Sahtekarlığa kucak açmak

Abone Ol

Türk insanı son yıllarda vurdumduymaz gibi davranıyor. Bu bir araştırma konusu olabilecek  duruma geldi! Neredeyse vurdumduymaz, sahtekarları, dolandırıcıları, hırsızları savunur hale gelmiş durumda halkımız.
Sizlere gerçek bir hikaye anlatmak istiyorum. Günlerden cumartesi, 28 Ekim 2023 Cumartesi. İzmir Lozan Meydanı’ndan kalkan ve Buca Tınaztepe istikametine giden belediye otobüsündeki bir olayı anlatacağım. Burada insanların verdiği tepki ve olay çok önemli! Otobüse Buca Öğretmenevleri’nde saat 17 sularında iki şık giyimli bayan bindi. Normal olarak kartlarını bastılar, otobüsün arkasına doğru hızlı adımlarla gittiler. Otobüsün şoförü “Bayan bir dakika kimliğinizi görebilir miyim?” dedi,  bayanlardan hiç ses yok. Şoför tekrar seslendi “Bayan, jandarma kimliğinizi görebilir miyim?” Gene ses yok!
Şoför, polis çağıracağım der, yola devam eder ve otobüsün kapılarını kapatır yoluna devam eder, bu arada bazı yolcular mırıldanmaya başlar “Kapıyı aç, bayanlar insin biz de yolumuza gidelim” gibi konuşmalar olur. Bu arada bayan, şoförün yanına gelerek otobüsün kapısını açması için görevli şoförü “Polis çağıracağım” diye tehdit eder! Kimliğini de göstermez…
Bu arada otobüsün içindekiler şoföre “Ne olacak biz onun yerine kart basalım olayı kapat” derler. İşin en ilginç tarafı, burada bir sahtekarlık ve aldatmaca var ama vatandaşlarımız buna razılar. Şık giyimli bayanı korumaya çalışırlar.
Polis otobüse geldiğinde bu bayanın, kocasının jandarma kartını kullandığı ortaya çıkar. Bayan “Kocamın kartı bende kalmıştı, kullandım” der polise, bu büyük bir suç…
Başkasının ya da devlet görevlisinin kartını kullanmak suçtur ve cezası da vardır. Bu kadının kocasının kimliğini yanında taşımasının ve kullanmasının affedilecek bir tarafı yok. Burada şunu ifade etmek isterim, vatandaşlarımızın, bu durumu gördükleri halde şoföre karşı sahtekarlık yapan kadını korumaları da ayrı bir suça giriyor. 
    29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında İzmir’in Çiğli Belediye Başkanı telefonla hemşehrilerinin bayramını kutladı, çok güzel bir olay. İşin tuhaf tarafı ise bu telefonun Ankara kodu ile aranması idi.
Geç saatlerde Ankara’nın kodu ile telefon çalarak “Ben Selim Utku” diye başlar ve 29 Ekim Bayramı kutlaması yapılır. Zaten vatandaşlarınız kendilerine gelen 800’lü ve 312’li kodlardan internet ve Dijitürk aramalarından bıktılar.
Çiğli Belediyesi niye İzmir kodundan aramıyor diye merak ettim, Basın Danışmanı Deniz Tunç’u aradım, verdiği cevap ilginçti. “Biz İzmirli bir firmayla bayram tebriği için anlaştık ama bu firma yetersiz kaldığı için Ankara’daki bir firmaya işi havale etmiş, biz de bu durumu gördük ve anlaşmamızı iptal ettik” der. Güzel bir cevap kendilerine göre…
İzmir’de bu işi yapacak firmaların olduğunu bilirim ama İzmirli bir vatandaşın, İzmirli bir belediye başkanı tarafından Ankara’nın telefon kodu ile aranması benim ve İzmirli vatandaşlarımızın tepkisini çekti, niye Ankara’dan aranıyoruz diye…