Geçmiş yaşantılara ve gelecek planlarına dair çok fazla düşünmek, sık sık tekrar eden bir döngüye girdiğinde gündelik hayatta en basit eylemleri bile yapamaz duruma getirebilir. “Overthinking Sendromu” denilen bu durum aslında psikolojik bir rahatsızlıktır. Düşünmenin sıklıkla devam etmesi durumu da “düşünce gevişi” olarak tanımlanır. Bu dönemde insanlar çok daha kaygılı ve takıntılı olabilir.
Bu sendrom içerisinde algılama şekli duyguları ve davranışları büyük ölçüde etkiler. Olayları yorumlama biçimi insanın nasıl hissedeceğini en çok etkileyen faktördür. Bir konu üzerinde aşırı düşünmek, negatif düşünceleri çekmeyi kolaylaştırır. Uzun süre negatif düşünen biri de psikolojik olarak içinden çıkılamaz noktalara çekilmeye mahkum olur. Bir tür kaygı bozukluğu olarak da nitelendirilebilecek bu rahatsızlığın, saplantı haline gelmesi, hayattaki işlevselliğin yitirilmesine yol açar.
Overthinking Sendromu’nun belirtileri olarak; geçmişte yaşanan olaylara dair pişmanlıkları düşünmek, geleceğe dair belirsizliklerin her ayrıntısını düşünmeye çalışmak, iştahsızlık, uyku problemleri, sürekli “eğer şöyle olsaydı “ veya “keşke” şeklinde düşünceler kurmak, hoşlanmadığınız insanların hareket ve söylemlerini defalarca düşünmek, düzenli olarak mesaj ve mailleri kontrol etmek, panik atak gibi durumlar bu sendrom hakkındaki sinyaller olarak karşımıza çıkar.
Bu saydığımız belirtileri sürekli olarak göstermeye başladıysanız, öncelikle ufak bir ara vermek çok iyi olacaktır. Hayata ufak bir es vermek, düşünceleri kontrol edebilmek için adım atmaya ve biraz dinlenmeye yardımcı olur. Ufak nefes egzersizleri ile başlayarak, hayatın içerisine vücudu etkileyecek sağlıklı aktiviteleri yavaş yavaş yerleştirmek, aşırı düşünme ortamında biraz da olsa sizi uzaklaştırabilir. Bu es süresince, sizi kaygıya sürükleyen konuları gözden geçirin. Bu konular üzerine kafa yormayın, sadece sizi mutsuzluğa, aşırı düşünmeye iten konuların neler olduğunu tespit etmek için düşünün. Daha sonra yapamadığınızı düşündüren ve sizi bu sendroma iten konular yerine, bardağın dolu tarafı dediğimiz tabirle, yapabildiğiniz ve yaparken sizi mutlu eden konuları düşünmeye çalışın.
İnsanların aşırı düşünmesinin bir diğer nedeni de bir konuda karar verme durumudur. Bazen çok basit bir konuda bile oldukça uzun düşünmeye başlamak bu sendromun habercisi olabilir. Böyle durumlarda düşünmek için kendinize bir zaman sınırı koyun. Bu zaman dilimi içerisinde her yönüyle karar vermek istediğiniz konunun üzerine düşünün. Ancak bu zaman sınırının sizi aceleye getirecek kadar kısa olmamasına dikkat edin. Çünkü bu sefer bu durum panik atak krizlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Aşırı düşünme dolayısıyla gece uyku sıkıntıları çekmeye başladıysanız, düşünme süresinin uzadığını ve uykusuz kalacağınızı anladığınız anda yataktan çıkın. Sizi rahatlatacak birkaç şey izlemek veya müzik dinlemek veya uykunuzu getirecek birkaç nefes egzersizi gibi uygulamalar yapmak size kendinizi daha iyi hissettirecektir.
Ben “Overthinking Sendromu” içerisine girmeye başladığımı fark ettiğimde, kendimi sevdiğim konularda eyleme geçmeye zorladım. İşime ve okuluma daha odaklı çalışmaya başladım. Beni negatif duygulara iten veya yanında kendimi çok da iyi hissetmediğim insanlardan uzaklaşmayı seçtim. En çok işe yaradığını düşündüğüm şey ise spora başlamak oldu. Sporda, beni yoran konuları elbette düşünmeye devam ettim ancak, düşünme sırasında odaklanmam gereken ve enerji harcamam gereken bir iş yaptığımdan, düşünme sürem normale göre çok azaldı. Bu sayede vücudum da yorulduğundan gece uykularımın düzelmeye başladığını gördüm. Bu gibi denemeler sayesinde bu sendromun başlangıç seviyesinden daha ileri gitmesini engellemek mümkün olabilir. Elbette asla düşünmeyeceğim diye kendinizi zorlarsanız bu da aksi etki gösterebilir. Rahatlayın, sadece kendinizin başarabileceğini ve kötü olayların geride kaldığını, keşke demenin sadece bu gününüzü kaybetmenize neden olacağını unutmayın. Nefes alın ve hayatın keyfini çıkarın.