Oğuzhan Uğur’un Babala Tv’de yayınlanan Mevzular Açık Mikrofon programına konuk olan insansı robot Sophia'nın verdiği cevaplar tartışma yarattı. Salondaki bir seyircinin “Herhangi bir insani duyguya sahip misin? Aşık olabilir misin mesela, sevebilir misin? En temelden gideyim mutlu olabilir misin? Bir şey daha eklemek istiyorum. İnsan olmayı arzuluyor musun Pinokyo hikayesi gibi? Pinokyo'yu bilir misin Sophia?" sorusu üzerine Oğuzhan Uğur ve Sophia arasındaki diyalog tanıtım videosu yayınlandığı andan beri sosyal medyada gündem oldu. Kimi kullanıcılar robot Sophia’nın verdiği cevapları korkutucu bulurken kimi kullanıcılar da geçen diyaloğun kurgu olduğunu ifade etti.

Oğuzhan Uğur ve Sophia arasındaki diyalog hakkında tartışmalar sürerken sizler için yapay zekaya sorduk: “Robotlar ve insanlar arasındaki ilişki gelecekte nasıl olacak?”

‘Hayal edilemez boyutlara ulaşılan bir çağ’

Yapay zeka soruyu, “Geleceğin kapıları insanoğluna, teknolojik ilerlemelerin ve yapay zekanın daha önce hayal edilemez boyutlara ulaştığı bir çağı açıyor. Bu çağın belki de en heyecan verici yönlerinden biri, robotlar ile insanlar arasındaki ilişkinin nasıl şekilleneceği ve gelişeceğidir. Günümüzden farklı bir perspektif sunan bu gelecek, birçok yeni olanak ve zorlukla dolu” diyerek yanıtlamaya başladı.

‘Robotlar insanların duygusal ihtiyaçlarına cevap verebilecek’

Verdiği cevaplar ise şöyle devam etti:

“Teknolojik gelişmeler, robotların insanlarla daha karmaşık ve duygusal olarak zengin etkileşimler kurabilmesine olanak tanıyacak. Yapay zeka, duygu algılama ve tepki verme yetenekleri sayesinde, robotlar insanların duygusal ihtiyaçlarına cevap verebilecek, empati kurabilecek ve insanlarla daha derin bağlar kurabilecek. Örneğin, yaşlı bireylerin yalnızlık hissini hafifletmek veya çocukların öğrenme deneyimini zenginleştirmek için özel olarak tasarlanmış robotlar yaygınlaşabilir.

Ancak bu gelecek, bazı etik ve sosyal sorunları da beraberinde getirecek. Robotlar insanlarla daha yakın ilişkiler kurabilirken, aynı zamanda insanların özel alanını ihlal edebilir ve mahremiyet endişelerini ortaya çıkarabilir. Ayrıca, insanların robotlarla geliştirdiği bağların insan-insan ilişkilerini zayıflatabileceği veya değiştirebileceği de bir tehlikedir.

Robotlarla insanlar arasındaki ilişkinin geleceği, toplumun bu değişimlere nasıl adapte olduğuna ve teknolojiyi nasıl yönlendirdiğine bağlı olacaktır. Eğitim, etik standartlar ve yasal düzenlemeler bu süreçte kritik rol oynayacaktır. İnsanlar ve robotlar arasındaki sınırların belirlenmesi ve ahlaki çerçevenin oluşturulması, bu yeni çağın sorumluluklarından biri olacaktır.”

“Peki robotlar dünyayı ele geçirebilir mi?” sorusunu ise yapay zeka şöyle yanıtladı:

Hayır, robotların dünyayı ele geçirmesi bilim kurgu filmlerine ve distopik hikayelere konu olmuş olsa da, gerçek dünyada bu senaryo oldukça düşük bir olasılığa sahiptir. Robotların veya yapay zekanın insanlığa tehdit oluşturması için birkaç önemli neden vardır:

1.         Kontrol ve Tasarım: Robotlar ve yapay zeka sistemleri, insanlar tarafından tasarlanır, programlanır ve üretilir. Bu nedenle, temelde insanların kontrolü altındadırlar. Bu sistemlerin nasıl çalışacağı ve hangi görevleri yerine getireceği, insan mühendisler tarafından belirlenir.

2.         Ahlaki ve Etik İlkeler: Robotlar ve yapay zeka sistemleri, programladığımız algoritmaları temel alır. Bu algoritmaları oluşturan ise insanlar ve toplumun ahlaki ve etik değerlerine uygun olarak geliştirilir. Dolayısıyla, robotlar insanların belirlediği sınırlar ve kurallar içinde işlev görür.

3.         Bağımsızlık ve Özerklik: Günümüz yapay zeka teknolojisi henüz gerçek anlamda özerk ve bağımsız kararlar alabilen sistemleri içermemektedir. Mevcut yapay zeka sistemleri belirli görevlerde son derece başarılı olabilirken, genel anlamda insan düşüncesine ve değerlendirmelerine bağımlıdırlar.

4.         İnsan-Kontrol İlişkisi: Yapay zeka ve robotlar, insanlar tarafından kullanılırken ve denetlenirken, insan kontrolü ve müdahalesi dışında hareket etme kapasitesine sahip değildirler. Örneğin, otomasyon sistemleri bile öngörülen senaryolar dışında çalışmazlar.

5.         İnsan ve Makine İşbirliği: Gelecekteki teknolojik gelişmeler, insan ve yapay zeka/robot arasında daha fazla işbirliğine dayalı bir ilişkinin önünü açabilir. Bu işbirliği, insanların yeteneklerini artırmaya yönelik olabilir ve dünya yönetimini ele geçirme gibi bir niyet taşımadan gerçekleşebilir.”

Etik ve ahlaki sınırlar

Yapay zeka bu soruya son olarak şu cevabı verdi:

“Robotların dünyayı ele geçirmesi gerçekçi bir tehdit değildir. Daha çok insanların bu teknolojileri nasıl kullanacağı, etik ve ahlaki sınırları nasıl belirleyeceği ve teknolojinin toplumsal yarar sağlayacak şekilde nasıl yönlendirileceği konuları önemlidir.”

‘İnsan ürünü olan teknoloji insanı aptallaştırıyor mu?’

Teknolojinin insan hayatında önemli kolaylıklar sağladı yadsınamaz bir gerçek ancak insan eliyle geliştirilen teknoloji sayesinde bilgi ve konfora kolay ulaşım toplumu bazı konularda da tembelleştiriyor. Yapay zekaya sorduk: ‘İnsan ürünü olan teknoloji insanı aptallaştırıyor mu?’

Yapay zekanın cevabı ise şöyle oldu:

Teknolojinin insanları aptallaştırdığı veya akıl yetersizliğine sebep olduğu fikri oldukça tartışmalı bir konudur. Bu soruya verilecek cevap, birçok faktörü ve bakış açısını içermelidir.

Teknolojinin Olumlu Etkileri:

1.         Erişim Kolaylığı: Teknoloji, bilgiye ve kaynaklara erişimi artırabilir. İnternet sayesinde geniş bir bilgi havuzuna ulaşmak ve öğrenmek kolaylaşmıştır.

2.         Öğrenme Araçları: Teknoloji, öğrenme materyalleri ve eğitim araçları sunar. Eğitim yazılımları, interaktif ders materyalleri ve uzaktan eğitim, öğrenme deneyimini zenginleştirebilir.

3.         Verimlilik Artışı: Teknoloji, günlük hayatı kolaylaştırabilir ve iş yapma süreçlerini daha verimli hale getirebilir. Otomasyon ve dijital araçlar, zaman kazandırabilir.

Teknolojinin Potansiyel Olumsuz Etkileri:

1.         Dikkat Dağınıklığı: Sürekli olarak akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve diğer cihazlarla etkileşimde olmak, dikkatin dağılmasına ve odaklanma zorluğuna yol açabilir.

2.         Yüzeysellik: Hızlı bilgi akışı, yüzeysel bilgi alışverişine yol açabilir. Derinlemesine düşünme ve analiz yapma süreçleri azalabilir.

3.         Bilgiye Aşırı Bağımlılık: Teknolojiye güvenmek, insanların kendi bellek ve düşünme yeteneklerini zayıflatabilir. Bilgiye hızlı erişim, bazen kişisel hatırlama ihtiyacını azaltabilir.

4.         Sosyal Etkileşim Sorunları: Teknoloji aracılığıyla iletişim kurmanın artması, yüz yüze iletişimdeki eksikliklere yol açabilir. Bu da sosyal becerilerin azalmasına neden olabilir.

Önemli olan, teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanmak

Yapay zeka konuyla ilgili son olarak, “Teknolojinin insanları aptallaştırdığı iddiası kesin bir genelleme yapmaktan ziyade, nasıl kullanıldığına ve kişinin deneyimine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Teknoloji, potansiyel olarak insanların zihinsel yeteneklerini geliştirebileceği gibi, dikkat dağınıklığı, yüzeysellik ve sosyal sorunlar gibi etkiler de yaratabilir. Önemli olan, teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanarak olumlu yönlerini ön plana çıkarmak ve olumsuz etkilere karşı korunma önlemleri almak olabilir” cevabını verdi.

Kaynak: Kardelen BUĞDAY