Şehrin yoğunluğundan kaçıp huzur bulmak isteyen tatilciler için Söke'nin doğal güzelliklerine sahip görülmesi gereken yerlerini sizler için derledik. İşte Söke'de gidilebilecek en iyi sahiller...
Doğanbey Köyü
Doğanbey Köyü, Eski Doğanbey ve Yeni Doğanbey olarak ikiye ayrılmıştır. Gezilesi olan yer, eski olan ve Domatia olarak bilinen bölümdür. Burası, eski bir Rum yerleşkesidir ve mübadele döneminde terk edilmiştir. Rumlar, burayı terk ederken güzelim taş evlerini tahrip etmişlerdir. Bu tahribat, dağlık yapı, tarım alanına uzaklık ve rüzgar alması nedeniyle yeni gelen Türkler buraya yerleşmek yerine Yeni Doğanbey'i kurmuşlardır.
Eski Doğanbey'deki Rum evleri, aslına sadık kalınarak restore edilmiştir. Zamanla tarihi dokuyu korumayı amaçlayan, doğasever zenginlerin yaşadığı bir köy haline gelmiştir. Sırtını dağa yaslamış, deniz manzaralı mimari harikası taş evler bulunmaktadır. Sokaklar Arnavut kaldırımlı, bahçeler bakımlıdır. Birçok fotoğraf topluluğunun da gezi düzenlediği bir yer olan Doğanbey, estetik kompozisyonlar oluşturmaya oldukça müsaittir.
Köyün girişindeki taş bina, "Dilek Yarımadası - Büyük Menderes Deltası Milli Parkı Ziyaretçi-Tanıtım Merkezi"dir. 1890'larda hastane olarak inşa edilen bu yapı, daha sonra ilkokul, karakol gibi işlevlerle kullanılmış ve sonunda restore edilmiştir. İçinde bölgenin bitki örtüsü ve hayvan türlerinin doldurulmuş halleri sergilenmektedir. Bir yerel rehber de ziyaretçilere bilgi vermektedir.
Doğanbey Köyü, doğayla iç içe bir tarihi yolculuk sunar. Trekking parkurları, tarihi Rum evleri ve muhteşem doğasıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim vadediyor.
Güllübahçe
Mübadele öncesinde Türkler ve Rumların bir arada yaşadığı Güllübahçe beldesi, zengin kültürel geçmişiyle dikkat çeker. Kasabanın tepe noktası, eskiden Gelebeç olarak bilinen mevkiidir. Bu bölgede, Rumlar Aziz Nikolas (Noel Baba) anısına bir kilise inşa etmişlerdir. Güllübahçe'de bu kiliseye oklarla gösterilen yönlendirmeler sayesinde kolayca ulaşabilirsiniz.
Kiliseye ulaşmak için arabanızı aşağıda bırakarak yürüyebilirsiniz, ancak yolun yokuşlu olduğunu unutmamalısınız. Alternatif olarak, araçla da kiliseye çıkmanız mümkündür. Yol boyunca karşılaşacağınız güzel sokaklar ve tarihi evler, ziyaretinize ayrı bir keyif katacaktır.
Güllübahçe beldesi, tarihi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine hem kültürel bir yolculuk hem de huzurlu bir atmosfer sunar. Aziz Nikolas Kilisesi ve çevresindeki hoş sokaklar, burayı keşfetmek isteyenler için görülmesi gereken yerler arasındadır.
Dil Gölü
Dil Gölü, Dilek Yarımadası Milli Parkı sınırları içinde yer alan, Büyük Menderes Nehri'nin oluşturduğu bir lagün gölüdür. Toplam 24 kilometrekarelik bir alana sahiptir ve eski adı Karina olan bu göl, Türkiye'nin önemli kuş alanlarından biridir. Tepeli pelikan, flamingo, cüce karabatak gibi birçok kuş türüne ev sahipliği yapar.
Gölü ziyaret etmek için İzmir - Selçuk - Milas karayolunu takip ederek, Söke çıkışından 5 km sonra Güllübahçe yolu ayrımına dönüş yapmanız gerekmektedir. Bu noktadan sonra 7 km ilerleyerek Güllübahçe'ye ulaşabilirsiniz. Güllübahçe'den sonra ise 7 km daha ilerlediğinizde Atburgazı'na varırsınız. Atburgazı'ndan 5 km sonra Dil Gölü'nün kıyısına ulaşabilirsiniz.
Dil Gölü'ne doğru ilerlerken, Karina iskelesine gitmek için Tuzburgazı yoluna dönüş yapmanız ve buradan Doğanbey Köyü yönüne devam etmeniz gerekmektedir. Tuzburgazı ile Doğanbey arası 4 km uzaklıktadır. Doğanbey, taştan evleriyle ünlü eski bir Rum köyüdür. 1924 mübadelesi sırasında Türklerin yerleştirildiği bu köy, tarihi dokusunu ve doğal güzelliklerini koruyarak ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunar.
Karina, Büyük Menderes Nehri'nin muhteşem coğrafyasında yer alan, 1900'lerde önemli bir ticaret limanı olarak hizmet vermiş bir sahil beldesidir. Efsaneye göre adını dönemin en ünlü Rum tüccarının kızı olan Karina'dan almıştır. Rumlar, bu limandan topladıkları zeytinyağı, bal, hububat, tütün, şaraplık üzüm gibi ürünleri diğer adalara ihraç ederlermiş.
Günümüzde gemilerin yerini balıkçı tekneleri almış olsa da, Karina sahilinde hala balıkçılığın ve deniz ürünlerinin önemli bir yeri vardır. Sahilde bulunan tek restoranda balık başta olmak üzere çeşitli deniz ürünlerini lezzetle tadabilir, aynı zamanda balık tutma keyfi yaşayabilirsiniz.
Doğal güzelliklerle çevrili Karina, tarihi dokusunu koruyarak ziyaretçilere hem geçmişin izlerini hem de eşsiz bir deneyim sunmaya devam etmektedir.