CHP’de değişimciler ve statükocular, Büyük Kurultay’a kilitlenmiş durumda.
Değişimcilerin gündeminde Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibini değiştirmek var, statükocular ise, mevcut halin sürmesinden yana.
Bu, bilinen bir şey.
Ama her iki taraf da, sıkça özlemle anılan “ön seçim” konusunda bir irade sergilemekten yana değil.
Şöyle diyorlar:
“Ön seçim yılları daha demokratikti. Siyasette liyakatı koruyan ve kollayan bir sistemdi.”
E madem öyle, işte fırsat. Önünüzde yerel seçim var. Uygulayın ön seçimi yine. Kurtulun bu hasretten.

özgür özel-1

O zaman da diyorlar ki:
“Öyle bir üye yapısı oluştu ki, mümkün değil. Liyakat, böyle bir uygulamada sınıfta kalır.”
Onun için, herkes ön seçimlere Büyük Kurultay sonuçları açısından bakıyor.
Belirleyici o olacak. Yani ön seçim olsun olmasın; belirleyicilikte demokratik hiç bir özellik yok.
Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa geçmişte değişimden yana olanlar silinecek, Özgür Özel kazanırsa, bence duruma bakılacak.
Durum dediğim, muhtemeldir ki, CHP’de bir küskünler grubu oluşturacak. Özgür Bey’in işi daha da zorlaşacak ve seçimlere beş ay kala yepyeni bir strateji belirlemesi gerekecek.
CHP’deki bu yeni düzen, ön seçim hasreti çekenlere de bir umut sunabilir. Şimdi yüzde 25 bandından yukarı çıkamayan CHP, unutmayalım, ön seçim yapıldığı yıllarda (SHP ya da DSP de dahil)  daha çok oranda oy alabiliyordu.

Kim bu Karamaniler?

Son günlerde sıkça gündeme getirilen bir konu var:
Karamaniler.
1924 yılında mübadele anlaşması gereği, Anadolu’daki topraklarından alınıp Yunanistan’a gönderilen insanlar.
Onların kim olduklarıyla ilgili iki tez var.
Birincisi Oğuz’ların Afşar boyuna mensup oldukları ve uzun yıllar Maveraünnehir bölgesinde yaşadıkları. Kendilerince bir dil geliştirdikleri ama Müslüman olmadıkları. İkincisi Rum asıllı oldukları. Ortodoksluğu seçtikleri, ama Türkçe konuşup Türk gelenekleriyle yaşadıkları. Orta ve Güneydoğu Anadolu’da 400 bin kişilik nüfusa sahip oldukları.
Karamaniler’in Mübadele Anlaşması’nın ikinci yılında yaşadıkları Karaman bölgesinden Yunanistan’a gönderilmesi sırasında Türk devletinin direnişle karşılaştığı bilinir. Karamaniler, “Anadolu bizim yurdumuz. Biz sadece Ortodoksuz. Rumca bile bilmeyiz. Türk gelenekleriyle yaşadık, yaşıyoruz. Bizi oralara göndermeyin” demişler, ağlayıp sızlamışlardı.
O yılların tarihçileri, mezheplerine bakıp Rum olduklarına kanaat getirdiler ve onları yurtlarından ettiler.
Konunun 99 yıl sonra gündeme getirilmesi ve yoğun olarak gündemde tutulması anlamlıdır. Anadolu’nun değişik yerlerinde az sayıda Karamani’nin yaşadığı, onların da hemen hemen tamamının asimile olduğu bilinir. Nitekim Yunanistan’a giden Karamaniler de benzer nedenlerle asimile oldular.

karamaniler

Malumun ilanı

Okul kantinleri el yakıyor.
Bir sandviç, bir ayran 50 lira.
Maliyeti 5 lira görünse bile, bunun bir başka nedeni var.
Okullar, kantinleri ihale yoluyla kiralıyor. En yüksek kirayı ödeyen kantine sahip oluyor. O da verdiği kirayı ve diğer masrafları ekleyerek ürünlerini yüksek fiyata satıyor.
Doğru bir yol mu?
Hayır.
Okullar, onların içindeki kantinler, vatandaşın malıdır.
Yapılması gereken de şudur:
Kantinler, standardı koruyarak ürünleri en düşük fiyata verenlere kiralanmalıdır. Okul idaresinin kantin kirasına ihtiyacı olmamalı. Önemli olan bu kantinden her öğrencinin yararlanabilmesi sağlanmalıdır. Ağzının suyu akarak kantin önünden geçen nice öğrenciler var. 50 lira veremiyorlar. Bir su bile içemeyip bu ihtiyaçlarını tuvaletlerdeki musluklardan gideriyorlar.

İbrahim Ormancı - Duvar Yazıları

Nohut oda bakla sofa bir evimiz olacaktı sözde. Nohutun kilosu kaça, baklanın kilosu kaça ? Hey yavrum hey!
***
Düğün takısı kimin hakkı diye sormak tarihe karıştı. Gram altın bile 1668 TL baksanıza!
***
Cüppeli  “Fakirler zenginlerden 500 yıl önce cennete girecek” demiş. Acaba daha erken cennete gitmek için daha da mı fakir olsak?
***
Gazetede bir haber. Yuttuğu karasineği öldürmek için zehir içen vatandaşımızın durumu kritikmiş.  Aklı olan varsa Türk insanına bulaşmasın!
***
Korsanlar üzerine bir kitap yazdım, Onun bile korsan baskısı çıktı yahu!