Fare deneylerinde başarılı sonuçlar elde edildiğini açıklayan Nobel ödüllü Türk bilimci Prof. Dr. Aziz Sancar, ancak bu molekülün insanlarda kullanılabilmesi için önümüzdeki iki yıl boyunca klinik deneylerde yan etkilerinin incelenmesi gerektiğini ifade etti. Peki, Beyin Kanseri nedir, nasıl tedavi edilir? Konuya yönelik detaylar için haberimizi okumaya devam edin.

Beyin Kanseri nedir?

Beyin kanseri, beyinde meydana gelen kötü huylu tümör hücrelerinin hızlı ve kontrolsüz şekilde büyümesiyle karakterize edilen bir hastalıktır. Bu tümörler, genellikle beyinde ve çevresindeki yapılarla (hipofiz ve epifiz bezleri, sinirler gibi) ilişkilidir. Beyin tümörleri, vücudun diğer bölgelerinde gelişen kanserlerin beyne yayılmasıyla oluşan ikincil tümörlerden daha sık görülmektedir. Dünya genelinde, 2022 yılında ortalama yaşı 59 olan 1,900'den fazla kişiye beyin kanseri tanısı konmuştur.

Beyin tümörleri, normal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla oluşan anormal hücre yığınlarıdır ve beyin işlevlerini olumsuz etkiler. Tümörler, iyi veya kötü huylu olarak sınıflandırılır. İyi huylu tümörler, yavaş büyür ve vücudun diğer kısımlarına yayılmazken, kötü huylu tümörler hızlı bir şekilde büyüyebilir ve çevre dokulara yayılma eğilimindedir.

Beyin kanseri, genel olarak yaygın bir durum değildir; doğrudan beyinde oluşan tümörler nadirdir. Daha yaygın olarak görülen durum, vücudun başka bölgelerinde meydana gelen ve beyne yayılan kanserlerdir.

Beyin Kanseri nasıl tedavi edilir?

Sancar, "heyecan verici keşif" olarak tanımladığı çalışmasına dair ilk bilgileri 17 Şubat 2022'de kamuoyuyla paylaştı. O tarihten bu yana laboratuvarında kapsamlı deneyler yapmaya devam eden Sancar, geldiği bilimsel aşama hakkında soruları yanıtladı. Nobel Ödülü kazandığı "hücrelerin hasarlı DNA'yı tamir ederek genetik bilgiyi nasıl koruduğuna dair moleküler düzeyde haritalama" konusunda yaklaşık on yıldır çalıştığını belirten Sancar, bu bilgi birikimiyle farklı araştırmalara yöneldiğini aktardı.

Moleküler biyolojide yaygın olarak kullanılan kimyasallardan biri olan EdU'nun, hem sağlıklı hem de kanser hücrelerini öldürdüğünün birkaç yıl önce bilim insanları tarafından keşfedildiğini belirten Sancar, bu alandaki çalışmaların yeterince ilerlemediğini söyledi. Beyin tümörlerinin, ölüm nedenleri arasında onuncu sırada yer aldığını vurgulayan Sancar, mevcut kanser ilaçlarının "kan-beyin" bariyerini aşamadığını ifade etti.

Sancar, birçok kanser hastasında yaygın olarak kullanılan "Cisplatin" ilacının bu bariyeri geçemediğini, ancak EdU molekülünün beyne sorunsuz bir şekilde girebildiğini belirtti. Sancar, "Keşfimizde ortaya koyduğumuz bileşen, beyne kolaylıkla giriyor ve kanser hücrelerini öldürüyor." dedi.

Fare deneyleri ve klinik araştırmalar

Laboratuvar deneylerinin ardından fareler üzerinde yapılan testlerle ilgili bilgi veren Sancar, üniversitelerdeki sinirbilim bölümleriyle işbirliği yaparak insan beyin tümör hücrelerini fare beyin dilimleri üzerine yerleştirerek gerçekçi hücre ortamları oluşturduklarını anlattı. Farelere insan tümör hücreleri enjekte edilerek EdU'nun etkisi incelendi. Deneylerde, ilk aşamada mevcut ilacın daha iyi sonuçlar verdiği, ancak 30-40 gün sonra EdU molekülünün etkinliğinin arttığı ve bu oranın yüzde 25’e kadar çıktığı gözlemlendi. Mevcut ilaçlarla kombinasyon halinde sonuçların daha da olumlu olduğu belirlendi.

EdU'nun toksisitesi ve hızlı bölünen hücrelere yönelik seçiciliği dikkate alındığında, bu molekülün kanser tedavisinde kullanılma potansiyelinin ortaya çıktığını belirten Sancar, şu şekilde konuştu: "EdU, hızlı bölünen kanserli beyin hücrelerini etkili bir şekilde öldürürken, sağlıklı beyin hücrelerini koruma özelliğine sahip olabilir. Beyin kanserinde EdU'nun farelerdeki etkisi olumlu, ancak insanlarda kullanılabilmesi için iki yıl boyunca klinik deneylerde yan etkilerini araştırmamız gerekecek. Bu süreçte EdU molekülünün insanlardaki yan etkilerine odaklanacağız. Ayrıca, DNA onarımı ile ilgili bu yeni metodu Türkiye'ye de kazandırma çabası içerisindeyim."

Kaynak: Haber Merkezi