İzmir’deki orman yangınları bal üretimini de olumsuz etkiledi. Bal kovanlarının yanı sıra arıların da yanarak yok olduğu sektörde bal fiyatlarının arz düşüklüğü nedeniyle artması bekleniyor. İzmir’de yaklaşık 2 bin 800 tonluk yıllık bal üretiminin, yaşanan olumsuzluklar nedeniyle yüzde 60 civarında düşüp 1120 tonu ancak bulabileceği tahmin ediliyor. Böylece 1680 tonluk düşüşün ekonomiye zararı ise 731 milyon 294 bin TL’yi bulacak. Özetle her biri 850 gramlık kavanozlarda olmak üzere 1 milyon 976 bin 470 kavanoz bal bu yılki yangınlarda kül oldu. İzmir Arı Yetiştiricileri Birliği Başkan Yardımcısı Ramazan Keklik, önümüzdeki kış yüzde 60 oranında koloni kaybı yaşanabileceğini bunun da toplam üretimin büyük oranda düşmesi anlamına geleceğini vurguladı. 

Ramazan Keklik (1)

“Ekonomiye suikast”

Ekolojik dengenin en önemli tehditleri arasında yer alan küresel ısınma ve iklim değişikliği, sadece ciğerlerimizin değil birçok biyolojik çeşitliliğin de düşmanı. Akdeniz ve Ege kıyılarında birçok noktada çıkan orman yangınları kimi zaman saatler kimi zaman da günler sonra kontrol altına alınabildi. Yangınlarda hayatını kaybeden insanların dışında yüzlerce hayvan telef oldu, orman ve tarım arazileri küle döndü. Yangından en çok etkilenen sektör ise dünyadaki çam balı üretiminin yüzde 90'ını gerçekleştiren arıcılık oldu. 

İzmir'de de son yangınlarla birlikte sadece çam balında değil bal üretiminde ciddi sıkıntılar yaşandığını açıklayan İzmir Arıcılar Birliği Başkan Yardımcısı Ramazan Keklik, kasıtlı yangınların ekonomi suikastı olduğunu belirtti. 

“Yüzde 60 kayıp olabilir”

Başkan Yardımcısı Keklik, "Arıcılık; toprak gereksinimi olmadan, fazla sermayeye ihtiyaç duyulmadan, toplumda her bireyin yapabileceği ve kısa bir süre içinde kazanç elde edebileceği bir sektördür. Bir nevi tarımın en ucuz ve çok düşük maliyetlerle istihdam yaratabileceği arıcılık günümüzün en önemli tarımsal faaliyetleri içinde yer almaktadır. 
Aynı zamanda ülkemizin sahip olduğu doğal güzellikleri bakımından zengin bitki örtüsü de bu sektörün gelişimine ciddi katkı sunmaktadır. Maalesef kuraklıkla başlayan ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklık sektörün belini bükmekte. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yaşanan Muğla bölgesindeki büyük yangından dolayı bölge arıcılarının bizim bölgemize geliyor olması, arı kolonisinde ibreyi yükseltiyor bu da verim kaybına neden oluyor. Kasıtlı çıkarılan yangınlar ekonomik suikasttır. Çünkü bu sahte bal üretimine de çanak tutmaktır. Arıcılar çok zor ayakta durmaya çalışıyor. Kuraklıktan dolayı bu kış yüzde 60 oranında koloni kaybı olabilir. Bu kış arıcılar için çok zor ve uzun geçecek" dedi. 

Keklik ayrıca sadece geçtiğimiz günlerdeki Çeşme yangınında Birlik’e kayıtlı olan üyelerinin 300 kovanının yangından zarar gördüğünü de sözlerine ekledi.

Üzeyir Karaca (3)

Böcekler de zarar gördü

Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde 25 yıl yöneticilik yapan emekli Ziraat Yüksek Mühendisi Üzeyir Karaca da Dünya genelinde en çok üretilen ve ticareti yapılan temel arı ürününün bal olduğuna vurgu yaparak, arı sütü ve polen gibi arıcılığın üretim çeşitliliğini hatırlattı. Karaca, "Üretimin ana vatanı deyim yerindeyse Muğla. İzmir'de de Foça-Kemalpaşa-Yamanlar-Bayındır, Manisa'da Spil bölgesinde çam balı üretimi çok yoğun. Aydın Davutlar Bölgesi, Güzelçamlı, Nazilli'yi sıralayabiliriz. Ancak bu yangınlarda Çam Pamuklu Koşnili böceği,  protein ihtiyacını karşılamak için kızılçam ağaçlarının öz suyunu emmektedir. Lakin bu ağaçlarla birlikte böceklerin de zarar gördüğü ortamda çam balı üretim alanları ciddi şekilde hasar gördü" diye aktardı. 

"Önümüzdeki aylarda coğrafi işaret alabilir" 

Karaca geçmişte Ege Araştırmaları Enstitüsü'nde görevli olduğu 2015-2018 yılları yaptıkları bir araştırma ile Türkiye'de çam balı üretiminin yapılabilir adreslerini belirlediklerini ifade ederek coğrafi işaret müjdesini verdi: Karaca şunları kaydetti: "2015-2018 yılları arasında yaptığımız bir araştırma sonucu 48 noktada çam balı üretiminin yapılabilirliğini ortaya koyduk. Türkiye'nin çam balının kimyasal, fiziksel ve mineral madde profilini ortaya çıkardık. Bunun için coğrafi işaret alması için çok uzun uğraşlar verdik. Önümüzdeki aylarda da coğrafi işaret alması eli kulağındadır."

Neler yapılabilir?

Karaca aynı zamanda sektöre ilişkin önerilerini de şöyle dile getirdi: "Artan sıcaklıklar yüzünden girişimcilerin yüzde 50'si arıcılıktan vazgeçme noktasına geldi. Dikkat etmemiz gereken hususların başında, aşılama tekniklerinin hızla arttırılması, İMECE usulü yöre halkı ve yerel - merkezi yönetimlerle yapılacak iş birliği, ağacın odun değeri ile 150 yıllık bir ağaçtan 200 - 300 bin ton ekonomik analizin yapılarak hareket edilmesi gerekiyor."

Kaynak: Alev Hamitoğulları Yılan