Güncel

Şehriban Coşkunfırat cinayeti: Şehriban Coşkunfırat neden öldü?

Bir zamanların en çok konuşulan konularından biri olan Şehriban Coşkunfırat cinayetinin ardındaki sır perdesi, vatandaşlar tarafından büyük bir merakla takip ediliyor. 'Şehriban Coşkunfırat neden öldü?' sorusu, kamuoyunda geniş yankı buldu. İşte, bu trajik olayın tüm detaylarına dair merak edilenler ve yaşanan gelişmeler

Abone Ol

Türkiye'nin ilk satanist cinayet vakasında, 19 yaşındaki Şehriban Coşkunfırat, Üç satanist arkadaş tarafından vahşice öldürüldü. O gece yaşanan deprem sonrası, genç kızın hayatı bir trajediye dönüştü. Şehriban, tanıştığı Ömer Çelik ve diğer arkadaşları tarafından "şeytana kurban" olarak seçildi ve cinayetinin ardından cesedine tecavüz edildi. Cesedi, ertesi sabah yarı gömülü olarak bulundu ve olay, Türkiye'nin gündeminde derin izler bıraktı.

Cinayetin Ardındaki Karanlık Plan: Şehriban Coşkunfırat'ın ölümünden sorumlu olan Engin Arslan, Ömer Çelik ve Zinnur Gülşah Dinçer, suçlarını "şeytana kurban verme" gerekçesiyle gerçekleştirdiklerini ifade ettiler. Cinayet öncesi Arslan ve Çelik, bir satanist ayin yapmayı planlamış ve Coşkunfırat'ı kurban olarak seçmişlerdi. Olayın detaylarına göre, deprem sırasında Gülşah Dinçer, ayın 13'ü ve altı rakamının şeytanla bağlantılı olduğunu ileri sürerek Şehriban'ı kurban olarak belirlemişti.

Olayın Gelişimi: Cinayet Büro Amirliği tarafından yürütülen operasyonda, zanlılar kısa sürede yakalandı. Engin Arslan, daha önce Dev-Sol sempatizanı olduğu iddia edilen ve kedi boğazlama gibi çeşitli suçlara karışmış bir isim olarak öne çıktı. Arslan’ın, Şehriban'ı öldürdükten sonra cesedine tecavüz ettiği, Ömer Çelik’in ise olay sırasında yanında olduğu belirtildi. Dinçer, cinayeti engellemeye çalıştığını ancak başarılı olamadığını söyledi.

Tazminat Davası ve Kaçış: Şehriban'ın ailesi, tazminat davası açarak zanlılardan 752 bin TL tazminat talep etti. Ancak, Zinnur Gülşah Dinçer'in tazminat ödememek için İsviçre'ye kaçtığı ortaya çıktı. Diğer zanlılar Engin Arslan ve Ömer Çelik, 16'şar yıl hapis cezasına çarptırıldılar ve cezaevinden tahliye edildiler. Şehriban’ın ailesi, bu kararı Münevver Karabulut davası ile karşılaştırarak hukuki mücadelelerine devam etti.

Ailenin Tepkisi: Şehriban'ın ablası Derya Coşkunfırat, ailelerinin acısının dinmediğini ve davanın, katillerin acı çekmesini sağlamak için açıldığını belirtti. Tazminatın tamamını hayır kurumlarına vereceklerini söyleyen Coşkunfırat, "Katillerin vicdanlarını huzur içinde bırakmayacağım" dedi.

Şehriban Coşkunfırat’ın trajik ölümü, Türkiye'nin ilk satanist cinayeti olarak tarihe geçti. Cinayet sonrası yaşanan hukuki süreçler ve zanlıların cezaevi hayatı, adalet arayışını devam ettirirken, Şehriban’ın ailesi acılarını dile getirmeye ve adaletin sağlanmasını talep etmeye devam ediyor.