Özlale’nin adaylığı

Abone Ol

Ümit Özlale, tanıdığım en donanımlı politikacılardan biri.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili.
Seçimleri Millet İttifakı kazansaydı, hükümetin çok önemli bir yerinde göreve getirilecekti.
Meral Akşener, Özlale’yi partisinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak açıkladı.
İYİ Parti olarak en isabetli aday diyebilirim.
Ama itirazlar oldu. Sol’un parçalanacağı, aradan AK Parti’nin sıyrılıp gelebileceği söylendi.
Siyaset, matematiğin çok kullanıldığı bir bilim dalı. Burada da geçerli. 
Ancak insan kabullenemiyor. 
Önümüzde muhteşem bir kimlik var. Ama matematik ağır basıyor ya da durum öyle gösteriliyor.
Ama siyaset, biraz da uzlaşı sanatının çokça kullanıldığı bir bilim dalı.
Mantığın da tabii.
Bir gerçek önümüzde apaçık dururken niye en uygun çözümü üretmek için kafa yorulmaz?
Özlale’nin İzmir için pek çok projesi var. Hepsi de akla yatkın. Bu fırsatı bir şekilde değerlendirmenin bir yolu olmalı ve bu, mutlaka bulunmalıdır.

Çakma gurmelere dikkat

Sosyal medyada, farklı bir gurme modeli türedi.
Bunlar, yemeğin tekniğini, lezzetini, estetiğini es geçerek, sadece “tadına bakmak” bahanesiyle karınlarını doyurma odaklı bir gurmelik yapıyorlar.
Ellerinde bir telefon, yaklaşıyorlar tezgaha, usta abiyi şef diye tanıtıyorlar. Önce beğendikleri yemekten bir tabak istiyor, fonda onu atıştırıp beğendiklerini dile getiriyorlar. Aşçı da beş dakikada şefliğe terfi ettiği için hayatından memnun; o arkadaşı bir kere daha davet ediyor.
Vedat Milor, Mehmet Yaşin gibi gerçek gurmeler, bunların yaptığını görse tiksinir, mesleklerini bırakır.
Ekranda kendilerini pek göstermek istemiyorlar. Gösterdiklerinde göreceksiniz ki göbek yükünü almış.
Bunlar, bir ara Doç. Dr. Levent Köstem’in Urla’daki Zeytinyağı Müzesi içinde bulunan restoranına dadanmışlardı. Bereket Köstem, bunlara kapıyı gösterdi, kurtuldu.
Diyar diyar dolaşıyor, bedavadan yiyip içiyorlar.
Kendilerine gurme diyorlar.
Yutan da yutuyor.

Nerede bu hazineler?

15 Temmuz’dan sonra FETÖ’nün bütün kuruluşlarına el kondu.
Ama envanter tutulmadığı söyleniyor.
Pek çok okul, yurt ve benzeri binanın yağmalandığını söyleyenler var.
Bilgisayarlar, pahalı elektronik sistemler, beyinler, kütüphaneler vs.
Bunlar, yetkililer tarafından vaktiyle şeffaf bir şekilde açıklanmalıydı.
Sadece Gediz Üniversitesi’ndeki yağmayı görenlerin anlattıkları dudakları uçuklatıyor. Ya hastaneler, ya yurtlar?
Kafalarda soru işaretleri oluşursa, bunun sonu gelmez. Önü açıktır. Uydurmalar bile inandırıcı hale gelir.
Çare şeffaf olmak.
Çare, o yağmacılardan biri bile yakalanmışsa teşhir edilmek.

İbrahim Ormancı - Duvar Yazıları

Aklımı peynir ekmekle yemedim. Peynirin kilosu olmuş 340 lira. Peyniri bulan kim ya? 
***
Van'da verimli bir sezon için bal duasına çıkanlara arılar saldırmış. Memleketin topyekün bir akıl duasına ihtiyacı var zannımca!
***
Endişe iyiymiş. Endişe sürekli beyni alarm durumunda tutuyormuş. De get. Beynimin sürekli alarmda olmasından gına geldi. Azıcıkta uyuyayım yahu!
***
Denizli'de ilan veren bir ev sahibi, evi tutmak isteyen kiracıdan gelir raporu ve kredi notu raporu istedi. Ben olsaydım bir de akıl sağlığı raporu isterdim!