Dünyanın en çok okunan ve izlenen fantastik, bilim kurgu serisi Harry Potter’ın HBO MAX tarafından yayınlanacak yeni dizisi meraklılarını heyecanlandırmaya devam ediyor. Kimilerine göre yapılan filmlerin yerini tutmayacak bu dizinin yapılmasının gereksiz olduğu söylenirken, kimileri de yeni kadroya bir şans verilmesinin ve seriyi bir de başka bir gözden izlemenin keyifli olacağı kanaatinde. Dizinin büyün sezonları J.K. Rowling’in yedi romanından bir tanesinin uyarlaması olarak sunulacak. Dizi kararı alınmadan önce Warner Bros. Discovery, Discovery + ile birleşti. Yapımcılığını ise yine serinin yazarı J.K. Rowling yapacak. Warner Bros. Discovery, kitaplara sadık kalınacağını söylerken, kitapların her birindeki hikayelerin yeni bir oyuncu kadrosuyla çekileceği ve dizinin “10 yıl sürecek” bir yapım olacağına dikkat çekti.
Öte yandan dizi merakla beklenirken, yazar J.K. Rowling’in trans bireylere yönelik sözleri tartışma yaratmaya başladı. Birçok okur tarafından tepki çeken söylemler nedeniyle ABD’nin Seattle kentinde bulunan Museum of Pop Culture (Popüler Kültür Müzesi), bünyesinde bulunan Harry Potter sergisinden serinin yazarı J.K. Rowling’e ait bölümlerin kaldırılması kararı aldı. Kendisi de bir trans birey olan müzenin sergi proje müdürü Chris Moore, Rowling’in söylemlerinin kendisini seriden bile soğuttuğunu belirtti. Keza Moore’un bu yorumunu paylaştığı internet sitesinde Moore’a katılan birçok insan olduğu görüldü. Moore, açıklamasında, ““Harry Potter dünyasında soğuk, kalpsiz ve neşe yiyici bir varlık var ve bu sefer bu bir Ruh Emici değil. İnternette bu kitap serisinin bir yazarı yokmuş gibi davranan insanlar var ve biz de onların arasına katılmak istiyoruz. Fakat malum kişinin nefret dolu ve ayrıştırıcı sesi biraz fazla çıkıyor, bu yüzden de görmezden gelmek epey zor. Şimdilik yetkililer Rowling’in etkisini azaltmak için ona dair her şeyi müzeden kaldırmaya karar verdi. Mükemmel bir çözüm değil fakat uzun vadede yapılacak şeyleri planlarken kısa vadede yapılabilecek en iyi şeydi” ifadelerini kullanırken bazı Hogwarts tutkunlarının serinin bir yazarı yokmuşçasına yaptığı yorumlar da dikkatlerden kaçmadı.
Tüm bu tartışmaların ardından ise Rowling’e beklenmedik bir destek geldi. Harry Potter film serisinde Luna Lovegood karakterini canlandıran oyuncu Evanna Lynch, transseksüel hakları gibi böylesine hassas bir konuyu internette tartışmanın sorumsuzluk olduğunu söylerken, Rowling’in ne kadar cömert ve sevgi dolu bir insan olduğunu belirtti. Lunch, daha sonrasında ise Telegraph’a yaptığı açıklamada, “Bu sohbete sürüklendiğimde çok saftım. İki taraf olduğunu bile bilmiyordum. İyi ve kötü gibi bir görüşüm vardı. Tartışmanın her iki tarafı için de şefkat duyuyorum” diyerek açıklamaları dolayısıyla eleştirilmekten kurtulmaya çalıştı.
Yapılan tüm bu açıklamaların serinin yeni dizisine bakış açısını etkiler mi, yoksa daha da merak konusu haline gelmesini mi sağlar bilemiyorum. Ancak bana göre, insanların tercihleri hakkında, yaşadıkları dünyayı bilmeden açıklama yapılması, haklarında konuşulması pek de doğru bir düşünce değil. Rowling, çarpıcı açıklamalarını gündemde kalmak için mi yoksa gerçekte bu konuda çok fazla düşündüğü için mi yapıyor bilemiyorum. Ben seriyi seviyorum ve diziyi de merakla bekliyorum. Seri bize sunulduktan sonra artık o Rowling’in değil, bizim oldu gibi düşünüyorum. Çünkü kitapları okuduğumda kendi dünyamı kendim yaratıyorum, Rowling sadece bana yol göstermiş oluyor. Diziyi de heyecanla bekliyorum, elbette filmin yerini tutmayacaktır ama şans vermezsek de pişman oluruz diye düşünüyorum.