FED faiz kararı, finansal piyasaların dikkatle takip ettiği konular arasında yer alıyor. Temmuz ayı faiz kararıyla ilgili beklentiler ve kararın olası etkileri, yatırımcılar ve ekonomi uzmanları tarafından merak ediliyor. Peki, FED faiz kararı ne zaman açıklanacak ve beklentiler neler?
FED Faiz Kararı Tarihi ve Saati
Temmuz ayı FED faiz kararı, 31 Temmuz’da (bugün) Türkiye saati ile 21.00'da açıklanacak. Piyasalar, faiz oranında bir değişiklik olmayacağı konusunda neredeyse hemfikir. FED’in politika faizini yüzde 5,25-5,50 seviyesinde sabit tutması bekleniyor. Ancak, karar metni ve ardından yapılacak basın toplantısı, FED’in gelecekteki para politikası hakkında ipuçları verebilir.
Beklentiler ve Piyasaların Tepkisi
Para piyasalarındaki fiyatlamalar, FED’in yılın geri kalanında üç kez faiz indirimine gidebileceğini öngörüyor. Özellikle FED Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları ve karar metnindeki yönlendirmeler, yatırımcılar için büyük önem taşıyor. Powell’ın sözle yönlendirmeleri, gelecek dönem para politikalarına dair önemli sinyaller verebilir.
Son aylarda yapılan dört toplantının her birinde faiz oranları sabit tutulmuştu. Ancak bu kez, enflasyon ve işgücü piyasasındaki gelişmeler, Eylül ayında yapılacak bir sonraki toplantıda faiz indirimi ihtimalini gündeme getirebilir. Powell, bu ay yaptığı bir konuşmada, "Sağlıklı bir işgücü piyasasını korurken enflasyonu FED'in yüzde 2'lik hedefine indirmek beni geceleri uyutmayan şey" demişti. Bu açıklama, FED’in enflasyon konusundaki kararlılığını bir kez daha vurguluyor.
İstihdam Verilerinin Önemi
FED’in faiz kararı sonrası, piyasalar Cuma günü açıklanacak istihdam raporunu da dikkatle izleyecek. İstihdam verileri, FED’in faiz indirimi konusundaki soru işaretlerini azaltabilir. Güçlü istihdam verileri, ekonomik toparlanmanın sürdüğüne işaret ederken, FED’in daha uzun süre bekleyip temkinli adımlar atmasına neden olabilir.
Son dönemde yetkililer, çok uzun süre bekleyip yumuşak bir iniş yapma konusunda daha temkinli davranmaya başladılar. Bu da, piyasalarda ani hareketler yerine daha öngörülebilir bir politika izlenmesine neden oluyor.