gelmeleri çok garip bir durum” diye konuştu. 

Kronik hastalıkları

Motosikletli kuryelik mesleğinde, kronik meslek hastalıkları yaşandığının bilgisini de veren Akgül, “Bizim bazı meslek hastalıklarımız var. Mesela göğüs bölgemize sürekli rüzgar aldığımızdan dolayı, bu bir süre sonra kronik bir rahatsızlığa dönüşüyor. Erken emekliliğin de söz konusu olması gerekiyor. Ancak ülkemizde kuryelik yapıp emekli olan insan yok. Ya mesleği bırakıyorlar ya da ölüyorlar” ifadelerini kullandı. 

BANKER BİLO FİLMİNİN SANAL VERSİYONU GİBİ!

Akgül, Türk sinemasının unutulmaz filmlerinden ‘Banker Bilo’da gördüğümüz ‘amele pazarı’ sahnesine gönderme yaparak şunları söyledi: “Puanlama yüzünden kuryeler paket alma şansını kaybedebiliyorlar. Yıllar önce Türk sinemasında gördüğümüz sahneleri bugün sanal sistemde yaşıyoruz. Bu sahnelerde bir amele pazarı olur. Oradan ameleleri seçerek götürürler. Günümüz sanal sisteminde de yapay zeka üzerinden hızlı çalışanlar sistemde kalıyor, diğerleri sistemden atılıyor. Dolayısıyla arkadaşlarımız sistemde kalmak için sürat yapıyorlar. İster istemez kuralsızlıklar ortaya çıkıyor. Kuryelerin durumu içler acısı. Kuryelerin işsizliği artmaya başladı. Yakın zamanda İstanbul’da bir kurye kardeşimizi kaybettik.”

Kaynak: Doğukan Fikri Fidan