Güncel

MTA 'diri fay hattı' haritasını güncelledi: Güncel MTA fay haritası!

Türkiye'de art arda yaşanan depremler sonrasında MTA'nın güncellediği diri fay haritası üzerinde Prof. Dr. Okan Tüysüz'ün yaptığı değerlendirmelerde, özellikle Kuzey Anadolu Fayı’ndaki kırılmamış bölümün 7.4 şiddetine kadar deprem oluşturabileceği ve Marmara Bölgesi'nde büyük bir deprem riskinin bulunduğu vurgulanıyor

Abone Ol

Türkiye'de art arda yaşanan depremler sonrası, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), aktif fay hatlarının yer aldığı haritayı güncelledi. Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Okan Tüysüz, bu yeni haritayı değerlendirerek, özellikle üç bölgeye dikkat çekti. Kuzey Anadolu Fayı’nın henüz kırılmamış bir kesiminin bulunduğunu belirten Tüysüz, bu alanda 7.4 şiddetine kadar depremler olabileceğini ifade etti.

Son zamanlarda ülke genelinde ardı ardına gerçekleşen depremler, halk arasında endişe yaratmış durumda. MTA, bu olaylar sonrasında aktif fay hatlarını içeren haritayı yeniledi. Yayınlanan güncel liste göre, Türkiye genelinde 45 ilde, 5.5 ve üzeri şiddetinde deprem oluşturabilecek 485 aktif fay hattı bulunuyor. İzmir, Balıkesir, Manisa ve diğer bazı iller, deprem riski bakımından birinci derecede risk altında.

7.2 ve 7.4 büyüklüğünde depremler oluşabilir

Marmara Bölgesi'nin deprem riski devam ederken, Prof. Dr. Tüysüz, canlı yayında yeni fay haritasını yorumladı. Türkiye'nin üç ana fay hattına dikkat çekti. Kuzey Anadolu Fayı'nın, Erzincan ve çevresindeki kırılmamış bölümüne işaret eden Tüysüz, bu bölgenin 7.2 ve 7.4 büyüklüğünde depremler oluşturabileceğini belirtti. Ege Bölgesi'nde ise daha kısa ancak sık fay hatları bulunduğunu, bu hatların deprem riskini artırdığını ifade etti.

İstanbul'un durumuna da değinen Tüysüz, şehrin diri fay hattı bulunmamasına rağmen, tarihsel depremlerden dolayı risk altında olduğunu vurguladı. 6 Şubat depremini örnek göstererek, Marmara'nın tamamını etkileyebilecek büyük bir depremin olasılığına işaret etti ve bu durumda İstanbul'daki binaların büyük oranda zarar göreceğini dile getirdi. Bölgede ve Bingöl Yedisu’da beklenen depremlere dikkat çekerek, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesinin önemine vurgu yaptı.