İnsanlık tarihi boyunca varoluşun en büyük sırlarından biri olan ölüm, birçok felsefi ve dini düşünceyi etkilemiştir. Ölümden sonra var olan bir hayat olup olmadığı ise merak konusu olmaya devam etmektedir. Bu konuda kesin bir cevap olmamakla birlikte, farklı inanç ve düşünce sistemlerine göre çeşitli görüşler mevcuttur. Ölümden sonra hayat var mıdır? Ölümden sonra ne var? sorularının yanıtı haberimizde yer almaktadır...

Ölümden sonra hayat var mıdır? Ölümden sonra ne var? 

Ölümden sonra hayatın var olup olmadığı yıllardır geniş çapta tartışılan bir konudur. Klinik olarak ölü ilan edilen pek çok insan, çok güçlü, iyi huylu varlıkları deneyimledikten ve onları bilinmeyen ama şüphe götürmez bir şekilde güzel ve aşkın bir yere çağıran ışıkları gördükten sonra - bazıları istemeden - hayata geri döndüğünü iddia ettiler.

Bilimsel olarak, bugüne kadar ölümden sonra hayatta kalmak için herhangi bir kanıt bulunmamıştır. Beyin ölümü gerçekleştiğinde, bilinç ve zihinsel faaliyetler sona erer ve vücuttaki kimyasal reaksiyonlar durur. Bu nedenle, bilim insanları genellikle ölümden sonra yaşamın var olmadığına inanırlar. Ancak, bazılarına göre, ölümden sonra yaşam olasılığına ilişkin felsefi veya dini argümanlar var. Bu argümanlar, genellikle kişisel inançlara, felsefi düşüncelere ve dinî inançlara dayanır. Bu nedenle, ölümden sonra yaşam olasılığına ilişkin sorunun yanıtı tamamen kişisel bir konudur ve herkesin kendi inançlarına göre değişebilir.

Ölümden sonraki yaşam; din, felsefe ve mitolojide insanın dünyadaki fiziksel yaşamını tamamladıktan sonra ruh veya bilinç hâlinde sürdürdüğüne inanılan hayat. Öteki dünya ve İslam kökenli bir terim olan ahiret kavramları Türkçede, ölümden sonraki yaşamın sürdürüldüğüne inanılan mekanı tanımlamakta kullanılır.

Ölümden sonraki yaşamla ilgili kavramlar maddeci olmayan, spiritüalist ve dinsel inançlarla ilgilidirler. Bu inançlardaki temel, ruhun ölümsüzlüğüdür. Ruh, insanın içindeki öz varlığını oluşturarak düşünür, hisseder, sever, nefret eder ve karar verir. Bu ruh insanın öz kişiliği olup, beden yalnızca ruha giydirilmiş bir elbise gibidir. İnsandaki bu ruhun ölümsüz olduğu ve insan öldüğünde bedeninden ayrılarak öbür alemde yaşadığı inancı kabul edilir.

Dinsel İnançlar ve Kutsal Kitaplar

Dinsel inançlar, insanın bedeninde onu yaşatan bir ruh bulunduğunu kabul eder. Bu ruhun ölümsüz olduğu ve insan öldüğünde bedeninden ayrılarak öbür aleme gittiği inancı yaygındır. Bu öbür alemin adı, batıda limbus olarak adlandırılan berzah alemidir. İnsan ruhu, berzah aleminde geçici olarak kıyamete kadar kalma süresi bittikten sonra, sonsuza dek cennet veya cehennemde kalmayı hakedecektir.

Rüyalar ve Astral Seyahat

Dinsel içerikli doğaüstü olayların başında rüyalar gelir. İnsanlar rüyalarında ölmüş kişileri görerek onlarla iletişim kurduklarını iddia ederler. Rüyalarında bu kişilerden aldıkları bilgilerin gerçek çıkması, ölmüş kişilerin ruhlarının öbür alemlerde yaşadığına inanmalarına neden olur.

Astral seyahat deneyimi yaşayanlar, ruhlarının bedenlerinden ayrılarak öbür dünyaya gittiğini iddia ederler. Bu deneyimler, insanların ölüm-ötesi deneyimleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalarını sağlar.

Kaynak: HABER MERKEZİ