Suudi Arabistan, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğinde büyük dönüşümler yaşıyor. Ülkenin klasik şeriat yönetiminden modernleşme çabaları, "Vizyon 2030" projesi adı altında hızla ilerliyor. Son zamanlarda ülkede gerçekleşen reformlar, özellikle kadın hakları ve toplumsal normlar üzerinde derin etkiler yaratıyor.
Geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistan, ilk kez bir güzellik yarışmasına katılım sağlamış ve kadınların araç kullanma yasağını kaldıran önemli adımlar atmıştı. Bu değişimler arasında, cinsel tacizi suç sayan yasaların kabulü, yabancı diplomatik temsilcilere alkol satış izni verilmesi, ve 21 yaş üzeri Suudi kadınların vasiyet olmadan seyahat etme özgürlüğü gibi önemli reformlar bulunuyor. Ayrıca, ülke genelinde 2030 yılına kadar 300'den fazla sinema salonunun açılması hedefleniyor.
Ancak, tüm bu ekonomik ve toplumsal reformlar karşısında Suudi Arabistan hala toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve idam cezası gibi konularda sınırlamalarla karşı karşıya. Kadın hakları konusunda uzmanlaşmış ODTÜ Sosyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Ayşe Saktanber, yapılan reformların ülkenin ekonomik açıdan batı dünyasına entegrasyonunu hızlandırdığını belirtiyor ancak kadınların haklarının gerçek anlamda iyileşmesi için laik bir hukuki altyapının şart olduğunu vurguluyor.
Saktanber'e göre, Suudi Arabistan'daki reformlar kadınların yaşamlarında küçük kazanımlar sağlasa da, ülkenin vesayet sistemi altında kadınların hak mücadelesinin sürdüğü bir gerçek. Kadın hareketinin, özellikle araba kullanma hakkı gibi temel haklar için verdiği mücadelenin yanı sıra sosyal medya üzerinden de şekillendiği belirtiliyor. Ancak, Suudi Arabistan'da laiklik olmadan gerçek ve kalıcı hak bazlı değişimlerin zor olduğu ifade ediliyor.
Suudi Arabistan'daki reform süreci, ülkenin gelecekteki toplumsal ve hukuki yapısını derinden etkileyebilecek nitelikte. Kadın hakları ve toplumsal normların değişimi, ülkenin iç ve dış politikalarında önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor.