Sıkılmak Sanatı

Abone Ol

En son ne zaman gerçekten sıkıldın? İnternette gezinirken, alışveriş merkezine gittiğinde, kitap okurken, iş yerinde ya da arkadaşlarının yanında.

Bir şeref rozeti olarak devamlı meşgul olmak zorundayız! Daha doğrusu kendimizi dışarıya o şekilde lanse ediyoruz. Çalışmıyorsak kişisel gelişim yapıyoruz, seyahat ediyoruz, üretken oluyoruz, iş kuruyoruz, öğreniyoruz, büyüyoruz, yaratıyoruz vs.

Meşgul olmamak kulağımıza oldukça korkutucu geliyor. Kimileri için kendileriyle yüz yüze görüşmek zorunda olmak, kimileri için kendini değerli hissetmemek, kimileri ise mükemmel ve yararlı olamamayı kaldıramaz. Boş zamanımız olduğunda, bu doğru gelmiyor.

Günümüzde birçok insan için boş zaman, neredeyse çalışma saatleri kadar yoğun. Bilgiye sürekli erişim bizim neslimizi sıkıntıya soktu ve kendimizi sürekli bağlantıda olmadan hayal edemiyoruz.

İşte bir kez daha soru şu, en son ne zaman gerçekten hiçbir şey yapmadınız?

Her Can Sıkıntısı Aynı Değildir

Sahilde kitap okumaktan “sıkılmak” ile yapacak bir şey bulamayınca “sıkılmanın” aynı şey olmadığını muhtemelen fark etmişsinizdir.

Farklı sıkılma türleri vardır ve araştırmacılar, rahatsızlık ve eylem düzeyine göre farklılık gösteren 5 tanesini şu şekilde tanımlar.

Kayıtsız can sıkıntısı, en az stresli olduğunuzda rahat bir durumla ilişkilendirilir. Herhangi bir şey yapmak için düşük bir motivasyon hissedebilirsiniz, ancak genel olarak oldukça iyi hissedersiniz.

Can sıkıntısını ayarlamak, ne istediğinizi bilmediğiniz için kendinizi rahatsız hissetmenize neden olur. Sizi yapacak bir şey için aktif bir aramaya itmez, ancak daha iyi bir şeyle karşılaşırsanız yine de yapabilirsiniz.

Arama can sıkıntısı, öncekinden farklı olarak, boş durmaktan rahatsızlık duyduğunuzda bir şey aramanın aktif bir versiyonudur.

Tepki veren can sıkıntısı, genellikle yaptığınız şeye daha iyi bir alternatif bulamadığınızda kapana kısılmakla karşılaştırılır. Duygusal durumunuz gergin olmaktan kızgın olmaya geçebilir.

Kayıtsız can sıkıntısı, durum üzerinde çok az kontrole sahip olduğunuzda ve hiç enerjiniz olmadığında bunu hissetme olasılığınız yüksektir. Araştırmacılar, insanları depresif bir duruma kadar mutsuz hissettirdiğini belirttiyor.

Zihniniz İçin Beş Fayda

Sıkılmak, artan gerilim ve stresle sonuçlanabiliyorsa, bunun bedeninize ve zihninize ne faydası olabilir? Şaşırtıcı bir şekilde, psikologlar sağlıklı ve meşgul bir zihni korumak için bunu tavsiye ediyor. Peki bu durum bize nasıl yardımcı olur?

Zihninizi rahatlatır

Bilgiye erişimi sınırladığınızda (dürüst olalım her zaman çok fazla içerik tüketiyoruz), beyniniz bir süreliğine işlemeyi durdurma ve sadece “olma” şansına sahip olur.

Odaklanmayı geliştirir

Can sıkıntısı, üretkenliğin ve konsantrasyonun en büyük düşmanlarından biridir, ancak başıboş bir zihnin farkında olmak, zihninizin neye konsantre olacağınızı nasıl seçtiği konusunda size çok şey öğretebilir.

Sizi daha yaratıcı yapar

Sıkıntı, yaratıcılığı zorlayan kısıtlamadır. Kendinizi eğlendirmek için erişebileceğiniz sınırlı araçlara ve kaynaklara sahip olduğunuzda, sahip olduklarınızla yaratıcı olmanız gerekir.

Öz kontrolü artırır

Bilerek sıkılmak zordur. Pek çok dikkat dağıtıcı şey var, kitaplar, çevrimiçi medya, TV, etraftaki insanlar vb. Buna bağlı kalmak, üretken olmanız gerektiğinde kullanışlı olabilecek irade gücünüzü geliştirmenize yardımcı olur.

Seni daha dikkatli yapar

Canınız sıkıldığında mindfulness pratiği yapmak, etrafınızdakilerin, kendi düşüncelerinizin, fikirlerinizin ve motivasyonlarınızın daha fazla farkına varmanın harika bir yoludur. Dikkatiniz dağılmadığında, kendinizi dinlemeye daha açık olursunuz.

Hiçbir Şey Yapma, Daha Fazla Ol

Bilerek sıkılmak çok çaba gerektirir. Normalde hiçbir şey yapmamak bizi fiziksel olarak rahatsız eder.

Eğer meditasyon yaptıysanız (özellikle yolculuğunuzun başında), “ne yapıyorum” hissini bilirsiniz. İlk başta, rahat bir pozisyona girebilirsiniz, sonra zihninizi temizlemeniz gerekir (ve tüm düşünceler üzerine akmaya başlar), sonra her geçen sefer daha farklı hisler belirir.

Meditasyonun sıkılmakla aynı şey olduğunu söylemiyorum ama hareketsiz kalma ve gözlemleme ilkesi bana hiçbir şey yapmama çabalarını hatırlatıyor.

Dikkat dağıtıcı şeylerden kaçının

Bundan en iyi şekilde yararlanmak için dikkat dağıtıcı şeylerden kaçınmalısınız. İster kitap, ister telefon olsun, herhangi bir bilgi kaynağı dikkatinizi çekecektir. Temel bir ihtiyaç olmasa da bilgi bizi bağımlı yaptı.

Yakında dikkatinizi dağıtacak en küçük görevler için can atacaksınız. Bu dürtüyle savaşmaya çalışın ve tutunacak hiçbir şey kalmadığında zihninizin nereye gittiğini görün.

Gözlemlemek

İzliyoruz ama görmüyoruz, dinliyoruz ama duymuyoruz. Farklı can sıkıntısı türleri, bedeniniz ve zihniniz üzerinde az ya da çok fark edilebilir bir etkiye sahip olabilir. Kendinizi dinlemeye çalışın ve nasıl tepki verdiğinize dikkat edin.

Kendinin farkında ol

Bu, zihinsel otomatik pilotunuzu kapatma ve niyet ederek biraz zaman geçirme fırsatıdır. Kendinizi kontrol etmeniz gerekecek ve bu onu uyanık tutacaktır. O sırada yaptığınız (veya yapmadığınız) her şey dikkatle değerlendiriliyor.

Zihnini aç

Strese verilen doğal tepki, durumu kontrol altına almaktır. Bu da stresli bir durum ama zihninizi panik moduna sokmamaya ve bunun yerine kendi haline bırakmaya çalışın. Daha önce düşünmemiş olabileceğiniz alışılmadık fikirler ve ilginç çözümler bulma olasılığı daha yüksektir.

Keşfetmek

Çevrenize dikkat edin. Günlük koşuşturma içinde pek çok şeyi olduğu gibi kabul etmeye başlarız. Her gün hayatınızı dolduran küçük şeylere dikkat edin ve onları sizin için yeniymiş gibi görmeye çalışın. Sıradan şeylerin sağlayabileceği deneyime şaşıracaksınız.

Sıkılmak, rahatlamaya ve yeniden şarj olmaya ihtiyaç duyduğunda zihniniz için önemli bir yardımcı olabilir. Bir amaçla yapıldığında, akıl sağlığına zarardan çok faydası vardır. Önemli olan bunu niyet ederek yapmaktır. O zaman büyük olasılıkla yaratıcılığınızda, üretkenliğinizde ve odaklanmanızda gelişmeler göreceksiniz.