Türkiye’nin turizm sektörü önce pandeminin, daha sonra ise Ukrayna-Rusya savaşı ile birlikte ekonomik krizin de olumsuz etkileriyle beklentilere ulaşamamışken İsrail-Filistin Savaşı’nın başlamasıyla sektöre bir darbe daha geldi. Türkiye’nin sınırlarında süren gerginliklerin ve mülteci sorununun, ülkeye karşı güvensizlik yarattığını belirten sektör yetkilileri, önümüzdeki dönemden umutsuz olduklarını söyledi.

“Endişemiz artıyor”

Ukrayna-Rusya Savaşı’nın Türkiye’de turizmi oldukça olumsuz etkilediğini hatırlatan Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Necat Çelikok, İsrail-Filistin Savaşı’nın da aynı derecede olumsuz etki yaratacağını belirtti. Çelikok, “Bu yıl turizm açısından iyi geçmedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlar da bunu bariz ortaya koyuyor.  Turistler güvenli olmayan bölgelere gelmek istemiyorlar. Dolayısıyla savaş sınırlarımızda gerçekleştiğinden bu durumun Türkiye’de turizmi olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. Evet, İzmir savaşa uzak bir bölgede yer alıyor. Ancak özellikle Avrupalılar güvenlik konusunda oldukça hassaslar. Vekalet için başlayan savaşlar, sınırlarımızda devam ettiği müddetçe bölgeye olan güven kırılacaktır. Bu da yabancı turistin ülkemizden ayağını çekmesine neden olabilir. Ülkemiz için iç pazardan gelen turist sayısında kayda değer oranda bir azalma görmesek de sezonu asıl devam ettiren dış pazardan gelen turist sayısı. Dolayısıyla savaş güveni zedelediğinden önümüzdeki sezona dair endişelerimiz artıyor” ifadelerini kullandı. 

“Ege darbe alacak”

Ukrayna-Rusya savaşının başlamasıyla yabancı turistlerin sayılarında düşüş yaşandığını belirten yetkililer, İsrail-Filistin Savaşı’nın devam etmesi halinde ülkede turizm açısından olumsuz rüzgarlar eseceğinin altını çizdi. Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Tercan, Türkiye’nin coğrafi konumu dolayısıyla savaşlardan büyük darbeler aldığını belirterek, “İzmir turizm açısından zor dönemlerden geçiyor. Ekonomik kriz nedeniyle beklediğimiz sayılara zaten ulaşamadık. Savaş ile birlikte Ege turizmi çok daha ağır darbeler alacak” dedi.

İnanç turizmi 

İzmir’de farklı turizm alanlarının da tanıtılması gerektiğinin altını çizen Tercan, “İzmir’de sadece deniz, kum, güneş turizmi tanıtılıyor. Öncelikle bunun değişmesi gerekli. Örneğin Çeşme’de Ağustos sonu itibariyle sezon bitti. Çünkü Çeşme sadece yerli turistin ziyaret ettiği bir bölge oldu. İzmir’in sınırda yaşanan savaşlardan etkilenmemesi için önemli bir fırsatı var; inanç turizmi. İzmir inanç turizmi açısından oldukça zengin bir bölge. Nasıl Müslümanlar inançları gereğince Mekke ve Medine’ye akın ediyorlarsa, Hristiyanlar için ise İzmir ve çevresi 7 kiliseler bölgesi olması dolayısıyla oldukça kıymetli. Ancak bölgemizde inanç turizmi açısından herhangi bir faaliyet yapılmıyor. Aynı zamanda termal turizm açısından da önemli bir bölgeyiz. Termal turizmde iyi bir noktaya ulaşılırsa savaşın Ege’de turizm sektörünü bu kadar etkilemez. Çünkü termal demek sağlık demek, sağlık turizmi, turizm sektöründe büyük oranda kazanç sağlar” diye konuştu. 

Kaynak: Dilek Çakır