Ekonomi

Tarımsal üretime ‘mazot’ darbesi

Tarım sektörünün en önemli girdilerinden olan mazotun son zamlarla 33 lirayı geçmesiyle tarımsal üretimin tehlikeye girdiğine vurgu yapan sektör temsilcileri, önümüzdeki süreçte tarımdan ve hayvancılıktan uzaklaşılacağını, gıdaya erişimin zorlaşacağını belirtti

Abone Ol

Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden olan tarım sektörü, son dönemde girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle zor günler yaşıyor. Son olarak ÖTV’ye gelen zamlarla mazot fiyatının 33 liraları geçmesi, ülkede tarımın geleceğiyle ilgili soru işaretlerini artırdı. Sektör temsilcileri, girdi maliyetlerinin bu şekilde devam etmesi ve devletin destek vermemesi halinde, tarımsal üretimin tehlikeye girebileceğini söyledi.


“Üretimden kopuş başlar”
Üreticinin zor bir dönemden geçtiğini vurgulayan Yüksek Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi, “Üretici çok tedirgin. Bu artık bıçağın kemiğe dayanması değil, bıçağın kemiği geçmesi oldu. Yapılan zamlar çok ciddi zamlar, hem KDV ve ÖTV zamları hem de akaryakıtta yükselen fiyatlar, hepsi üst üste bindi. Bu zam furyası kartopu gibi büyüyecek. Bunun zincirleme etkisi de üreticiyi çok fazla etkileyecek. Üretici zaten zamlardan önce de çok fazla zorlanıyordu. Bu zamların etkilerini hem bitkisel üretimde, hem hayvansal üretimde yaşayarak göreceğiz ancak üretimden kopuşların yaşanacağını, hayvancılıkta uzaklaşma başlayacağını öngörebiliriz. Önümüzdeki süreçte büyük bir kısır döngüye gireceğiz. Hem üretici, hem de tüketici olarak bu zor döneme hazırlıklı olmak zorundayız ki zaten bu konuda birileri de bize hikayeler anlatmaya devam edecek gibi gözüküyor” dedi.


“Kriz büyüyecek”
Çiftçiye açıklanan destekleme paketleri dışında bir yardım olmadığını ve bu desteklerin de yetersiz olduğunu belirten Çiftçi, “Tarımsal üretimi önceleyen bir hazırlık yok, olsaydı bu pansuman olurdu ki bu pansuman bile bir noktaya kadar dayanır, sorunun kökten çözülmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu kriz çığ gibi büyümeye devam edecek. Bunun üzerine ekonomik krizi, iklim değişiklinin etkileriyle birlikte düşündüğümüzde de olumsuz tarafı çok daha ağır basan bir durumun içinde olduğumuzu görüyoruz. Biçerdöverlerin fiyatlarında da artış göreceğiz. Bu da maliyetlerin yükselmesi anlamına geliyor. Üreticinin kaybı iyice artacak. Gelecek sezonda üretici üretime devam edecek mi, araziler el değiştirecek mi gibi soruları da yaşayarak göreceğiz ancak ekonomik politikalarla desteklenen bir planlı tarım politikası gelmeden hiçbir şey değişmeyecek.  Bakanlığın bu konuda açıkladığı bir politika var ancak bu cezaya dayalı ve üreticiyi üretimden koparacak bir politikadır. Sözleşmeli üretimle üreticiler firmaların kucağına itilecektir. Bu olumlu değil olumuz bir sonuç doğuracaktır. Çünkü geçmiş politikalarda üreticilerin sözleşmeli üretimden nasıl ağzının yandığını biliyoruz” diye konuştu.


“Ağır sonuçları olacak”
Tarım makinelerinin genelde 90-100 litre civarında bir yakıt alabildiğini ve üreticilerin genellikle depolarında bir iki ton mazot depoladıklarını belirten Menemen Ziraat Odası Başkanı Arif Metin Karagöl, “Üreticinin gelen zamlarla birlikte bu adar yakıt depolama gibi bir şansı maalesef ki yok. Bu zamlarla hesaplarsak, her gün çalışan bir çiftçiye bu büyük bir külfet. Önümüzdeki dönemde yeniden zam yapılırsa ve yakıt fiyatları 40-50 TL’leri bulursa çiftçiler kontak kapatır ve eğer devlet üreticiyi desteklemezse emin olun üretim duracaktır.  Bu durum gıdanın ulaşımında da sıkıntılar yaratacak. Gıdalar İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlere Anadolu’nun diğer şehirlerinden geliyor ve bunların nakliyesinde de artış olacağından tüm ürünler zamanlanacak. Gerçekten çok yüksek bir zam yapıldı, eskiden kuruş kuruş yapılan zam böyle yüksek bir şekilde artırıldığından bunun sonuçları da çok ağır olacaktır” dedi.


“Gıdaya erişim zorlaşacak”
Seçim ekonomisinin ağırlığını emek sınıfının çekmeye başladığını söyleyen Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Raşit Uysal, “Akaryakıta gelen zam tüm sektörlerde artışa neden olur. Bu fiyatlarla üreticinin önümüzdeki dönemde tarlaları boş bırakacağını öngörebiliriz. Hayvancılıkta da yem fiyatlarında bu artışın etkilerini, Ulusal Süt Konseyi tarafından belirlenen çiğ süt fiyatı geçtiğimiz hafta 8,5 TL’den 11,5 TL’ye çıkmasıyla görmeye başlamıştık. Hemen birkaç gün sonra akaryakıta gelen büyük zamla bu fiyat da daha şimdiden eriyip gitti. Böylece üreticinin de elinde hiçbir kazanç kalmamış oldu. Durum bu şekilde giderse, vatandaşın gıdaya erişimi çok zor olacak” dedi.