Güney İspanya'nın Antequera bölgesinde yer alan ve en az 5.600 yıl önce inşa edilen Menga Dolmeni, tarih öncesi dönemin mühendislik harikalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu devasa taş yapı, Neolitik çağın mühendislerinin ne denli ileri düzeyde bilgi ve beceriye sahip olduğunu gözler önüne seriyor.

Menga Dolmeni'nin Eşsiz Yapısı

Menga Dolmeni, 32 adet devasa taştan oluşan tek odalı bir mezar yapısıdır. Toplamda 1.140 ton ağırlığındaki bu taşlar, dönemin teknolojik imkanları göz önüne alındığında, nasıl taşındığı ve yerleştirildiği hala büyük bir merak konusudur. Her bir taş, yaklaşık 150 ton ağırlığında olup, bu da bir mavi balinanın ağırlığına eşittir ve Stonehenge'deki en büyük taşın beş katıdır. Bu devasa yapı, yerden yaklaşık 50 metre yükseklikte bir tepe üzerinde, 25 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde bir dolmen oluşturur.

Neolitik Mühendisliğin Sırları

Bu taşların nasıl kesildiği, taşındığı ve yerleştirildiği üzerine yapılan bir araştırma, Neolitik dönemdeki mühendislerin şaşırtıcı derecede sofistike teknikler kullandığını ortaya koyuyor. Sevilla Üniversitesi'nden Prehistorya Profesörü Leonardo García Sanjuán, bu araştırmayı yürüten ekipten biri olarak, yapı taşlarının milimetrik bir hassasiyetle yerleştirildiğini belirtiyor. Taşlar, üst üste mükemmel bir şekilde yerleştirilmiş ve her biri diğerini destekleyecek şekilde konumlandırılmıştır. Bu yapı, adeta bir Tetris oyununa benzer bir şekilde inşa edilmiştir.

Yerleştirme ve İnşaat Teknikleri

Araştırma, dikey taşların tam olarak dik olmadığını, içe doğru hafif bir açıyla eğildiğini ve bu sayede binanın tavanının tabandan daha dar hale geldiğini gösteriyor. Her bir taş, neredeyse aynı açıyla eğilerek birbirine dayanıyor. Bu dengeyi sağlamak için Neolitik mühendislerin, su terazisi ve çerçeve kareleri gibi araçlar kullanmış olabileceği düşünülüyor. Ayrıca, taşların ilk yerleştirilmesi sırasında, taşların üçte biri zeminin altında kalacak şekilde derin temeller oluşturulduğu tespit edilmiştir.

Yapının Amacı ve Dayanıklılığı

Menga Dolmeni'nin nasıl kullanıldığı tam olarak bilinmese de, bir tapınak veya mezar olarak kullanılmış olabileceği düşünülüyor. Ayrıca, bölgenin sismik olarak aktif olması nedeniyle yapının depreme dayanıklı olması için bu kadar sağlam inşa edildiği de belirtiliyor. Araştırmacılar, bu yapının binlerce yıl boyunca ayakta kalacak şekilde tasarlandığını ve taşın kalıcılıkla özdeşleştirildiğini ifade ediyorlar.

Dev Taşların Taşınması

Menga Dolmeni'nin inşasında kullanılan taşların kaynağı, yapıdan yaklaşık 850 metre uzaklıkta ve 50 metre daha yüksek bir konumda bulunan bir taş ocağı olarak tespit edilmiştir. Araştırmaya göre, bu taşların taşınması sırasında, zemine yerleştirilen ahşap direkler veya kalaslar üzerinde büyük kızaklar kullanılmış olabilir. Bu sayede, taşların zeminle sürtünmesi en aza indirilmiş ve taşlar kontrollü bir şekilde taşınmıştır.

Neolitik Bilimin Doğuşu

Menga Dolmeni, Neolitik dönemde tarımın yeni benimsendiği, araçların taş ve diğer doğal malzemelerden yapıldığı, yazılı dilin henüz olmadığı bir dönemde inşa edilmiştir. Ancak, bu insanlar, fizik, sürtünme, açılar ve jeoloji gibi konularda oldukça ileri düzeyde bilgiye sahipti. Profesör García Sanjuán, bu bilgilerin bir araya gelmesiyle bilimsel bir yaklaşımın ortaya çıktığını ve Neolitik dönemin aslında bir bilim çağı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Bugün, modern mühendisler bile Menga Dolmeni gibi bir yapıyı, o dönemin imkanlarıyla inşa etmeye kalkıştıklarında büyük zorluklar yaşayacaklarını itiraf ediyorlar. Bu da Neolitik mühendislerin, tarihin en büyük yapı taşlarından birini inşa ederken ne denli üstün bilgi ve beceriye sahip olduklarını kanıtlıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ