Prof. Dr. Hanoğlu, nöropsikolojik testlerin, bireylerin bellek, düşünme ve diğer bilişsel işlevlerindeki değişiklikleri objektif bir şekilde değerlendirmeye olanak tanıdığını belirtti. Testler, klinik demans belirtilerinin ortaya çıkmasından önceki bilişsel kayıpları tanıyarak, demansın türünü ve seyrini anlamaya yardımcı oluyor. Alzheimer hastalığı gibi ilerleyici demansların erken teşhisinde ve demans türlerinin bilişsel belirtilerinin doğru yorumlanmasında bu testlerin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Nöropsikolojik testlerin, psikiyatrik bozukluklar ve diğer tıbbi durumların bilişsel etkilerini değerlendirmede de kullanıldığını belirten Prof. Dr. Hanoğlu, “Depresyon, anksiyete gibi psikiyatrik sorunlar ile Alzheimer hastalığı ve diğer demans durumlarını ayırt etmede önemli bir araçtır. Demans tanılarında nöropsikolojik değerlendirme, ayırıcı tanı koymada belirleyici rol oynar” dedi. Ayrıca, son dönemde Alzheimer hastalığı gibi ilerleyici demansların tedavisinde erken teşhis ve doğru bilişsel belirti yorumlamanın önem kazandığını ifade etti.
Prof. Dr. Hanoğlu, nöropsikolojik değerlendirmenin, beyin sağlığı ve işlevselliği hakkında derinlemesine bilgi sunduğunu belirtti. Bu değerlendirme yöntemlerinin, inme, multipl skleroz, Parkinson ve epilepsi gibi nörolojik bozuklukların seyrinde ortaya çıkan bilişsel bozuklukların teşhisi ve tedavi sürecinin yönetiminde temel bir rol oynadığını ifade etti. Hanoğlu, “Nöropsikolojik değerlendirme, günümüzdeki gelişmiş nörogörüntüleme yöntemlerine rağmen, bilişsel işlevlerin objektif değerlendirilmesi için en önemli yöntemlerden biri olmaya devam etmektedir” dedi.
Prof. Dr. Hanoğlu, nöropsikolojik testlerin, bellek, görsel-uzamsal beceriler, dikkat ve dil gibi bilişsel işlevleri değerlendirdiğini belirtti. Bu testlerin, bireyin yaşına, eğitim düzeyine ve değerlendirmenin amacına göre değişiklik gösterdiğini ifade ederek, Alzheimer, Parkinson, inme ve multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklar için özel olarak oluşturulan test bataryalarının önemine vurgu yaptı.