Amerika’da da, İngiltere’de de, İspanya’da da…
Araplar tamam… Mezar gelenekleri yok. Japonlar keza. Hintliler, ölülerini yakıyor.
Ama biz gömüyoruz, mezarını yapıyoruz, çiçeklerle süslüyoruz ve onu her ziyaretimizde kendisiyle adeta konuşuyoruz.
Rahatlıyoruz.
Kimsesiz mezarların bu şansı yok. Onlar, birer hüzün tablosu gibi kabristanları dolduruyor ve sadece Allah’ın yüce kucağında mahşer gününü bekliyorlar.
Ya Şair Eşref’e ne demeli?
Hiciv şairi Eşref’in mezarı Kırkağaç’ta. Ailesi, ona sahip çıkmamış, belediye mezarını yaptırmış ama vasiyetini de mezar taşına yazdırarak.
Şair Eşref, vasiyetinde mezarını kimsenin ziyaret etmemesini, kimsenin Fatiha okumamasını istiyor. Ama vasiyetindeki satır aralarında ailesine de göndermeler var.
Bu da ayrı bir kader.
Bula bula koca Şair Eşref’i bulmuş.
Yine de “Nur içinde yatsın.”
Dolandırıcı ile sohbet
Geçenlerde bir telefon:
“Konak İl Emniyet Müdürlüğü’nden arıyorum”
Konak İl Emniyet Müdürlüğü…
?????
Bir an için Reis’in gece yarısı Konak’ı il yapmış olabileceğini düşündüm ama sonra dedim ki “Gavur İzmir’e de yapmaz canım böyle şey.”
Sonuçta ilk defa milli olan bir acemi dolandırıcı ile karşı karşıya idim.
Annemle babamın adını öğrenmiş, oradan yol alıyor belli ki.
“Şunla kafa bulayım” dedim.
Dolandırıcı abi, fonda, gerçeğiyle hiç alakası olmayan bir telsiz efektini kullanıyor, sert bir ifadeyle bir şeyler soruyor.
Benze tırsmış halde cevap veriyorum ama kafasını karıştıracak cevaplar.
Bir ara 51 yıl önce ölen annemi, 48 yıl önce ölen babamı kaçırdı da fidye isteyecek moda girecek oldu.
Bu bölüm daha da keyifli oldu. Tırsmış vaziyette cevaplar veriyorum ama dolandırıcı abi “Nereden vursam acaba?” arayışı içinde.
Sohbet sürdü. Arada bir “Kafamın tasını attırma “tarzı bir üslup da var konuşmasında.
İyice konuştuk. Abinin kafasını iyice karıştırdım.
Sonra baktım sıkılıyorum; emniyet müdürü bir dostumun adını verdim, “Şak” diye kapadı telefonu.
Kabalık etmişti.
Oysa ne güzel sohbet ediyorduk.
…
Telefon numarasına gelince; şöyle:
0536 657 63 42. Belli ki çalıntı.
Herkes bir yol tutturmuş, gidiyor. Bu da öyle. Kim bilir, daha kimleri tuzağına düşürmeye çalışıyordur…
Yarın seçim günü
Yarım büyük gün. Demokrasi tarihimizin en önemli seçimlerinden birini yaşayacağız.
Güvenliği ve katılımı yüksek bir seçim günü geçirmeyi diliyorum.
Türkiye, büyük bir ülke. Güçlü bir milletiz. Demokratik hakkımızı, bu ülkenin ve hepimizin geleceği için özenli kullanacağımıza inancım tam.
14 Mayıs seçimleri, Türkiye için hayırlısı neyse; öyle sonuçlansın.
Yarın haydi sandık başına…
İbrahim Ormancı - Duvar Yazıları
El vurup yâremi incitme tabip. Bilmem iflah olmaz kılıbıklar var!
***
Hanımla tartıştığımızda “Bir helva kavurasım var '' diyor. Acaba endişelenmeli miyim?
***
Benim bu toplumdan umut kesişim '' Ortada kuyu var yandan geç '' şarkısıyla başladı!
***
Baharı bekleyen kumrular gibi, aybaşında gelecek maaşı bekliyorum!
***
Tiktok'taki kedi videoları enerjiyi tüketiyormuş. Peki tiktoktan birbirlerini bulup Esra Erol'a düşen necip insanlarımızın videoları enerjiyi tüketmiyor mu?
***
Dünyanın en bahtsız insanı bizim Alidir. Evlenecek. Terk ettiği eski sevgilisi nikah memuresi. Birkaç imalı laftan sonra nikah iptal!
***
Hanımla bir daha lades oynamayacağım arkadaş. Her defasında kaybediyorum. Çay bardağını elime verince dünyayı unutuyorum!