Kökten çözüm şiddeti aşmaktır. Eğer kendisinde şiddet yoksa şiddetle karşılaşmaz birey.
Sorun şu ki, toplum şiddetle dolu ve insanlar şiddetle başa çıkamıyorlar. Şiddetli birine öteki yanağını mı dönmek yoksa onun yanağına mı vurmak? Her iki durumda da şiddet kazanacak. Çünkü öteki yanağını çevirmek şiddete davetiye çıkarmaktır. Asıl çözüm şiddetin ötesine geçmektir.
Şiddeti aşmış insanın aklında ve kalbinde şiddet yoksa şiddetle yüzleşmez. Bunun için insan tekâmül etmelidir. Tekâmül etmeyen insanlar şiddet kullanarak hem kendilerine zarar verir hem de dünyaya.
Şiddet ve nefret negatif bir enerji türüdür. Nefret eden insan şiddete başvuracaktır. Nefret ile şiddet beraber yürür. Nefret aşk enerjisinin dönüşmüş halidir. Aşk enerjisi bencillikle temasa geçince negatife dönüşmeye başlar ve nefrete dönüşür. Nefret ise şiddete yol açar.
İnsan tekâmül etmeye başlayınca şiddet, nefret ve bencil sevgi enerjileri dönüşmeye başlar ve insan bunların ötesine geçer.
Şiddeti aşmak için onu tanımak lazımdır. Bunun için farkındalık yükselmelidir. Farkındalık yükselince şiddetin yıkıcı olduğu gerçeği görülür.
Öncelikle şiddet inkâr edilmemelidir. Sonrasında meşrulaştırılmamalı, isimlendirilmemeli, kınanamamalıdır. Bunu yapınca şiddetin yeni boyutları keşfedilir. Çünkü geçmişin koşullandırılmasından özgürleşir birey. O zaman şiddet merhamete dönüşmeye başlar. İnsanın bütünlüğünü bozan bir şeydir şiddet.
Bunun için yapılması gereken şey şimdiki anı yaşamaktır. Ama hiç kimse şimdiki anı yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilemez. Herkes geçmişin koşullandırmalarına göre yaşar. Yalnızca geçmişin koşullandırmaları bırakılırsa insan özgür olur ve şiddeti olduğu gibi görebilir ve pes etmeden onu dönüştürebilir.
Şiddetten tam kurtuluş için bencilliğin giderilmesi gerekir. Ayrıca şiddeti tarafsızca gözlemlemek gerekir. Sağlıklı olmak ve hayal kırıklıklarından kurtulmak için şiddeti dönüştürmek şarttır.
Kendini her şeyden üstün görmek şiddettir. Bencillik kendini başkalarından ayırmak demektir, bu da şiddettir. Hayvan leşleri bencilliğin en sevdiği besin türüdür. Çünkü bir insan hayvanı öldürüp cesediyle beslenince kendini hayvandan üstün hisseder. Oysa gereksiz yere hayvanları öldürmek hayvani düzeye inmek demektir. Hayvanlar gereksiz yere öldürmezler sadece beslenme ihtiyacını karşılamak için öldürürler. İnsan ot obur organizmaya sahip olduğu için cesetlerle beslenmeye ihtiyacı yoktur. Ama bir aslan hayatta kalmak için et yemelidir. Bir ceylan ise açlıktan ölse bile ceset yemez. Ama bir insan yiyecek başka bir şey yoksa ölmemek için ceset yiyebilir. Bu sıra dışı bir durum da olabilir ama genelde bitkisel beslenme varken ceset yemek akıllıca değildir.
Ölü hayvanların cesetleriyle beslenmek kansere neden olur. Hayvan cesedi yemek insan bünyesinde şiddete neden olur. Çünkü hayvan ölmeden önce adrenalin salgılar bu şiddet yaratan hormonlar etini yiyen insana geçer. Bu yüzden şiddetten arınmak için en önce hayvan cesetleriyle beslenmeyi bırakmak gerekir.
Dünya Değişim Akademisi’nde sunulan “Şiddeti Aşma” değişim programı ile değişmek isteyen insanlara paha biçilmez bir değişim fırsatı sunuluyor. Bu değişim programı sekiz seanstan oluşuyor ve bir ayda tamamlanıyor. Her bir seans kırk beş dakika sürüyor. Nefes teknikleri ve beden hareketlerine dayalı her bir seansın aydınlatıcı bir teması oluyor. Beden zihin ve duygular dengeleniyor, arınıyor, yeniden inşa ediliyor.