Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kuyumculara yönelik başlatılan ‘vergi’ denetimlerinin artması sektörü olumsuz etkiliyor. Kamuoyunda oluşturulan ‘vergi kaçırıyorlar’ algısından rahatsız olduklarını söyleyen İzmir Ticaret Odası (İZTO) Mücevher, Saat ve Hediyelik Eşya Grubu Meclis Üyesi Halil Telli, “Birkaç ay önce Türkiye’de 702 kuyumcu baskınla stok kontrol anlamında bir mali denetim aldı. Devlet denetim yapmakta haklı ama kamuya yansıyan sanki kötü bir imajla baskın yaparak lanse edilmesi sektörü rencide ediyor. Bizler de bu ülkenin asli unsurlarından bir tanesiyiz. Piyasaya elimizden gelen katkıyı vermeye çalışıyoruz, vergilerimizi veriyoruz, iş gücü istihdam ediyoruz. Piyasanın bizde oyuncularından bir tanesiyiz” dedi.

Vitrindekine de vergi

Sektör firmalarını kayıt dışılığa iten tek nedenin ‘enflasyon muhasebesi’ uygulaması olduğunu belirten Telli, “Birçok firma, bu muhasebe sistemi nedeniyle oluşabilecek astronomik vergi yükü nedeniyle bilançosunu tam olarak gösteremiyor. Kayıt dışılığının azalması gerekiyor tabi ama bizim sektörde bazı vergisel düzenlemeler gerekiyor. Sektördeki enflasyon muhasebesi yani altının artışından vergilendirmesine düzenleme gerekiyor. Benim altınım bu sene 3 bin TL’yse, seneye 6 bin TL olduğu zaman satmasam bile durduğu yerde ben 3 bin TL kar etmiş gibi gözüküyorum. Altınım aynı zamanda enflasyona karşı da değerini korumuş oluyor. Dövizden böyle bir fark alınmıyor. Benim ham maddemden durduğu yerde değerlendiği için vergi alınması, kayıt altına girmemizdeki en büyük engellerden bir tanesi. Bu anlamda kuyumcuların genelinde bir stok problemi var. O nedenle şimdi bizim vergisel anlamda yani altının değer artışından değil miktar artışından ve kar ettiğimiz kar bölümünden payından vergi alınması lazım. Enflasyon muhasebesinden vazgeçilerek kuyumcular için ‘altın esaslı muhasebe’ sistemine geçilmeli” ifadelerini kullandı.

Halil Telli Son

‘Zarar eden çok’

Vergiden dolayı birçok kuyumcuların işini dahi yapamadığını belirten Telli, “Yeri geliyor adam para kazanmıyor, zarar ediyor. Sektörden ayrılmak istiyor, çünkü döndüremiyor. Stoktaki fiyat farklılığından dolayı, stokunu verse bile devlete yine de borcunu kapatamıyor. Sırf bundan dolayı istemeye istemeye işini sürdüren kuyumcular var. Vergilerimiz yüksek çıksa da bizler sektörün temsilcileri olarak elimizden geldiğince kayıt dışı olmamaya çalışıyoruz. Burada doğru çözümün devletin vergiyi altının değeri açısından değil, miktar artışından ve yapılan alım satım işlemlerinden vergi alması lazım. Bu yapıldığı zaman bizim sektörümüzde hiçbir stok sorunu olmaz. Kayıt dışılık sorunu olmaz. İnanıyoruz şu anki durumdan topladığı verginin iki üç katı devletimiz vergi alır. Bunu çözmek lazım” sözlerine yer verdi.

‘Altınlar elimizde kaldı’

Sektörün bu yaz kötü bir sezon geçirdiğini aktaran Telli, “Normalde yaz mevsiminde düğün takısı olan çeyrek altın, yarım altın, tam altın bulmakta zorlanırdık, hatta karaborsaya düşerdi. Bize geriye almaya geldiklerinde piyasa değerinin biraz daha üzerinde alıp açığımızı giderelim diye düşünürdük. Bu sene bu altınları satamadık, elimizde kaldı. Sektörde gerileme oldu. Düğün sezonu anlamında da çok zayıf geçti, yerli veya yurtdışından gelen müşterilerimiz de alışveriş yapma düzeyi çok düşük seyretti. Altın fiyatlarının çok yükselmesi de insanların alım gücünü düşürdü. Daha önceden 10 gram altın alan vatandaş artık 5 gram altın alıyor. Birim olarak da gram olarak da satışlarımız düştü. Sektör olarak sezondan mutlu değiliz” ifadelerini kullandı.

‘Sınır 50 bin TL olmalı’

7 bin TL ve üstü alışverişlerde kredi ya da banka kartı kullanılması zorunlu olmasını yorumlayan Telli, “Devlet paranın bankadan geçmesini talep ediyor. Kayıt dışılık bitsin, para bankadan dolaşsın isteniyor. Ama bugün çeyrek altın 5 bin TL oldu. İnsanlar bir kuyumcuya geldiği zaman nakitle bir yarım altın alamayacak bu şekilde. 10 gram bilezik alsa 15 bin TL yapıyor. Bunu bankadan yatır gel diyorlar. İnsanlar bununla uğraşmak istemediği için kayıt dışı yapandan almak daha kolayına geliyor. Devlet paranın elde dolaşmasını istemiyor. Ekonomide olmasını, bankalarda olmasını, piyasada kullanılmasını istiyor. Ekonomide dolaşması lazım ama bunun da makul rakamlarda olması gerekiyor. Bir kuyumcu için bugün 7 bin TL para değil. Bu rakamın 25-30 bin TL üstü alışverişlerde kredi veya banka kartı zorunlu olması gerekiyor. Hatta mümkünse 50 bin TL olmalı. İnsanlar iki tane bilezik aldığı zaman 50 bin TL yapıyor” diye konuştu.

Kaynak: Filiz Erol