Son günlerde, vatandaşlar arasında Oğuz Murat Acı'nın kimliği hakkında yoğun bir merak ve araştırma başladı. "Oğuz Murat Acı kimdir? Oğuz Murat Acı'nın babası kim?" gibi sorular, sosyal medya platformlarında ve çeşitli sohbet ortamlarında sıkça dile getiriliyor. Peki, bu merakın arkasındaki neden ne? Detaylar için haberimizi takip edin...
Oğuz Murat Acı kimdir?
İstanbul'un Kemerburgaz yolunda meydana gelen kaza, Türkiye'nin gündemine oturdu. 1 Mart akşamı, 16 yaşındaki ehliyetsiz sürücü Timur Cihantimur, lüks aracıyla emniyet şeridinde arızalı motorları kontrol eden bir gruba çarptı. Bu çarpışmanın etkisiyle ATV motorlu araç, sulama kanalına düştü ve altında kalan Oğuz Murat Acı yaralandı. Acil yardım ekipleri olay yerine yönlendirildi, ancak Acı, hastaneye kaldırıldığında yaşamını yitirdi.
Olayın ardından, Cihantimur'un annesi olan yazar Eylem Tok, oğluyla birlikte kaçtı. Havalimanında kamera görüntüleri, anne ve oğlunun kaçış anlarını gözler önüne serdi. Bu görüntülerde, havalimanı güvenlik kontrolünden geçerek uçağa doğru ilerledikleri görülüyor.
Yazar Eylem Tok ve oğlu Timur Cihantimur hakkında yakalama kararı çıkarıldıktan sonra, vefat eden Oğuz Murat Acı'nın ailesi de sessizliğini bozdu. Acı'nın eşi Şükriye Acı, hala şokta olduğunu ve çaresiz hissettiğini belirtti. Eşinin kaza yerinde terk edilmesine tepki göstererek, "Anneliği bir yana bırakın, insanlık adına ölüme terk etmezdi. Belki eşim şu anda yaşıyor olurdu." şeklinde konuştu.
Acı, eşinin ölümüyle ilgili olarak ameliyattan çıkan kardeşine yalan söylemek zorunda kaldığını da ekledi. Bu olay, ülke genelinde büyük bir infial yarattı ve hala gündemdeki yerini koruyor.
Oğuz Murat Acı babası kim?
1 Mart 2024'te Eyüpsultan'da yazar Eylem Tok'un oğlu T.C.'nin ölümüne sebep olan Oğuz Murat Acı'nın babası Özer Acı, Eylem Tok'a çağrı yaptı.
Acı ailesinin avukatı Burak Erden ise Eylem Tok ve oğlu T.C. hakkında yakalama kararının çıkartıldığını belirterek ilerleyen dönemde de kırmızı bülten çıkarabileceklerini ifade etti.
Eylem Tok'a seslenen Özer Acı "Anne olarak hem kendine hem eski eşine hem de evladına zarar veriyor. Adaletten kaçılmaz" dedi.
Özer Acı şunları söyledi:
“Gece oğlumun dayısının eşi beni aradı oğlun trafik kazası geçirdi diye. Ben Oğuz’u Seyrantepe’deki hastaneye götürmüşler. Öteki 2 yaralıyı Okmeydanı’ndaki hastaneye gönderiyorlar. Ben tabi fırlayarak hastaneye gittim. Oğlumun ölü olarak geldiklerini söylediler. Sonradan görgü tanığından öğrendiğime göre Oğuz abime yardım ettim. Ambulansa ben taşıdım. 112’yi benim arkadaş aradı. Görgü tanığının aracını 500 metre geride geçtiklerini ve kaza anına ilk ulaştığını söyledi. Görgü tanığının söylemesine göre Oğuz abim biraz aşağıdaydı. Ben sadece araçta 7 ya 8 da çocuğun araca bindiğini gördüm. Orada bir bayan sesi duydum. Ama ben aşağıda olduğu için görmedim. Çocuklar 10 kişiymiş. 5’i bir arabada 5’i diğer arabada. Çocuğunu gelmiş almış oradan. Bizim çocuklarımızı orada bırakmış. Kendisi kamuoyuna bir duyuru yapmış işte biz yardım ettik ambulansı aradık şeklinde. Ama görgü tanığı arkadaş bizim yanımızda bir bayan olmadığını söyledi. İlk Oğuz abimi ambulansa koyduk. Sonra diğer yaralıları ambulanslara sevk ettik. Sonra ben olay yerinden ayrıldım. Eğer yardım etmişse bu görgü tanığı o bayanı orada neden görmemiş. Bir feryadını, sızlamasını, bir ağlayışını. Sadece oğlunu aramış. 112’yi oğlum aradı gibi bir şey kullanıyor. Oğlunun 112’yi aradığını paylaşsın. Gerçekler gün yüzüne çıksın. Bizde bilelim, kendileri de bilsin.”
Yazar Eylem Tok’a çağrıda bulunan acılı baba Özer Acı, “Yaralı evlatlarımızın 2 telefonu kayıp. Bir tanesinin cebindeymiş. Benim oğlumun telefonu kaza yerinden 15 metre ötede bulunmuş. Zaten oğlumda 7-8 metre aşağıdaymış. Olay yerine ben gitmedim, bilmiyorum. Bu kayıp olan 2 telefonların bir tanesi güvenliğe bırakılıyor. 3-5 dakika sonra gelip alınıyor. Çocuğun teyzesi telefonla arayıp siz kimsiniz diyor. Ben teyzesiyim deyince telefon kapanıyor ve o telefondan da başka bir haber alamıyoruz. Gerçek bir anne evladını kaçırarak korumaya çalışmaz. Benim evladım ölünce demesi lazım ki, keşke benim evladımda ölseydi. Ben asla ölmesini istemem. Ama içgüdülerle hareket etmek değil, korkuyla evladımı döverler. Kim döver. Adalete güvenmiyor mu? Bizim kolluk kuvvetlerine güvenmiyor mu, güvensin. Ben nasıl güveniyorsam o da güvensin. Onlara güvenmiyorsa koruma tutsun, korutsun. Hani zengin ya. Onun yaptığı beyanların çoğu ben teslim olacağım diyor. Bugün yakalama kararı çıktı. Bu çıkmadan teslim olsaydı daha iyi değil miydi? O da bir yavrumuz, yavrumuzu adalete teslim olmasını istiyorum. Buradan sesleniyorum. Bir an önce gel, teslim ol. Şu an anne olarak hem kendine hem eski eşine hem de evladına zarar veriyor. Adaletten kaçılmaz. Muhakkak adalet tecelli edecektir” ifadelerine yer verdi.
Şu ana kadar aileye ya da bana ulaşan kimsenin olmadığını ve ilerleyen süreçte kırmızı bülten çıkacağını belirten Avukat Burak Erden, “Eylem hanım yazılı bir açıklama yapmış. İkisi hakkında da yakalama kararı çıkartıldı. Geleceklerini ümit ediyoruz. Açıklamayı da çok vicdansızca buluyoruz. Açıklamada bir anne olduğundan bahsediyor. Anne refleksi ile götürdüğünden bahsediyor. Bizim müvekkilimizin 1,5 yaşında bir çocuğu var. Götürmesinin dışında bir de telefonların alındığına dair iddialar var. Bunları Eylem hanımın alıp almadığı yargılama aşamasında belli olacak. Şu an iddianamede net değil. Şuan konu bu durumda. Hukuk süreci ile ilgili biz hem annesi hem de çocuk hakkında da suç duyurusunda bulunduk. Annesinin delilleri karartmak suçunun olduğunu düşünüyoruz. Bunun yanında yardım ve yataklık. Çünkü çocuğunu alıyor 3-4 saat içerisinde yurt dışına kaçırıyor. Bu tabi ki ileri ki günlerde belli olacak. Yakalama kararının olduğuna dair savcılık bir açıklama yaptı. İlerde kırmızı bülten göreceğiz. Aile eğer samimiyse zaten gelecek ve yargılanacak” açıklamasında bulundu.