İnsanların manevi hayatlarına dokunan ve duaların kabulüne yönelik umutları besleyen bir noktada, sabah namazının sünneti ile farzı arasında okunacak ve zenginlik getireceğine inanılan bir dua meselesi gündeme geldi. Bu dua, birçok kişi tarafından araştırılıyor ve manevi anlamda derin bir merak uyandırıyor. Ancak, hadislerde böyle bir dua ya da bu konuya dair açık bir ifade bulunup bulunmadığı merak konusu. Sabah namazının bu özel zaman diliminde okunması tavsiye edilen bir dua var mı, yoksa bu inançlar yüzyıllardır süregelen bir gelenek mi, detaylar haberimizde yer alıyor.

Sabah namazının sünneti ile farzı arasında okunacak dua?

Öncelikle duaların kabulü için özel vakitlerin öneminden bahsetmek gerekir. Sabah namazı, duaların kabul edildiği en faziletli zamanlardan biridir. Ancak, sabah namazının sünneti ile farzı arasında özel bir zenginlik duasına dair net kaynaklara rastlanmamıştır. Bu konuda belirgin bir dua geçmediği gibi, genel olarak sabah namazından önce, sonra ve günün herhangi bir saatinde yapılan duaların kabul edilebileceğini belirten hadisler bulunmaktadır. Özellikle güneşin doğuşuna kadar olan zaman diliminde yapılan duaların sünnet olduğu ifade edilir. İnsanlar, bu vakitleri dua etmek ve manevi duygularını dile getirmek için değerlendirebilirler. Duaların içeriği geniş bir yelpazede olabilir; zenginlik gibi istekler de bu dualar arasında yer alabilir.

Sabah namazının sünneti ile farzı arasında hangi dua okunur?

Öğrenmek istediğiniz dua, sabah namazının sünneti ile farzı arasında okunan dua örneklerinden biri olarak kaynaklarda yer alıyor. Bezzar’ın sahih bir senetle rivayet ettiği şu dua Hz. Enes tarafından aktarılmıştır:

“Ya Hayyu ya Kayyum, bi rahmetike estağîsu, eslih li şenî küllihi ve la tekinlî ila nefsî tarfete aynin.”

Anlamı Türkçeye çevrildiğinde:

“Ey gerçek hayatın sahibi olan Hay, ey her şeyi varlıkta durduran Kayyum! Senin rahmetine sığınıyorum, yardım diliyorum, her yönden benim durumumu düzelt ve bir an olsun beni nefsime bırakma!”

Ayrıca, Ahmed b. Hanbel’in Hz. Enes’den naklettiğine göre, Peygamberimiz (sav) bir sahabiye, "ya Bedias-semavati ve'l-ard, ya ze'l-celali ve'l-ikram" duasını yaparken şahit olmuş ve "Bu adam, kendisiyle dua edildiği zaman icabet edilen, bir şey istendiği zaman verilen ism-i azamla dua etmiştir." şeklinde yorumlamıştır.

Kaynak: Haber Merkezi